İsmail Kadı

İsmail Kadı

GÖÇ VE SONUÇLARI...!

GÖÇ VE SONUÇLARI...!

 

Pazar günü Bilkar tarafından düzenlenen göç konulu panel oldukça güzeldi.

Bu tür panelleri yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları birlikte yapmalı.

Bilkar her zaman olduğu gibi göç konulu panelde de bu kentin ve ülkenin kanayan yarasını gündeme getirdi, parmak bastı.

Konuşmacılar güncel konular üzerinden örnekler vererek göç konusunu izleyicilere anlattı.

Dünya’nın en fazla göç alan ülkesi olmamıza rağmen bu konuda doğru düzgün göç konulu istatislik bilgiye sahip olmadığımızı gördüm.

Bunun nedeni ise ülkemize sığınan yaklaşık 6 milyon insanın henüz statüsü bile yeterince tanımlanmış değil.

Normalde bu insanların kamplarda, kontrol altında olması gerekir.

Bilkar tarafından düzenlenen göç konulu panelin konuşmacılar; Bilkar adına Eğitimci Serdar Dikkatli, diğer konuşmacılar ise Türkiye Yazarlar Sendikası yönetim kurulu üyesi Tahir Şilkan oldu.

Göç konusu üzerine araştırmalar yapan Akademisyen Şafak Yüca kısa ve özet sunumlar yaptı.

Serdar Dikkatli göçün tarihsel, kültürel, siyasal ve sosyal nedenleri üzerinde durdu.

Devletin ortaya çıkışı ile göç konusu başlığı üzerine önemli bilgiler verdi.

Göç olayı kitlesel bir yer değiştirme hareketidir, tarihte ilk kitlesel göç 30 milyon Afrikalı’nın zorunlu göçe tabi tutulmasıyla yaşanmıştır.

Göç sırasında karşılaşmış oldukları zorluklar sonucu 20 milyon Afrikalı batıya ulaşana kadar yaşamını kaybetmiştir.

Türkiye 1923 yılından 2014 yılına kadar toplam 2 milyon insan göç almıştır.

Suriye - Irak savaşı sonrasında 7 yılda toplam 4 milyon göçü tek başına  alarak Türkiye, Dünya’da  bir rekor kırmıştır.

Bu nüfusun 1 milyon 300 bini çalışabilir durumdadır.

Ancak bunların sadece 300 bini çalışıyor.

İkinci konuşmacı Akademisyen Şafak Yüca Yeditepe Üniversitesi’nde yapmış olduğu araştırmasında göçün sosyal ve siyasal boyutunu anlattı.

Bağımlılık teorisi gelişmiş ülkelerin teknolojik alt yapısı var, bu yüzden çevre ülkelerin insanları daha iyi bir yaşam için gelişmiş ülkeleri tercih ettiğini söyledi.

Bunun en somut örneği 2011 yılından bugüne kadar Türkiye’ye 6 milyon çevre ülkelerden göç almıştır.

Bugün Türkiye’de bulunan Suriye, Irak ve Ortadoğu kökenli vatandaşlar  afad korumalı kimlik kartı taşımakta.

Bu insanların hiç bir sosyal güvencesi olmadığı gibi gelecekleri konusunda da yeterli bir  bilgiye sahip değiliz.

Fabrikalarda çalışan Suriyelilerin almış olduğu ücretler 800 TL ve daha düşük olup, bu  çalışanların büyük çoğunluğunun çocuk işçi olduğunu, Birleşik Metal Sendikası’nın yaptırmış olduğu araştırmalardan öğreniyoruz.

Tahir Şilka Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Sendikası üyesi ise,  göçlerin yaratmış olduğu sorunlar üzerinde önemli bilgiler verdi.

Demokrasinin ve özgürlüklerin askıya alındığı ülkelerden göç eden aydınların gittikleri ülkelerde yaşadıkları zorlukları örnekleri ile anlattı.

Göç konusu insanlık tarihinin en acı gerçeklerinden biridir.

Eşitsizliğin yaşandığı yer yerde göç dalgası kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıktığına tanık oluyoruz.

Bunun en canlı örneğini hergün sokaklarımızda dilencilik yapan ve daha kötü koşullarda yaşayan Ortadoğulu, Suriyeli göçmenlerde görüyoruz.

Bu durumun sürdürülebilir bir yönünün olmadığını siyasetçiler görmesine rağmen yeterince önlem alınabilmiş değil.

Ülkemizde bulunan Suriyelilerin büyük çoğunluğu genç, çocuk ve kadınlardan oluşmakta.

Bu insanların savaş sonrası ülkelerine geri dönme ihtimallerinin az olduğunu kendileri tarafından dile getirilmekte. 

Buna rağmen Suriyelilerin topluma intibak edebilmeleri için yeterli önlem alındığı söylenemez.

Göç konusu bir neden değil, yaşanan trajedilerin bir sonucudur!

Bu yazı toplam 850 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi