Halil Yeni

Halil Yeni

Sahalardan Sayfalara: Ümit Metin Yıldız

Sahalardan Sayfalara: Ümit Metin Yıldız

Gebze basınının efsane ismi Aktan Uslu, yalnızca bir gazeteci değil, kentin hafızasına emekle dokunan bir anlatıcıdır. Onun kalemi çoğu zaman bir mikrofon gibi çalışır; duyulmayanı duyurur, görünmeyeni görünür kılar. Ama onu yalnızca mesleğiyle tanımlamak eksik kalır. Kansere karşı verdiği mücadele, karakterindeki inadı, sabrı ve yaşam sevgisini bir kez daha gösterdi. Bu hastalığı yendiğinde, sadece bir bedeni değil, bir hikâyeyi de ayağa kaldırmış oldu. Zorlu mücadeleyi kazanarak yaşamın kendisine bile bir haber değeri kattı. Bu yazıya onunla başlamak istedim; çünkü yazacağım kitabın okuma önerisini bana o verdi.

Sahalardan sayfalara uzanan bir hikâyenin başrolünü; Ümit Metin Yıldız’ı anlatacağım sizlere. 1965 yılında İstanbul’da doğan Yıldız, futbola Gaziosmanpaşaspor Genç Takımı’nda adım attı. Oyunculuk kariyerini Konyaspor, Çorluspor ve Bayrampaşaspor gibi takımlarda sürdürdü; sahada ter döktüğü yıllarda futbolun hem fiziksel hem duygusal yükünü taşıdı. 1996’da aktif futbolculuğu noktaladıktan sonra teknik adamlık yolculuğuna başladı.

Yıldız, Türk futbolunun farklı kademelerinde onlarca takımı çalıştırdı: Gaziosmanpaşaspor’dan Adanaspor’a, Kocaelispor’dan Gebzespor’a kadar birçok kulüpte hem teknik direktör hem yardımcı antrenör olarak görev aldı. Adanaspor’u Süper Lig’e taşıyan, Çerkezköy Belediyespor’u 3. Lig’e çıkaran bir futbol aklı olarak başarıları kadar mütevazılığıyla da tanındı.

Sadece saha kenarında değil, düşünce dünyasında da üreten Yıldız, futbolun soyunma odasındaki sessiz hikâyelerini kaleme aldı. Soyunma Odası adlı kitabı, İletişim Yayınları’ndan çıkarak yakın zamanda okurlarla buluştu. Soyunma Odası, yalnızca bir teknik adamın anılarını değil, futbolun iç dünyasından süzülen bir yaşam felsefesini anlatıyor. Kitap, sahadaki mücadeleyle sınırlı kalmıyor; bir başka hikâye anlatıyor: insanın, emeğin ve vicdanın hikâyesi.


Yıldız, futbolu edebiyatla buluşturuyor. Kimi zaman bir roman karakteri gibi düşünüyor, kimi zaman bir şiirin içinden geçiyor. Bu bağ, edebiyatı çok seven benim gibi biri için kitabın en etkileyici yanlarından biri. Futbolun kaba ve endüstriyel yüzüne karşı, ince bir anlatı diliyle direniyor. Bu yüzden Soyunma Odası, bir teknik direktörün günlüğü olmaktan çok, bir edebi metin gibi okunuyor.

Kitapta en çarpıcı bölümlerden biri, devrimci futbolcu Metin Kurt’a duyduğu hayranlık. Yıldız, onun gibi olmak istiyor. Hatta bir yerde şöyle diyor: “Ben yapsaydım devrimi, Metin Kurt’u devletin başına getirirdim.” Bu cümle, hem bir özlemi hem de bir duruşu ifade ediyor. Futbolun içinden gelen bir adamın, sahayı sadece taktikle değil, idealle de okuduğunu gösteriyor.

Bir başka sahne: Orduspor’a teknik adam olarak giderken, yol boyunca Fatsa’nın devrimci belediye başkanı Terzi Fikri’yi hayal ediyor. Onun yaptıklarını takdirle anıyor, halkla kurduğu doğrudan ilişkiyi bir model olarak görüyor. Yıllar sonra Ordu sokaklarında Terzi Fikri’nin izini ararken bir spor kompleksine varıyor: “Kemal Yazıcıoğlu Tesisleri” Ve burada bir hayal kırıklığı yaşıyor. Çünkü bu isim, 12 Eylül darbesi sonrası Ankara Emniyeti’nde Siyasi Şube’de görev yapmış, işkencelerle anılan bir figür. Yıldız’ın zihnindeki Terzi Fikri ile karşısındaki tabela arasındaki çelişki, kitabın en sarsıcı anlarından biri.

Kitapta yaşadığımız kent Kocaeli’ye dair de önemli bir bölüm var. Kocaelispor’un küme düşmüş, unutulmuş, yüzüne bakılmayan döneminde takımın başına geçiyor. Transfer yasağı, maddi zorluklar, ilgisizlik... Tüm bunlara rağmen takımı ayağa kaldırıyor. 2016–2017 sezonunda takımı 2. Lig’e yükseltme finaline taşıyor; Altay’a karşı penaltılarla kaybediyor ama kentte yeniden bir umut yaratıyor. Son olarak Gebzespor’da da teknik adamlık yapıyor. Kitabında Gebze’ye dair bir stat fotoğrafı var ve altında şunlar yazıyor: “Teknik direktör, kalabalıklar içindeki yalnız adamdır biraz da.”

Anadolu kulüplerinde futbolcu ve teknik direktör olmak, Metin Kurt’a duyulan özlem, Terzi Fikri’ye duyulan saygı, Kocaelispor’un küllerinden doğuşu… Hepsi bu kitabın satırlarında bir araya geliyor. Futbola ilgi duyanlar, edebiyatın izini sürenler ve siyasetin vicdanla buluştuğu noktaları merak edenler için Soyunma Odası, okunması gereken bir metin. Çünkü bazen bir kitap, bir soyunma odasından daha fazlasını anlatır.

Bu yazı toplam 7837 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi