Halil Yeni

Halil Yeni

Bir Öğretmenin Son Dersi: Mevlüt Çiftçi’nin Hatırası

Bir Öğretmenin Son Dersi: Mevlüt Çiftçi’nin Hatırası

Yeryüzünde bir insan yoktur ki onun için tek kötü söz söyleyebilsin.

Ömrünü güzel bir hayatın mücadelesine adayan değerli abimiz, Mevlüt Çiftçi’yi kaybettik. Tertemiz yüreği, samimi inancı ve sarsılmaz kararlılığıyla yolumuzun emekçilerindendi. Emeğine teşekkür ederek, sevgiyle uğurladık onu.

Kars Cilavuz Öğretmenlik Okulu mezunu olan Mevlüt Çiftçi, Türkiye’nin eğitim tarihinde sembol bir kurumun öğrencisiydi. 1970’te başladığı öğretmenlik mesleğini yaklaşık otuz yıl sürdürdü. Büyük bölümünü Gebze’deki okullarda, yoksul çocukların eğitimi için harcadı.

Hayatını yalnızca öğrencilerine değil, meslektaşlarının daha iyi koşullarda yaşamasına da adadı. Eğitim emekçilerinin özlük hakları için sendikalaşma mücadelesinde hep ön saftaydı. Hak arayışlarında geri adım atmadı. Geçmişten geleceğe TÖB-DER, EĞİT-DER, EĞİT-SEN ve Eğitim-Sen süreçlerinde kuruluşlardan ilerleyişine kadar her aşamada yer aldı.

Sosyalizme sevdalıydı. Gebze’de ÖDP ve SOL Parti ile verdiği mücadeleyle sosyalizmin toplumsallaşmasına katkı sundu. Hayal ettiği dünya eşit, özgür, adaletli ve kardeşçe yaşanan bir dünyaydı. Bunun için yıllarca mücadele etti. Bıkmadı, usanmadı.

Öğretmenlikten emekli olsa da mücadeleden emekli olmadı. Bu kez de yoksulluğa mahkûm edilmiş emeklilerin hakları için çalıştı. Tüm Emekliler Sendikası’nın Gebze’deki kuruluşuna katkı sundu; yaşına ve hastalıklarına rağmen sedikanın en aktif üyelerinden biri oldu.

Kentin kültür sanat yaşamına da sahip çıktı. Gebze’nin tek sanat kooperatifi Bilkar’ın etkinliklerine sağlığı elverdikçe katıldı. Dinledi, düşündü, söz aldı, öneriler sundu. Öğretmeye, paylaşmaya devam etti.

Bir eş, bir baba, bir dede; bir eğitim emekçisi, bir sosyalist, bir emekli hakları savunucusu, bir kültür sanat takipçisiydi. Gebze gibi bir bölgede böylesine nitelikli bir insana rastlamak zordur; hele uzun yıllar boyunca bıkmadan usanmadan mücadele eden birine rastlamak çok daha zordur.

Bilkar’daki buluşmalarımızda dipdiri hafızasıyla geçmişin anılarını anlatırdı. Kars’taki yoksul çocukluğunu, zorluk ama inançla geçen Cilavuz Öğretmenlik Okulu günlerini, Gebze’deki öğretmenlik hatıralarını özlemle dile getirirdi. Sonraları Alzheimer hastalığına yakalanınca bu birikim hafızasından azar azar silinmeye başladı. O konuşkan abimiz unutmaya, unuttukça susmaya başladı. Ve yağmurlu bir günde nefesi durdu. Kara haber tez duyuldu, çabuk yayıldı.

Cenaze töreni hayatının özeti gibiydi: komşuları, akrabaları, ailesi, eğitim emekçileri, emekli mücadelesinden dostları, Sol Parti’den yoldaşları, Bilkar’dan sanat insanları, dost kurum ve kuruluşlardan sevenleri… Hepsi bir aradaydı. Gebze, böyle sevilen bir insanı tarihin hafızasına gömerek uğurladı.

Yaşar Kemal, “O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler” der. Ben Mevlüt öğretmenimizi Adnan Yücel’in dizeleriyle yolcu ediyorum:

“Saraylar saltanatlar çöker

Kan susar bir gün

Zulüm biter

Menekşeler de açılır üstümüzde

Leylaklar da güler.

Bugünlerden geriye,

Bir yarına gidenler kalır

Bir de yarınlar için direnenler.”

Bu yazı toplam 769 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi