“EN ÖNEMLİ DURUM, EN SON DURUMDUR”

“EN ÖNEMLİ DURUM, EN SON DURUMDUR”

 

 

       İsmet İnönü; “Namus erbabının en az namussuzlar kadar cesaretli olmasını” savunur. Politikaya ise şöyle bakar: “ Politika, devlet yönetme sanatıdır. Politikacı, devlet yönetme sanatına talip olan kişidir. Öyleyse politikacının özü ve sözü bir olmalıdır”.

      Bu görüş; güzel,  dayanaklı ve mantıklı bir tanımlamadır. Ciddi bir devlet adamı olan İnönü’ye ilişkin yaklaşımdır. Yoksa en azından  “politikacı” deyimi artık düzeyini geniş ölçüde yitirmiştir. Günlük yaşamın akışında bile özü-sözü bir olmayan kişiler için: “Bırakınız, o politikacının biridir” demek, kendisine güven duyulmayanı işaret eder.

    İnönü aynı zamanda realist bir kişiliktir. Hakkında nice iftira ve tertiplere girişenleri bile affetmesini, güçlüklerden kurtarmanın çabasına girmesini bilendir. Menderes’i kararlaştırılan cezadan alıkoymak için yapılan çabaların en etkilisini ve en insancılını İnönü vermiştir.

    Deniz Gezmiş ve arkadaşları için “suçta kanunilik” ilkesine karşı alınan ters karara tek karşı koyandır. Ama “yangından mal kaçırırcasına” birtakım idraksizler, ülkede kanayan yaralar açmanın yöntemini bulmuşlardır.

    “En önemli durum, en son durumdur” sözü de İnönü’ye aittir. Anlamı gayet açıktır. Bir olayın neden ve niçin olduğunu araştırmak gerekir. Ama var olan sonuç üzerinde önlem almak öncelikli iştir. Şimdilerde bu sözün içeriği değer kazanmıştır. Konu, Cumhurbaşkanlığı seçimidir.

     “Çatı” olarak sunulan aday konusunda ilerici-toplumcu yelpazede geniş eleştiriler yapılmıştır. Tüm ömürlerini halktan yana tavırla geçiren ve bu uğurda nice zulümler görmüş insanların, kendilerine yabancı bir geçmişten gelen adaya ısınmaları elbette güç olmuştur. Başka aday arayışları, “boykot” veya “boş oy” dillendirmeleri bu tepkiden kaynaklanmıştır.

      Ama işin bir de diğer yüzü vardır. Antidemokrat, Cumhuriyet ve devrim tarihini durmadan karalayan, hakkında şaibe iddiaları dolaşan bir diğer aday da ortadadır. Bu kertede ne yapılacaktır? O adayı Çankaya’ya çıkarmamanın demokratik yolu aranmayacak mıdır? Esas olan budur. Türkiye, ülke ve ulusun genetiğini zedeleyen kişiden yakasını kurtarmalıdır. En son ve en önemli durum budur.

       Fanatik ve bilimsel düşünceye karşıt birine yarayacak işler yapılmamalıdır. Kurtuluş savaşında Atatürk, binbir çeşidi bir araya getirerek, inanılmazı gerçekleştirilmiştir. “Çatı” konusuna bu açıdan bakmak doğru bir davranış olacaktır.

     

  

 

 

 

Bu yazı toplam 102 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi