Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

BALTIK RÜZGARINDAN VALHALLA'YA!

BALTIK RÜZGARINDAN VALHALLA'YA!

Önceki gün Kirk Douglas’ın başrolünü oynadığı 1951 yılı yapımı Vikingler isimli filmi bir kez daha izledim.

Bugün Vikingler üzerine bir şeyler yazayım dedim.

Viking çağı, genellikle 8. yüzyılın sonlarından 11. yüzyılın ortalarına kadar uzanan bir dönemi kapsar. Bu dönemde, İskandinavya'dan çıkan savaşçılar, tüccarlar ve kaşifler, Avrupa'nın dört bir yanına yayıldılar. İlk başlarda İngiltere kıyılarına yapılan yağma akınlarıyla adlarını duyuran Vikingler, zamanla sadece birer yağmacı olmaktan çıkıp, yerleşimler kuran, ticaret yolları oluşturan ve hatta devletler inşa eden bir güce dönüştüler. Norveç, İsveç ve Danimarka'dan yola çıkan bu denizciler, İzlanda'yı, Grönland'ı keşfettiler ve hatta bazı teorilere göre Kuzey Amerika kıyılarına dahi ulaştılar. Doğuya doğru ilerleyen Vikingler ise, Rusya'nın içlerine sızıp Kiev Knezliği'nin temellerini attılar.

Vikingler denildiğinde akla ilk gelen imajlardan biri de "barbarlık"tır. Manastırlara yapılan acımasız saldırılar, ganimet için yapılan yağmalar ve savaşçı kültürleri, bu algının oluşmasında büyük rol oynamıştır. Ancak, Viking toplumunu sadece "barbar" olarak etiketlemek, onların karmaşık dünyasına haksızlık olur. Arkeolojik buluntular ve edebi eserler, Vikinglerin gelişmiş bir denizcilik bilgisine, zanaatkarlığa, hukuki sistemlere ve zengin bir mitolojiye sahip olduklarını göstermektedir. Aile bağlarına önem veren, konukseverliğe değer veren ve şiire, müziğe ilgi duyan bir toplumun da var olduğu unutulmamalıdır. Elbette, dönemin savaş koşulları ve hayatta kalma mücadelesi, acımasız eylemlerin de yaşanmasına neden olmuştur. Bu nedenle, Vikingleri değerlendirirken, dönemin şartlarını ve kendi iç dinamiklerini göz önünde bulundurmak gereklidir.

Viking mitolojisinin en ikonik unsurlarından biri de Valhalla'dır. Odin'in görkemli salonu olan Valhalla, savaşta cesurca ölen kahramanların ruhlarının gittiği ebedi bir ziyafet ve savaş yeridir. Burada, Einherjar adı verilen bu kahramanlar, her gün Odin'le birlikte ziyafet çeker, savaş talimleri yaparlar ve Ragnarök olarak bilinen dünyanın son savaşına hazırlanırlar. Valhalla'ya ulaşmak, bir Viking savaşçısı için en büyük onur ve nihai hedefti. Savaş meydanında yiğitçe can vermek, tanrıların huzurunda ebedi bir yaşama kavuşmak anlamına geliyordu. Bu inanç, Viking savaşçılarının korkusuzluğunu ve cesaretini besleyen önemli bir etkendi.

Baltık rüzgarının fısıltılarıyla başlayan bu destansı hikaye, günümüzde hala merak ve hayranlıkla anılmaya devam ediyor.

Bu yazı toplam 3340 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi