Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

GURBETÇİNİN CENNETİ!

GURBETÇİNİN CENNETİ!

Türkiye'den Avrupa'ya, Avrupa'dan Türkiye'ye... Bu gidiş gelişler, sadece fiziksel bir seyahatten ibaret değil; aynı zamanda ekonomik ve sosyal gerçeklerin de bir yansıması. Son zamanlarda, sosyal medyada dolaşan bazı gurbetçilerin sözleri, bu karmaşık ilişkinin ne kadar tuhaf bir hâl aldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Gurbetçi, "Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımız hallerine şükretsinler. Avrupa onların bildiği gibi Avrupa değil. Önce vatan!" diyordu. Bu sözlerin hemen ardından ise, 2-3 milyon TL'lik lüks aracıyla "kötü" dediği Avrupa'ya doğru yola çıkması, yaşanan çelişkinin en net kanıtı oldu.

Bu durumu görenler, haklı olarak "Madem Avrupa kötü, yol yakınken gitme, ülkende kal" demek istiyor. Peki, bu hamasi söylemlerin sahipleri, gerçekten de sözlerinin arkasında durabilir mi? Türkiye'de kalmayı göze alabilirler mi? Ne yazık ki, çoğu zaman bu tür söylemleri dile getirenlerin, söylediklerine kendilerinin bile inanmadığı ortada. Zira ekonomik, demokratik ve insan hakları açısından gelişmiş olan Avrupa ülkeleri, onların gözünde "kötü" iken, bizim ülke "cennet" oluyor. Bu absürt çelişki, bir nevi "ne oldum delisi" tavrı.

Gerçekler, bol keseden atıp tutanların söylediklerinden çok daha farklı. Lüksemburg'da kişi başına düşen millî gelir 112 bin dolar, Hollanda'da 60 bin dolar, Almanya'da 55 bin dolar civarındayken, Türkiye'de bu rakam 8-9 bin dolar. Bu ülkeler, 50-100 yıllık planlamalarla geleceklerini güvence altına alırken, biz hâlâ temel ekonomik sorunlarla boğuşuyoruz. Elbette hepimiz ülkemizi seviyoruz ve daha iyi bir geleceği hak ettiğimize inanıyoruz. İşsizlik, yoksulluk ve yokluk korkusu olmadan yaşamak, millî gelirden hak ettiğimiz payı almak hepimizin en doğal hakkı.

Bu durumun temelinde, ekonomik eşitsizlik yatıyor. Avrupa'da çalışıp kazandığı euro ile Türkiye'de kral gibi alışveriş yapan, istediğini alıp keyif çatan gurbetçi, elbette Türkiye'yi "cennet" görebilir. Ancak bu "cennet" algısı, sadece yabancı paranın alım gücünden kaynaklanan, geçici bir illüzyondan ibaret. Türkiye'de yaşayan ve 8-9 bin dolarlık millî gelire sahip olan bir vatandaşın gözünden bakıldığında ise durum bambaşka. Gerçek bir cennet, paranın alım gücüne göre değil, toplumun refah seviyesine göre değerlendirilir.

Bir ülkede gelir dağılımında eşitlik varsa, açlık ve yoksulluk yoksa, geceleri çocuklar yatağa aç girmiyorsa, kimse gelecek korkusu yaşamıyorsa, işte o ülke, dini, dili, ırkı ne olursa olsun zaten cennettir. İşte bu yüzden, hamasi söylemlerle gerçekler arasına bir duvar ören bu "gurbetçilerin" sözleri, ne yazık ki sadece birer hava cıva olarak kalıyor.

Bu yazı toplam 4765 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi