Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

SOKRATES'İN SAVUNMASI!

SOKRATES'İN SAVUNMASI!

Farkındayım, bir süredir felsefi konularda, tarihsel ünlü isimlerle ilgili yazıyorum ve bundan açıkçası oldukça büyük keyif alıyorum.

Tabi ki işleyeceğim konu için öncesinde birkaç saatlik okuma ve araştırma yapıyorum.

Bu sayede hem kendi bilgi dağarcığım genişliyor hem de bildiklerimin üzerine yenilerine ekliyorum.

Bugün, tarihin tozlu sayfalarından yankılanan bir çığlığı, Atina Agorası'nın kalabalığı arasında yükselen bir savunmayı ele alacağız: Sokrates'in Savunması.

Filozof Platon'un kaleminden dökülen bu ölümsüz metin, sadece bir yargılanma sürecini değil, aynı zamanda hakikat, adalet ve felsefenin toplumdaki yeri üzerine derin bir sorgulamayı da gözler önüne seriyor.

Sokrates ( M.Ö. 469-399), Atina'nın kalbinde, sorgulayan zihni ve keskin diliyle tanınan bir filozoftu. Ancak bu özellikleri, onu bir grup Atinalının hedefi haline getirdi. "Kentin ilahlarına inanmamak" ve "gençlerin ahlakını bozmak" gibi ağır ithamlarla karşı karşıya kalan Sokrates, Atina demokrasisinin önünde hesap vermek zorunda kaldı.

Platon'un aktarımıyla okuduğumuz Savunma, Sokrates'in suçlamalara karşı bilgece ve cesurca verdiği cevapları içeriyor. O, kendisini bir "at sineği" olarak tanımlıyor; Atina devletinin uyuşukluğunu sorgulayarak ve insanları düşünmeye teşvik ederek onları uyandıran bir varlık. İddialara karşı mantıklı argümanlar sunarken, aslında felsefi duruşunun ve yaşam biçiminin ne kadar değerli olduğunu da ortaya koyuyor.

Sokrates'in savunması sadece kendini aklama çabası değil, aynı zamanda gerçeğe olan bağlılığının ve dürüstlüğünün de bir ifadesi. Ölümden korkmadığını, asıl korkulması gerekenin adaletsizlik ve kötülük olduğunu vurguluyor. "Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez" sözü, onun felsefesinin özünü adeta özetliyor.

Ancak ne yazık ki, Sokrates'in etkileyici savunması jüriyi ikna etmeye yetmedi. Atina demokrasisi, bu özgün düşünürü ölüme mahkum etti. Bu karar, sadece Sokrates için değil, aynı zamanda Atina ve tüm Batı düşüncesi için de trajik bir dönüm noktası oldu.

Sokrates'in Savunması, aradan geçen binlerce yıla rağmen güncelliğini koruyor. Hakikatin peşinde koşmanın, sorgulamanın ve eleştirel düşüncenin önemini bizlere hatırlatıyor. Bir toplumun, farklı düşüncelere ne kadar tahammül edebildiği, adaletin nasıl tesis edildiği gibi evrensel soruları yeniden düşünmemize vesile oluyor.

Bugün, kendi "Sokrates"lerimiz susturulmaya çalışılırken, bu antik savunmanın yankısı daha da anlamlı hale geliyor. Unutmamalıyız ki, hakikatin sesi ne kadar rahatsız edici olursa olsun, onu dinlemek ve anlamaya çalışmak, sağlıklı ve adil bir toplumun temelini oluşturur. Sokrates'in Atina karşısındaki yalnız ama onurlu duruşu, bize her zaman ilham vermeye devam edecektir.

Bu yazı toplam 1174 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi