Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BENİ DELİLER ANLAR

BENİ DELİLER ANLAR

 

İnsanın aşağılanmasından zevk aldığına inanmazlar insanlar inanılacak gibi de değil ben kendimden örnek vereyim kovula kovula, dövüle dövüle, aşağılana aşağılana bu işten keyif almaya başladım. Tabi intihar edenlerde olmuştur. Aşağılanmak insanlık dışlıktır. Beni aşağılayanların karşısında benim umutlarım canlandı. Onlar aşağıladıkça benim cesaretim gelişti. Korkularımdan arındım sonunda onlar benim karşımda yenildiler benim bilgime yenik düştüler hayatın böyle tuhaflıkları da var. İşkenceciler karşısında onların aşağılamalarına direnen insanları düşünelim işkencecileri çıldırtan insanlar tanıdım. Cem Karaca arsız diye diye arsız ettiler. Nursuz diye diye nursuz ettiler. Aç koydular beni hırsız ettiler derken aşağılanmanın mantığından söz ediyordu… siz aşağılayanlardan küserseniz ölürsünüz aşağılanmalara teslim olmayacaksınız…

Ben anamdan rahatça acılı; ağrılı, yaralı, doğmuşum daha çocukken insanlardan kaçarmışım hiç bir şey yokken durduk yere ağlarmışım, geceleri kalkar evin içinde dolaşırmışım kırk yaşından sonra bir psikiyatra gidince anladım çocuklukta yaşadığım travmaların hayatımı etkilediğimi boşuna denemişler insanın vatanı çocukluğudur diye… kırk yaşından sonra sezdim dünyanın mutsuz bir yer olduğunu mutluluk yoktur sezgisi böyle başladı. İnsanların hepsi mutsuzdur. Ama mutluymuşlar gibi davranıyorlar insanların çoğu hayatı tam olarak anlayamıyorlar, hayat dediğimiz şey çekilmez bir şeydir açlıktan, hastalıktan, başarısızlıktan değil yaşamın kendisi saçmadır.

            Hayatım boyunca kendim olabileceğim bir yer aradım bu yeri bazen bir insanın tedirginliğinde, korkularında, acılarında buldum bazı okuduğum kitabın altını çizdiğim bir cümlesinde buldum, bazen yalnızlıkta. Kırk yaşına kadar yaşamın farkında olmadan başkalarının yargılarıyla, fikirleriyle yaşamışım yani birilerinin kölesi, emir eri olmuşum benim gibi bu ülkede milyonlarca insan var bende bu farkındalık kırkından sonra başladı. Dostoyevski kurtardı beni bu kölelikten elim, kolum, gözüm oldu Dostoyevski’yi okuyunca beni aşağılayanların karşısında zevk aldım. Çünkü dik durdum. Güçlendim, bilgilendim, sözünü ettiğim bu konu tuhaf bir konudur ama imkansız bir sebep değildir. İngilizlerin normal dediği kişilere İtalyanlar anormal diyorlarmış. Kayserililerin sağlıklı buldukları insanları Ofluları sağlıksız buluyorlarmış.

 

            Beni deliler anlarlar epey bir zamandır ilkel kabilelerin yaşantılarını araştırıyorum. Evi barkı terk edip yakın bir zamanda büyük bir ormanın derinliklerinde bir mağara da yaşayabilirim diye düşünüyorum. Paraya, mala, servete önem verenler benim bu duygularımı anlayabileceklerini sanmıyorum benim bu duygularımı dediğim gibi deliler, hayalperestler, garibanlar madenin hayatın sıkıntısından stresinden bunalmışlar anlayabilirler… benim hayat felsefem bu… ben kör, kambur, topal olmaya razıyım açık göz, sömürücü, para göz, çıkarı olmaya razı değilim. Ben arsız, nursuz eden de zaten bu insanlardır. Bu insanların yüzünden anarsist, isyankar ve asi oldum vicdansızlarla merhametsizlerle hiç işim olmaz herkes kendine yakışanı yapar, yakışanı giydiği gibi.

Bu yazı toplam 940 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi