Halil Yeni

Halil Yeni

Yüreği Yamalı Ülkenin Ayakkabısı Yırtık Gazetecisi Hrant Dink

Yüreği Yamalı Ülkenin Ayakkabısı Yırtık Gazetecisi Hrant Dink

 

 

 

Minibüs, istediği yerde yolcu alıp sadece durakta yolcu indiriyor; kaptan, bol keseden havalı kornasını basıp ağır ağır ilerliyordu. Ağrıyan başımı minibüsün camına dayamış, yorgun bedenimi, bir çuval gibi koltuğa atmış, evime gidiyordum.

 

 

Ticari işletmelerin olduğu bir caddede yanan kırmızı ışıkta durmuştuk ki hareketsiz hâlimi bir iğne batarcasına hareketlendirip havalandıran, aklıma bir çivi gibi çakılan ve beni derin, depderin bir çukurun içine atan kapkara bir haberle yüz yüze geldim.

 

 

Elektronik eşya satan mağazanın içindeki televizyon ekranında, onun, yerde yatan cansız bedenini gördüm. Evet, bu oydu. Mağaza camının önüne dizilmiş boy boy onlarca televizyonun içinde aynı kanal ve her birinde aynı haber vardı: “Hrant Dink, uğradığı silahlı saldırı sonrası öldürüldü.”

 

 

19 Ocak 2007 tarihiydi. “Ermeni olduğum için, hayatımda birçok ayrımcılık yaşadım. Bunlardan biri de askerlik yaparken oldu. Devremdeki tüm arkadaşlarıma yemin töreninden sonra, erbaş rütbesi taktılar ve bir tek beni ayırıp er olarak bıraktılar. İki çocuk sahibi koca bir adamdım, umursamamam gerekiyordu belki. Amma velakin fena koymuştu bu ayrımcılık. Tören sonrasında herkes ailesiyle mutluluğunu paylaşırken, teneke barakanın arkasında tek başıma saatlerce ağladım. Elimde tuttuğum anahtarı, ağladığım duyulmasın diye oluklu tenekeden barakaya sürtüyordum. Bir o yana, bir bu yana yürüdüm, yürüdüm ve ağladım…” diyen Hrant, yoktu artık.

 

 

Hrant’ın ölümü, beni bir caddenin kırmızı ışığında durdurmuş, bir mağaza içindeki onlarca televizyon ekranında yakalamıştı. Yeşil ışık yandı. Şoför gaza bastı. Minibüs yola devam etti. Bedenim araçta eve doğru ilerledi. Ruhum düğmeye basıp: “Durakta inecek var kaptan!” dedi. Aklımsa Şişli’de Agos gazetesinin önündeydi.

 

 

Ermeni asıllı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, gazeteci ve yazardı Hrant Dink. 1954 yılında Malatya’da dünyaya geldi. Gençlik yıllarında eşitlik, özgürlük ve kardeşlik mücadelesi verdi. Bir dönem açtığı yayınevi ile yaşamını devam ettirdi. Bazı gazetelerde kitap eleştirileri yaprak yazı hayatına başladı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne, "Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır" diyerek bu amaçla Türkçe ve Ermenice bir gazete çıkarmayı önerdi. 1996 tarihinde Agos Gazetesi'nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi.  Yazdığı yazılarında Türkiye'deki her etnik topluluğun barış içinde kardeşçe yaşaması gerektiğinin altını çizdi. Buna inandı, buna güvendi. 19 Ocak 2007 de Agos gazetesinin önünde  uğradığı planlı ve alçakca bir saldırıda hayatını kaybetti. Anısı, hatırası ve mücadelesi yaşamaya devam ediyor.

 

Bu yazı toplam 1737 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi