Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

DELİLİĞİN FELSEFESİ

DELİLİĞİN FELSEFESİ

 

İki gün önceydi iki lise öğrencisi sokakta durdurdular uzun boylu sarışın olan derin ve anlamlı bir bakışla çok rastlamışımdır böyle tiplere insana yukardan bakarlar o delice bakışları hayla gözlerimin önünde. Ağır başlılıkla Tuncer abi yazdıklarını. Zaman zaman okuyorum yazılarınızda olmasını istediklerinizi siz gerçekten yapabiliyor musunuz? Mesela demokrasi konusu Türkiye’de demokrasi yoktur diyorsunuz. Siz demokrat mısınız? demokrasiyi kendi evinde ve çevrende uygulaya biliyor musun? Hayır dedim demokrasiyi tam olarak yerine getiremiyorum ama uygulamak için

Büyük çaba gösteriyorum zeki bir çocuk keşke bütün gençlerimiz böyle sorgulayıcı olabilseler sanki soracakları soruları daha önceden hazırlamışlar gibiydiniz bir soru. Bir soru üç yazınızdan birisi delilikle ilgili oluyor siz kime deli diyorsunuz? Birde bu konuyla bu kadar fazla neden ilgileniyorsunuz bir sorunu birden çok cevabı vardır ama yine de en önemli cevabı ben sıra dışı olanlara sıradan çıkmış olanlara duyarlı olanlara devamlı soru soranlara ve her konuda sorgulayıcı olanlara deli diyorum.

Kralı çıplak görenlere deli diyorum bu yüzdende bu konuyla ilgileniyorum delirmek kolay değildir çok ağır ve derinlikli bir meseledir. Mesela akıl, akıl en güçlü deliliktir. Deliler bu akıllarının güçleriyle sıradan bir insanın hayal bile edemediklerini pratik hayata geçirmişlerdir işte deliliğin en yüksek derecesi de budur. İnsanların hepsi delidir akıllı olduğumuz zaman çok azdır mesela bir çocuktan sonra üç dört çocuk yapan kadınlar o ilk bebekte çektikleri onca acıdan sonra bu yüzden milyonlarca kadın ölmüştür ama kadınlar bu ölüm riskine rağmen çocuk yaparlar. Sokrat’ı dönemin iktidarı defalarca uyarmasına rağmen. Filozof sokakta konuştuğu tartıştığı insanları özelliklede gençleri iktidara karşı ayaklandırmaya çalışmıştır.

Tabi iktidar onu önce yargılamış. Sonrada baldıran zehiri içirerek öldürmüştür benim delilik diye yazdıklarım böylesi sıra dışı konulardır mesela Tolstoy. Tolstoy dönemin Rusya’sının en varlıklı insanıdır konttur asiller sınıfına aittir. ama o hep emekçi sınıfın yanında durmuş emekçilerin hayatlarını anlatan romanlar yazmış bu yüzden hem çar, hem de kilise tarafından aforoz edilmiş. Bizim Tolstoy’dan daha varlıklı alanlarımız yan gelip yatmış çalışanların emekleriyle sorumsuzca yaşamışlardır Tolstoy bu onurlu davranışından dolayı delilik yapmıştır. Bu yüzden delilik konusunu yazınca Tolstoy’u – Dostoyevski'yi ve Nietzsche yazıyorum.

Deliler orijinal ve doğal insanlardır çocuk gibidirler onlar genç öğrencilerle sokağın ortasında bir saate yakın bu konuyu tartıştık ben anlattım onlar güldüler bu da bir deliliktir ağlatmak çok kolaydır ama güldür çok zordur halada açlık, yokluk çeken insanları güldürmek imkansızı yapmaktır kendimizi sorgulamalıyız tıpkı Edip can severin ruhi beyi gibi Ruhi bey kendi kendine ben nasıl bir insanım? Kimim ben? Neyim ben? Diye sorar ama kendine bir cevap veremez ister asi-ister deli-isterse de ruh hastası deyin ban umurumda değil çünkü ben benim aslımı sorarsanız zaman, zaman bende gıcık oluyorum bana ama bir şey yapamıyorum Yunus Emre’nin dediği gibi hani yunus bir ben var benden içeri diyor ya benim içimde de bir ben var ve ben ona güç yetiremiyorum aman ha deli meli[G1]  deyip yazdıklarımı okumamazlık etmeyin. Okuyun yaşam çok karma karışık tarif etmek için tek doğru cevap yoktur böyle soranlar cahildirler  yaşam her gün yeniden başlar ve içinde sayısız bilinmezlikler vardır gerçekten hayatın bir kullanma kılavuzuda  yoktur olmuş olsaydı hayatın bir anlamı olmazdı hayat dediğimiz o ne yaşamadan anlaşılmıyor hayat boştur diyenler var hayat boşsa bu sözü söylemekte boştur.


 [G1]

Bu yazı toplam 1206 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi