Hanifi Yasin Çelik

Hanifi Yasin Çelik

Evet, Ama Neden?

Evet, Ama Neden?

Milli takımımız; Litvanya, Faroe Adaları ve Lüksemburg gibi zorlu rakiplerin olduğu UEFA Uluslar Ligi gruplarına harika 2 galibiyetle başladı (!). İlk maçta evimizde Faroe Adaları’nı 4-0’la, ardından Litvanya’yı deplasmanda 6-0’la geçen Milli takım 6 puanla grubun zirvesine yerleşti. Bu iki maçı ve daha da önemlisi neden böyle bir grupta yer aldığımızı konuşacağız. Türkiye gibi futbolun her mevkisinde yaşanan gelişmenin ülke gündemine oturduğu, büyük çoğunluğunun takip ettiği ve üst yapıya para harcamaktan hiç geri durmayan bir ülke için; Uluslar Ligi’i ne kadar ciddiye alınacak kadar büyük bir organizasyon olmasa da C seviyesinde mücadele etmek büyük bir rezillik. Gerek yapılan yatırımların gerekse oyuncularımızın kalitesinin, bulunduğu noktanın oldukça üstünde olduğu aşikar. Bu nedenle bu maçlarda alınan galibiyetler ve atılan goller bizim gerçek oyunumuzun bir mükafatı olarak değerlendirmek yanlış bir bakış açısı olacaktır. Ama biraz da pozitif yönden bakmak isterim. Stefan Kuntz takımın başına gelir gelmez kendini Dünya Kupası mücadelesinin içinde bulmuştu. Böyle durumlarda her teknik direktörün yapacağı gibi Kuntz Hoca da kendi sistemini entegre etmekten çok mücadeleye başlayan Şenol Hoca’nın oyun tarzını devam ettirdi. Bu nedenle basit seviye maçlar da olsa yeniden yapılanan Milli takım için hem bu dönemi gelecek adına sistem kurma hem de kazanma alışkanlığı sağlama açısından uygun bir dönem olduğu düşüncesindeyim. Bazı farklılıklar olduğunu da görüyoruz zaten. Beni özellikle etkileyen değişiklik de Halil Dervişoğlu’nun oynatılma tarzı. Halil’i izlemeye başladığımdan beri kendisinin tek forvet sisteminde şu an için yetersiz olduğunu ama 2. ve 3. bölge arası geçişlerinde oyun bilgisiyle hem oyun kurulumunda hem de ceza sahasına koşularda etkili olabilecek bir oyuncu olduğunu düşünüyordum. Halil; Galatasaray’da Fatih Hoca ile 2 sezon, Milli takımda Şenol Hoca ile yaklaşık 1.5 yıl çalışmasına rağmen bu rolde hiçbir teknik direktör onu kullanmamıştı ve bunu da oldukça eleştirmiştim. Kuntz ise geldiği andan beri Firmino esintileri veren Halil’i tam da o rolde kullanıyor ve performans da alıyor. Orta sahada ise Okay-Dorukhan tarzı oyuncular yerine Orkun Kökçü-Hakan gibi pas yüzdeleri ve oyun görüşleri güçlü isimleri kullanarak topu efektif yönlendirmek hedefleniyor. Aslında birçok Avrupalı hoca gibi. Dediğim gibi, bu maçlar sonuçları ciddiye alınacak maçlardan çok takımdaki gelişmeleri ve değişimleri oturtma maçları olarak değerlendirmek ve bu yönleri takip etmek en azından içine bulunduğumuz zaman diliminde en mantıklı olan. Eksiklerimiz var ve bunları bir sonraki Avrupa Şampiyonası elemelerine kadar kapatacak zamanımız da var. Umarım bu yetenekli ve genç ekibin bizi daha da büyük arenalarda temsil edebileceği sistemleri kurmada daha fazla geç kalmayız.

Bu yazı toplam 6343 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hanifi Yasin Çelik Arşivi