BEŞ KURUŞLUK ÇIKAR, KAYIP BİR ONUR!
Hz. Ali şöyle demiş:
"Haksızlık karşısında eğilirseniz hem hakkınızı hem de şerefinizi kaybedersiniz."
Kesinlikle öyle. Bu söz, asırlar ötesinden bugüne uzanan, insan olmanın en temel erdemlerinden birini işaret ediyor. Nerede olursa olsun haksızlık karşısında asla susmamak, görmezden gelmemek erdemli insanların işidir.
Küçük hesaplar, günübirlik çıkarlar uğruna eğilip bükülmek, takla atmak, omurgasız bir duruş sergilemek, asla namuslu insanlara has bir özellik değildir. Oysa ne yazık ki, paranın tanrı yerine geçtiği, çıkarın her şeyin üstünde tutulduğu kapitalist sistem, haksızlıklara karşı üç maymunu oynayan, susan, görmezden gelen insan türünün adeta membası durumundadır.
Yanınızda, yörenizde, küçük hesaplar içinde birtakım beklentilere göre atraksiyon yapanlar mutlaka vardır. Öyle ki, şeref ve haysiyetini, şahsiyet ve kimliğini, onur ve gururunu beş paralık çıkarları adına gönüllü olarak teslim etmeye hazır o kadar çok kişi var ki... Paranın ve gücün önünde eğilmeye antrenmanlı, bu duruşu bir marifet sayan o kadar çok istekli var ki...
Peki, bu zihniyetle, bu kişiliksizlik abideleriyle, haksızlığa karşı dimdik durmak, tek vücut olmak mümkün mü? Tabi ki hayır! Onlar, yani haksızlık önünde tapınan, bukalemun gibi renkten renge girenler, gerekli an geldiğinde ilk taşı atmaya, hatta bu haksızlığın bir parçası olmaya çoktan gönüllü ve isteklidirler.
Ülkemizin hâlihazırda içinde bulunduğu antidemokratik ortamın, refah düzeyinin yetersizliğinin, yaygınlaşan haksızlık ve hukuksuzluğun, eğitimsiz birey ve kitlelerin oluşmasının altında yatan en büyük nedenlerden biri, işte tam da bu çıkarları için taklacı olanların büyük payıdır.
"Gelen ağam, giden paşam" diyerek, kendileri ve menfaat çevrelerinden başkaca hiçbir şey düşünmezler. Bugün A partisi iktidarda ise ondan yana saf tutar, yarın Z partisi iktidar olduğunda ise en büyük destekçileri ve şakşakçıları yine bu zübükzadeler olur.
Liyakat, deneyim, bilgi ve birikim yerini, acı bir şekilde hokkabazlık ve şarlatanlığa terk etmiş durumda. Sevgili Uğur Mumcu’nun, meşhur sözünde ifade ettiği gibi: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.” İşte bu türden kimileri, yani bilgiye değil, kurnazlığa yatırım yapanlar etrafımızı çepeçevre sarmış durumda.
Her şeye karşın, umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Ülkemizin ve dünyamızın gelecek güzel günleri, ancak erdemli, namuslu ve de dürüst insanların ellerinde, düşüncelerinde ve kararlı mücadelelerinde yükselecektir. Haksızlık karşısında eğilmeyenler, şeref ve onuru her şeyin üstünde tutanlar, değişimin gerçek mimarları olacaktır.