ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLUR!
Hayatın karmaşık akışı içinde, bireyler ve toplumlar olarak pek çok değer ve kavramla yoğruluruz. Ancak bazıları vardır ki, tıpkı hava gibi, varlığını çoğu zaman fark etmeyiz ama yokluğuyla nefes alamaz hale geliriz. İşte demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları da tam olarak böyledir.
Demokrasi en basit tanımıyla, halkın kendi kendini yönetmesi demektir. Sandık başına gidip oy vermekle başlayan, farklı fikirlerin özgürce ifade edilebildiği, çoğulculuğun esas alındığı bir yönetim biçimidir. Demokrasi, sadece bir seçimden ibaret değildir. Katılımcılık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve hoşgörü gibi değerleri de içinde barındırır. Farklı seslerin duyulabildiği, eleştirilerin dikkate alındığı, iktidarın keyfiliğinin sınırlandığı bir ortam sunar. Unutmayalım ki, bugün başkasının hakkını savunan ses, yarın bizim hakkımızı savunacak olan sestir.
Hukuk Devleti demokrasinin olmazsa olmazıdır. Devletin tüm eylem ve işlemlerinin hukuka uygun olması, keyfi uygulamaların önüne geçilmesi anlamına gelir. Yasaların üstünlüğü ilkesi, kimsenin, hiçbir kurumun yasanın üzerinde olmaması demektir. Adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, kanun önünde eşitlik gibi temel prensipler, vatandaşların devlete karşı güvencesidir. Hukuk devleti, sadece vatandaşları değil, devleti de bağlar. Böylece öngörülebilir bir düzen tesis edilir, hak ve özgürlükler güvence altına alınır. Bugün adaletin terazisi başkası için şaşarsa, yarın o terazi bizim için de şaşabilir!
İnsan Hakları doğuştan sahip olduğumuz, devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Yaşama hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı gibi pek çok temel hak, insan olmamızdan kaynaklanır. İnsan hakları, hiçbir ayrım gözetmeksizin herkes için geçerlidir. Cinsiyet, ırk, dil, din, siyasi görüş veya sosyal statü ne olursa olsun, her birey bu haklara sahiptir. İnsan haklarına saygı, insan onuruna saygıdır. Bugün bir başkasının hakkı çiğnenirse, yarın bizim onurumuz da zedelenebilir.
Belki bugün hayatımızın rutini içinde bu kavramlar bize uzak gelebilir. Belki de "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" düşüncesiyle günü kurtarmaya çalışırız. Ancak unutmayalım ki, hayat inişli çıkışlıdır. Bugün güvende olduğumuz liman, yarın fırtınayla sarsılabilir. İşte o zaman, sığınacağımız en güvenli liman demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarının sağlamlığı olacaktır.
Çünkü adalet bir gün herkese lazım olur.
Özgürlük bir gün herkese lazım olur.