YİNE Mİ KADER...!
Çocuklarına bayram armağan eden tek ülkeydik!
Bugün geldiğimiz nokta umutları, beklentileri yerlebir etti.
Bazı gerçekleri çok erken gözden kaçırıyoruz.
Bundan tam 8 yıl önce Konya’nın Taşkent ilçesinde 2008 yılında ruhsatsız 3 katlı kız kuran kursu binasında gaz sıkışmasından kaynaklanan patlamada 17 öğrenci ile bir eğitmenin ölümü 29 kişinin yaralanmasıyla ilgili dava 8 yıldır devam ediyor.
Konya ve Adana’da yaşanan faciaların ortak özelliği iki yurdun da aynı tarikat üyesi olmasıdır.
Önceki gece Adana’nın Aladağ ilçesinde aynı tarikata mensup yurtta yangın çıktı, 12 ortaöğretim öğrencisi yanarak öldü.
Buraya kadar olanları anladık.
Çünkü bu tür denetimden uzak, kontrolsüz çok sayıda tarikat yurdu var.
Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında Gebze’de buna benzer bir öğrenci yurdunda gıda zehirlenmesi haberini yapmıştık.
Ne yazık ki, bu tür olayların üzeri hep kapatılıyor.
Tıpkı önceki gün yayın yasağı getirilen Adana’nın Aladağ ilçesindeki kız öğrencilerin kaldığı yurtta olduğu gibi.
Önce şu soruyu sormamız gerekir;
Getirilen yayın yasağında hangi kamu yararı var.
Burada olup biteni öğrenmek hepimizin hakkıdır.
Üstelik bu tür hatalı ve yanlış işleri insanların öğrenmesinde hangi sakınca var.
Bu ülkenin muktedirleri herşeyi yasaklayabilir.
Ancak insanların acılarını yaşamasını yasaklayamaz.
Devlet kendi yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.
İlk ve ortaöğretimde öğrenim gören çocukların korunması ve barınması devletin güvencesi altındadır.
Bütün bu sorumlulukları olan yetkilileri sorgulamak yerine yayın yasağı getirmek kime hizmet eder.
Buna rağmen tarikat ve cemaat yurtlarına yerleştirilen öğrenciler kimin güvencesi altındadır.
Yayın yasağı getirenler önce bu işte kusuru olanların yakasına yapışmalıdır.
Bu ülkenin neresinde olursa olsun ya insan hakları ihlallerini herkesin öğrenme hakkı vardır.
Yayın yasağa denilince insanların aklına şöyle bir soru geliyor; “acaba getirilen yasakla kimler korunmak isteniyor”
Bu algıyı değiştirmek yasakları getirenlerin birinci önceliği olmalıdır.
Bu acıklı tablo için söylenebilecek en güzel sözleri Aziz Nesin yıllar önce bakın nasıl ifade etmiş;
Öyle bir ağlasam,
Öyle bir ağlasam ki,
Çocuklar size hiç göz yaşı kalmasa...!
Öyle bir aç kalsam
Öyle bir aç kalsam ki
Çocuklar size hiç açlık kalmasa...!
Öyle bir ölsem
Öyle bir ölsek ki
Çocuklar size hiç ölüm kalmasa...!
Bu yazı toplam 1042 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.