Dilek ALP

Dilek ALP

AVRUPA’NIN EN CESUR KADINI ILONA

AVRUPA’NIN EN CESUR KADINI ILONA

Türk topraklarında ona “Kraliçe” diyorlardı,
Macaristan’da “Fejedelemasszony” yani Prenses,  
Fransa kralı XIV. Louis, onu “Avrupa’nın en cesur kadını” olarak takdir etmişti,
Hırvatistan’da Ozaly kalesinde ise “Kontes” diye hitap ediyorlardı.
Biz onu “Çiçekli Çayırın en asil çiçeği” olarak tanıdık…

Çoğunuz tarihin bu sayfaları ile karşılaşmamış olabilirsiniz. Nasıl muazzam topraklarda yaşıyoruz ki her adımımızda önemli bir mihenk taşına dokunabiliyoruz. Çok değerli dostlarım Numan Gülşah, Mehmet Toker ve İbrahim Sarı ile uzun sohbetlerimizden konuya uzun yıllardır aşinaydım,
Thököly İmre ve İlona Zrinyi’ye, Macar Dostluk Derneği Genel Sekreterliği’ne ve sonrasında
Başkanlığa layık görülmemden itibaren konuya hayranlığımın yanında merakım günden güne çoğaldı.

Macaristan’da ki tüm öğrencilerin, İlona Zrinyi ile küçük yaşlarında tanışıyor olmaları ve onun kahramanlıklarını dinleyerek büyümeleri bana yabancı gelmedi. Her Macar kadınının Zrinyi gibi cesur ve kahraman olmak istediği söylenir oralarda. Ülkenin tüm kadınları için halk kahramanından öte bir rol model. Memleket kahramanı olarak anılmak ne onur…

 

Kral Thökely 1682 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından Orta Macar Kralı olarak ilan edilerek gücü arttırılmış ve Osmanlı ile olan iyi ilişkileri gereği Osmanlı ordusuna destek olmaya çalışmıştır. Osmanlı’nın II.Viyana Kuşatması’ndaki başarısızlığı, onun da ülkesini terk ederek Osmanlı topraklarına sığınmasına neden olmuştur.

1682’de İlona Zrinyi ile evlenirler. İlona, Hırvatistan’ın Ozaly kalesinde 1643 yılında doğmuş, zengin Hırvat Valisi’nin kızıdır. İlona ilk eşi ölünce ikinci evliliğini Thökely ile yapar. Macaristan’ın ünlü milli kahramanı Ferenc Rakoczy’nin annesidir İlona.

 

Thököly başarısızlığa uğrayıp Osmanlı İmparatorluğu’na sığındığında İlona Zrinyi ailesinin kalesi Munkacs’ta kalarak, üç yıl Osmanlı ordularının da desteğiyle kalesini Avusturyalılar’a karşı tek başına savunur. Onun bu davranışı o günün Avrupa’sının dikkatini çekmiş ve kendine Avrupa’nın en cesur kadını sıfatı yakıştırılmıştır. Fakat üç yılın sonunda daha fazla dayanamayarak 1688’de kaleyi teslim etmek zorunda kalır. Kendi esir alınır, oğlunu da Viyana’ya götürürler ve böylece tüm aile dağılır. 1691’de Thököly, Zernyest Muhaberesi’nde esir aldığı General Heissler ile İlona Zrinyi’yi mübadele ederek kurtarır ve o zaman İlona eşiyle beraber Osmanlı İmparatorluğu’na sığınarak 1701 yılında Kocaeli, Karatepe Köyü’ne gelirler. Ancak ülkelerinden uzak ve özgürlüklerinden yoksun bir yaşam olmasına rağmen Karatepe’yi çok sevmişler ve oraya Çiçekli Çayır anlamına gelen Viragok Mezeje adını takmışlardır.
 

“Türkler Thököly’e, genelde Erdel Beylerini niteledikleri gibi ‘Kral’ derler. Prensese ise ‘Kraliçe Hanım’ diye hitap ederler. Kentten yürüyerek iki saat uzaklıkta bir çiftlik satın alırlar ve burada yaşamaya başlarlar. Thököly’nin hastalığı ortaya çıkar ve ayağa kalkamaz hale gelir, Prensesi ona sürekli cesaret ve mutluluk vermeye çalışır. Ocak 1703’de İlona’da hastalanır ve yatağa düşer. Oysa kısa bir süre önce oğlu Ferenc Rakoczy’nin özgürleştiğini duymuş ve çok sevinmiştir. Ne yazık ki, oğlunu göremeden ölüm, Çiçekli Çayır’ın en asil çiçeğini koparıp götürür…

Macar kraliçesi
İlona Zrinyi 318 yıl önce, 18 Şubat 1703 tarihinde İzmit Karatepe Köyü’nde vefat ettiğinde Kraliçenin ölümü dünyaya "Çiçekli Çayır en asil çiçeğini yitirdi" şeklinde duyurulmuş, na’şı İstanbul’da Sen Benoit Lisesi’nin içindeki şapele defnedilmiştir.

 

Mezarının başındaki mermerde : “Burada, kahramanlıklarından sonra, sağlam karakterli, cinsinin ve yüzyılın övündüğü, Zrinyi ve Frangepan soylarının son incisi, Hükümdar Thököly ve Rakoczi’nin takdire şayan eşi, Hırvatlar, Erdelliler, Macarlar ve Sekelliler arasında yaptıklarıyla bütün dünyada ün salan İlona Zrinyi yatıyor. Kaderin darbelerine manen kuvvetle dayandı, iyilikte büyük bir insandı, talihsizlikte daha da büyük. İzmit Körfezi yakınında Çiçekli Çayır’daki çiftliğinde, ömrünün altmışıncı senesinde, 1703 yılı 18 Şubatı’nda hayata gözlerini yumdu...” yazar.
 

Fransa büyükelçisi, İlona Zyrinyi’nin cenazesinin İstanbul’a getirilip defnedilmesini Paris’e şöyle rapor eder: “Prenses Thököly, Nicomedia’da hayata gözlerini yumdu, na’şı dün Galata’ya getirildi, sokaklar ve pencereler tıklım tıklım halkla dolup taşıyordu. Kiliseye zor sığabildik. Duvarlarda Macaristan, Erdel Prensliği ve Prenses Ailesi’nin armaları asılıydı. Bu saygı ifadesiyle, Zrinyi Hanedanı’nın son üyesi olmakla beraber, doğumundan ziyade iffetiyle ve merhametli iç dünyasıyla ayrıcalık kazanmış bir prensesin hatırası önünde tüm insanlık saygıyla eğildi.”

Thökely İmre ise 1705 yılı 13 Eylül günü hayata veda etmiş, onu da İzmit Ermeni Mezarlığı’na defnetmişlerdir. Mezarlar yaklaşık 200 yıl burada kalmış daha sonra 1906’da İlona’nın kemikleri, aynı yerdeki oğlu II. Rakoczi’nin kemikleriyle birlikte Bağımsız Macaristan’a götürülmüş, Kassa (bugün Slovakya Kezmarok) Kilisesi’nde defnedilmiştir. İlona Zrinyi’nin yaşamını romanlar, okulların, kütüphanelerin adları koruyor. Budapeşte’de heykelleri, büstleri tüm köşeleri süslüyor.


2006 yılında Sayın Ertunç Baykal tarafından Thököly İmre ve İlona Zrinyi Macar Dostluk Derneği İzmit’te kurulmuş, yaşadıkları köy olan Karatepe Köyü'nde hatıralarına bir anıt inşa edilmiştir. Macar Devleti tarafından Dernek Onursal Başkanı Sayın Ertunç Baykal'a iki ülke arasında yaptığı hizmetlerden dolayı verilen "Macaristan Üstün Hizmet Madalyası" uluslararası düzeyde ülkemize büyük gurur yaşatmıştır.

Kraliçe ve Kral’ın
İzmit’te bir süre konakladığı saat kulesi yakınındaki ahşap beyaz ev Mimar Bahadır Bozdağ tarafından restore edilmiş, kendisinin duyarlılığı ve Dernek Başkan Yardımcısı Sayın Numan Gülşah'ın katkıları ile bilgi plaketi evin girişine asılmıştır. Macar Türkolog Dr.Julia Brath’ın katılımı ile evin içine kral ve kraliçenin tablosu yerleştirilmiştir.

İzmit Seka Park’ta açılan anı evi ile adları sonsuza kadar yaşatılırken, Macar Kralı Thökely
İmre ile cesareti ile tanınan eşi İlona Zrinyi'yi kalplerinde hisseden Macarlar, Kocaeli'ni bu nedenle Macaristan ve Türkiye'nin kardeşliğine açılan kapı olarak görürler.

Zaman yolculuğundaki bu kahramanlar, bizler yani kent sakinleri tarafından hatıralarda tutulur. Kentler bu isimlerle ulusalda tanınır ve uluslararasında takdir görür. Çağdaş dünyada, kent yöneticileri sorumlu oldukları tarihin bilincinde, cesaretle bu değerlere sahip çıkarak gelecek nesillere transferi gerçekleştirirler.

Umuyorum Çiçekli Çayır’ın en asil çiçeği, bugün olduğu gibi bu topraklardan geçen her nesil tarafından saygı ile anılarak Macar ve Türk dostluğunun sonsuzluğunu perçinlesin…
 

Bu yazı toplam 6923 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Dilek ALP Arşivi