Halk Karşıtı Ekonomi Modelleri

Halk Karşıtı Ekonomi Modelleri

     Sosyo-ekonomik eşitsizliklerin çözümündeki ciddi arayışlar, 19.yy. kapsamındadır. Marks ve Engels, kitlesel gerçekçiliğin radikal teorisyenleri olarak sömürüye karşı çıkarlar. Buna göre:“Kapitalizm, feodalizmin yerini alan formasyondur. Düşüncelerin, temelde maddesel koşulların ürün ve yansımaları olduklarını içeren diyalektik materyalizmin devrimci özü, yeni toplum inşasında anahtar görevi üstlenecektir”.

 

      Adam Smith: “Liberal ithalat ve ihracat sistemi” görüşüyle belirir. Smith: “Serbest ticaretin, bireysel özgürlüğün temeli olduğu” savıyla: “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” şeklindeki ilkesini, sermaye ve koruyucuları nezdinde yaşama geçirir.“ En iyi devlet, ekonomiye en az müdahale edendir” görüşündedir.. Smith okulundan Friedeman :  Her insani ilişkiye “serbest” piyasa işleyişiyle değer biçer.Sosyo-ekonomik gerçek, liberalizmin; toplumculuğu ezen ve iktisadi suçların yatağı kapitalist anlayışını yansıtır.

     Halkların, ilerici ve toplumcu bir dünya görüşüyle “İdeoloji” faktörüne ilgileri, egemen çevrelerin dirençleriyle karşılaşmıştır. Filozof Traccy’nin geçerli tanımı şudur: “İdeoloji; düşünceleri inceleyen bilimsellikle, toplumsal yararlı tutumların zincirlenerek kurallaşmasıdır”. İdeoloji; politik, ekonomik, hukuksal, maddesel, felsefi ve sanatsal ilke değerlerleriyle “kamu yararı” içerme koşulludur.

   Anadolu İhtilâli, “antikapitalist” ve “antiemperyalist” tavrıyla, sömürgeciliğin kırılmasıdır. “Mazlum ulusları” yönlendirir.“Oktobr” devrimiyle de Rusya’da emperyal karşıtlık ilkesi izlenecektir. Kemalizm ve Marksizm kamu yararı güttüklerinden, ideolojidirler. Liberalizm ise ideoloji değildir. Kamu yararı içermez. Kapitalist aygıtsallığa payanda olan ekonomik bir yöntem ve Faşizm’in esin kaynağıdır.

     “Kemalist” ilke ve uygulamalar; teori ve pratiği ile Cumhuriyetçi ve sürekli devrimcidir. Halkçı-devletçi sosyal ve ekonomik yön; ilerici ve toplumcu misyonu, ülkesel bazda ama evrensel etkiyle sergiler. Ulusalcılık, doğal bir yurtseverliktir. Laiklik, halktan yana özgür düşünceye öncülük eder.

    “Kemalizm”; siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel nitelikleriyle, “tam bağımsızlık” ve 1937 Anayasa’sındaki “altı ok” açılımlı ideolojik yapısıyla, kamusal yararı meşrulaştırmaktadır. Evrimsel deneyimlerden esinlenmekle birlikte; kendine özgüdür. Güney Amerika’daki antiemperyalist gelişimde, Havana’dan Caracas’a uzanan ve Atatürk büstleriyle simgeleşen ideolojik mesajlarla, Asya-Afrika’daki güçlüörneksemeler dikkat çekicidir.

  “Freiburg öğretisinin ekonomik düzen teorisyeni Prof.Armack’ın öncelikle Almanya’yı etkileyen sosyal piyasamodeli; kapitalizmin sahte yüzüdür. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetlere karşı ABD yardımı alan ve ithal ucuz işçi çalıştıran yöntemdir.19.yy.’daki güvencelere yeni eklentiler yoktur. Alman Federal Bankası’nın son verileriyle;“En zengin %10’luk tabakanın serveti; ülkenin Batı’sında % 40, Doğu’sunda % 100 oranında artmış, halkın dörtte biri yoksulluğa yaklaşmıştır”. İşte sosyal piyasa “mucizesi” budur.

   Sosyal piyasa anlayışına göre: “Ekonomide temel amaç, olanak olduğu kadar piyasa, gerektiği kadar devlettir”. Devlet; “Aksak rekabeti önlemekle yükümlüdür. Sosyal piyasa ekonomisi, doğası gereği; halkçı ve adil olmadığından, serbest piyasa modeliyle kolaylıkla uyuşabilir. İstihdam, gelir dağılımı ve emeğe saygı da önemsizdir.

     Piyasa ekonomileri, iflastadır. Piyasalara müdahale etmeyen devlet kalmamıştır.“Serbest piyasa” ve “sosyal piyasa” tanımlı ekonomiler, aynı liberal kefededirler. Ülke ve ulusun yaşamsal “istikrar” modeli ise “halkçı-devletçi” uygulamadır.

 

 

 

 

Bu yazı toplam 70 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi