Aktan Uslu

Aktan Uslu

Harcamak ne kelime. Marketi alsa bitmez!

Harcamak ne kelime. Marketi alsa bitmez!

market-uygun-yerini-siz-belirleyin.jpgkapak-fotosu-onerim.jpg 

A101’in kısa süre önce sosyal medyada paylaşım rekoru kıran yat satışı sonrası, hedef kitlesinin kim olabileceğini sizler için araştırmış oldum…

Bu yorumu kaleme almaya hazırlanırken her zamanki gibi Youtube’den müzik de demlenirken bir Milli Piyango reklamında iki hatun kişi yan yana oturmuş, biri diğerine, “Şöyle bir tekne mi alsak” diyor idi?

Aynı reklam cıngılının linkini araştırıp bulamadım. Yorum başlığıyla da örtüşen müthiş bir kombin olacaktı. Ancak şuna denk geldim…

https://www.youtube.com/watch?v=Cmndfl5bB40

İstanbul’un Üsküdar ilçesinden bir Milli Piyango bayi abimiz, kaldı ki sakal bıyık/siyaset benzetmesi üzerinden muhafazakar seçmen görümündeki abimiz Sadık Çoban..

04 Mart 2021 tarihli Spor Loto çekilişinden bir kişiye 17 milyon 160 bin 150 lira kazandırdığını belirtiyor.

En büyük hayallerinize kavuşmak için sıradaki talihli siz olabilirsiniz…”

Şahsım adına;

Hele ki çalışmadan, çaba göstermeden o kadar para edineceğimi rüyamda görsem, şerre yorarım..

Şahsım adına;

O kadar parayı bana verseler ben olmaktan çıkarım. O para beni, yüzde bir milyon ihtimal bozar.

Nerede harcayacağımı şaşırır;

Soluğu önce İstanbul’un sonra dünyanın en pahalı kent ve mekânlarında alır,

Birkaç yıla kalmaz da ailesi dağılmış, sıfırı tüketmiş biri olarak dönüş yaparım.

Ve bir daha ayaklanamam..

Bugüne kadar ne badireler atlattım, ayaklandım.

Öyle badire yaşasam, ayaklanamam.

Bir de bazen düşünüyorum..

Tamam, 2002 öncesi de Devlet/Hükümet teşvikli kumar vardı ama 2002 sonrası çeşitlenme rekoru kırdı.

Diyorum ki, “İyi ki İslam ülkeyiz ve iyi ki iktidarda ‘muhafazakarlar’ var!

Ola ki sosyal/liberal demokratlar neyin iktidarda olsaydı, vay ki ne vaydı halimize!

Girizgâhda sözün özü:

Milli Piyango ve emsallerinden edindiği servetle ihya olanı, o servetle üretime yönelip servetini artıranı, ülkeye istihdama üretime ihracata katkıda bulunanını, mutlu hayat sürenini yazmadı ülkemiz basını ama o serveti edindikten sonra ailesini dağıtıp sıfırı tüketenleri… defalarca yazdı!

Bozar adamı o para bozar.

Hadi kendi adıma konuşayım: Beni garanti bozar.

**

Firma ve kişi ismi vermeyeceğim..

Yakın tarihte Gebze Güzeller OSB’de Covid sürecinin zirve yapan sektörlerinden birinin yüzde 100 yerli sermayeli olanının devasa yerleşkesinde basın toplantısındayız. Özetle:

“Çok uluslu, çok büyük sermayeli şirketler bir ülkeye yatırımda bulundu mu taktiği ahlaki/etik rekabet değil imha üzerinedir. Örneğin bisiklet üreticisi çok uluslu firma. Yatırıma yöneldiği o ülkede yaptığı bisikleti neredeyse maliyetine, hatta ‘zararına’ piyasaya sürer. Pazar payını zirveye çıkartırken diğerleri sıfır pazar payına doğru evrilir. O kadar güçlü, direnecek sermayeleri yoktur. Pazardan çekilirler. Pazar o çok uluslu firmaya kalır ve maliyetine sattığı bisikletin fiyatı birden üçe, beşe katlanır…”

Vahşi kapitalizmin zirve örneğinin ülkemizde yaşanan şekli şudur:

“Yüzlerce, binlerce mağazası olan, bakkallar ile kıyaslanamayacak derecede yüksek sermayeli, zaten başka işkollarında da faaliyet gösteren holding çatısındaki zincir marketler ülkemizin tüm il ve ilçelerinde sokaklara kadar yayılıp, bakkalların çok altında fiyatla ürün piyasaya sürürler. Kaldı ki yüklü mal alımlarından ötürü daha alım esnasında kazanmaya başlarlar.

Gün gelir; Türkiye’de bakkal kalmaz, kaldı ki öyle oldu.

Şimdilerde özellikle Covid sürecindeki fiyat etiketlerinden sebep, günümüzdeki etiket fiyatları, artık toprağa gömdüğümüz bakkal etiket fiyatlarının dahi üzerindedir.

Üstelik “Büyük balık küçük balığı yutar” türü vahşi kapitalizm pratiğini ne yazık ki bu ülkenin üstelik ekseri “muhafazakâr” geçinip bilinen sermayesi, bu ülkenin esnafına; bu ülkenin “insan”ı bu ülkenin insanına uygulamaktadır.

Sermayenin dini imanı olmaz…” dedikleri tam da bu olsa gerek.

Ve yetinmezler..

Bakkallar bitti. Manavlar zaten bitmişti. Kasaplar direniyor. Kırtasiyeler can çekişiyor. Nalburlar panik halinde..

Hedefteler.

Çünkü tüm ürünleri ilk çıkışları gıda ürünü olan o zincir marketlerin vitrininde.

Ve içlerinden biri..

Harca harca bitmez” slogana sahip, en ama en yaygın olanı..

Burası Türkiye. Ülkemi seviyorum. Başka ülkede yaşayamam” dedirten, trajikomik vakaya imza attı.

Marin Boat…

4,95 metre Samba Deluxe Kamaralı Fiber Tekne’yi..

ALDIN ALDIN! cıngılıyla

“Ucuz” market ya. 80 bin lira bile değil..

79 bin 999 TL bedelle satışa sundu.

Peşin alım gücü olmayan “dar gelirli” yurdum insanı için taksitli fiyatını da..

83 bin 200 TL bile değil..

83 bin 199 TL olarak belirledi.

“Elimin kiri… Fiş almasak kaça olur?”

Muhtemelen “Besmele” de çekilerek belirlenen taksitli/faizli fiyatla peşin fiyatı arasındaki fark…

3 bin 200 TL.

Türkiye’de en düşük emekli maaşının üzeri.

Yarın sürecek...

Bu yazı toplam 885 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi