BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

Dayanışma ağlarının önemi

Dayanışma ağlarının önemi

Türkiye’de Covid-19 vakasının görüldüğü resmi olarak açıklandığından bugüne, salgının yarattığı etkileri azaltacaktek güçün dayanışma olduğunu herkes söylüyor.
Bunun için, yani dayanışmayı büyüterek virüsle ve sonuçlarıyla mücadele etmek amacıyla ülke genelinde otuzu aşkın dayanışma ağı kuruldu. Bunlardan biri de İzmit Tavşantepe Dayanışma Ağı'dır.
İşçi yoğunluklu mahallelerde ‘salgın varsa dayanışma var' diyerek dayanışma ağlarını örgütleyenler gönüllü öğrencilerden oluşan  Tavşantepe Dayanışma Ağı bu süreçte farklı deneyimler ediniyor.
Okulların kapatılmasının ardından memleketlerine dönmeyen öğrenciler, dayanışmanın önemini öne çıkaran çalışmalar yürütüp, ortak bütçe ve üretimle salgının ekonomik ve ideolojik etkilerinin üstesinden gelmeye çalışıyor. Öğrencilerin, mahallelerdeki yoksul halka yaptığı gıda ve ayni yardımlar takdir topluyor.
Neyi, nasıl yaptıklarını onlardan dinleyelim.
Diyorlar ki;
"Sorunlarımızı ortak sorunlar olarak görüp birlikte çözümler üretiyoruz
Bu süreçte öğrenci arkadaşlar olarak oluşturduğumuz bu ağ başarılı oldu. Bütün ekonomik yükü paylaşarak, herkesi birazcık da olsa rahatlatmış olduk. 
İhtiyaçlar ortak olarak belirleniyor. Her işin bir sorumlusu var. Bunca yalnızlaştırma politikasına karşı bizler neredeyse her akşam hep birlikte filmler izleyip tartışıyoruz. Ellerimizi çalıştırmaya çabalıyor ve yemeklerimizi birlikte yapıyoruz, bilmeyenlerimize öğretiyoruz. Belirlediğimiz kitapları okuyup yine belirlediğimiz bir günde üzerlerine tartışıyoruz. Kapitalist ahlakın bizlere dayattığı tembellik, bencillik, savurganlık, ben merkezcilik, cinsiyetçilik gibi birçok özellikleri en küçük ayrıntısına kadar irdelemeye ve yok etmeye çalışıyoruz. Ortak sorunlar için birlikte çözümler üretiyoruz.
Mahalle dayanışmasını büyütmek amacıyla gıda, temizlik, sağlık malzemesi ve para toplayıp erzak desteği, salgın üzerine bilgilendirme, her eve bir mektup tarzında çalışmalar yapıyor ve burada gönüllülük ruhunu yükseltmeye çabalıyoruz.”
Bunları anlatan dayanışma ağı üyesi gençlerin bir de şikayeti var.
Şöyle ki;
"Biz, dayanışma ağını duyurmak ve 
salgın hakkında tıbbi bilgilendirme  için her yolu deniyoruz. Muhtarlık yardımı ile belirlenen ihtiyaç sahiplerine gıda malzemesi dağıtımı gerçekleştiriyoruz. Buna karşın, ağın duyurulması için afiş çalışması yaparken polis tacizi ile karşılaşıyor ve para cezasına çarptırılıyoruz." 
İşte, bunu anlamak olası değil...
Dayanışmanın alt yapısını oluşturmak için elbet duyurusunun iyi yapılması lazım. O gençlerin TV ve radyosu yok. Doğal olarak tercih ettikleri o yolla çalışacaklar.
Öyleyse, iyilik ve dayanışma ağını güçlendirip yoksul halkın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışanlara ceza neden uygulanır ki ?
Yoksa, o dayanışmanın yaratacağı sinerjinin halka gerçekleri gösterecek olmasından mı korkuluyor ?
Eğer öyleyse, unutulmasın ki hiçbir korkunun ecele faydası yok.
Sağlıklı ve üretken toplumlar güçlü dayanışmalarla kurulur ve bağımsızlığını aynı temelde yaşatır.

Bu yazı toplam 1808 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi