İsmail Kadı

İsmail Kadı

GELECEĞE AYNA TUTMAK!

GELECEĞE AYNA TUTMAK!

 

Öfke patlaması hızlı bir şekilde tırmanıyor.

Hergün yeni bir acı ve şiddet görüntüsüyle sarsılıyoruz.

Bugünlere bir günde gelmedik.

Adım adım şiddet sarmalı toplumu kuşattı.

Bu yüzden bize düşen görev, yapılan haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı çıkmaktır.

Evrensel hukuk der ki, eşit ve tarafsız yargılama, temel hak ve özgürlükler çağdaş toplumların olmazsa olmazıdır.

Bu konular hiç bir zaman gündeme gelmez ve tartışılmaz.

Direnme hakkı anayasalarda açık açık yazılsın yada yazılmamış olsun bu bir evrensel insan hakkıdır!

Bu durumu evirip çevirmeye bükmeye gerek yok!

Her akşam televizyon ekranlarında hakaret dolu açıklamalar ve tartışmalar izliyoruz.

Bizden toplanan vergilerle maaş alan bir dizi devlet görevlisi hakaret etmekle meşgul.

Türkiye bu yüzden çağdaş evrensel demokrasiye geçemedi.

Demokratik direnme hakkı insanların elinden alındı.

Bakın bir ülke düşünün ki; öğrencisi, memuru, işçisi hak aradığı için gösteri hakkını kullanıyor.

Bunu yapan insanlar karşısında polis gücünü buluyor.

Öğrenci, memur, işçi, emekli, işsiz sokak ortasında kıyasıya dövülüyor.

Bununla yetinilmiyor, sürüklenerek göz altına alınıyor.

Suçları direnme hakkını kullanmak.

Pazartesi günü Gebze Birleşik Haziran Hareketi taraftarı, üniversite öğrencisi Buğra Aydoğan gözaltına alındı.

Polis sorgu sonrası Buğrayı Gebze adliyesine çıkarttı.

Arkadaşları adliye önüne ona destek vermek için gitti.

Bir başka Birleşik Haziran Hareketi üyesi Erdem Şimşek polise mukavvemet ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı.

Ortaya çıkan durum vahim!

Konuştun gözaltına alınacaksın!

Yakınına, arkadaşına destek verdin, polis şiddetine maruz kalacaksın peki herkes bu iktidara destek vermek zorunda mı...!

Onlar gibi düşünmek zorunda mıyız!

Suçları direnme hakkını kullanmak!

Bu hak suç kabul edilip “terör yaftası” ile biçimlendiriliyor.

Bu hakkı kullananlar ise cezaevlerine atılıyor.

Bu ülkeyi yönetenler kendileri gibi düşünmeyen insanlara bir dizi hakaretlerde bulunuyor.

Olmadık sözler söylüyor.

Feministe, sosyaliste, koministte, sosyal demokrata, milliyetçiye yapılan hakaretler ortada.

Bir ülkenin seçilmiş milletvekilinin mecliste can güvenliği yoksa direnme hakkının dışında başka seçeneği kalmaz.

Daha dün Kadıköy’de kartopu oynarken işyerinin camına kar atıldığını öne sürerek bir gazeteci bıçaklanarak öldürüldü.

Bıçaklayan şahıs ne diyor “yakında                  çıkarım”

Bu gücü nereden alıyor, demek ki, bir yerlere güveniyor!

Önceki gün benim de başımdan geçen bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum.

Salı günü Gebze adliyesinde hakkımda açılan bir dava için adliyeye gittim.

Girişte cep telefonumu x-ray cihazından geçirdim, cihaz öttü.

Görevle polis memuru “gel, gel”diyerek “üzerinde ne var”dedi.

“Birşey yok” cevabını verdim.

Üzerimi arama bahanesiye beni ezmeye kalkıştı “ne oluyoruz” diyerek tepki gösterdim.

Sert bir ses tonuyla “ ne var cebinde” ben de “gazetecinin cebinde kalem olur” diyerek cevap verdim.

Bu durum pek çok yerde insanların karşısına çıkıyor.

 

İç güvenlik paketi daha henüz tartışılırken uygulaması şimdiden başlamış bile.

Bu yazı toplam 1308 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi