Aktan Uslu

Aktan Uslu

CHP Gebze: Dönersen Islık Çal - 1

CHP Gebze: Dönersen Islık Çal - 1

Olmuyor, ne yapsam olmuyor, bu kaçıncı, ayrılık akşamı / Duvarda, asılı resminle bir benden, bir sen geçiyor (aaah)

Hiç bekleme, dönemem, dönemem belki de / Hasretin bir ince güz yarası, beni neden sevmedin?

Olmuyor, ne yapsam olmuyor, bu kaçıncı, ayrılık akşamı / Duvarda, asılı resminle bir benden, bir sen geçiyor

Kaç mevsim? kaç mektup yaktım da bilmedin? / Hasretinden ölmedim, geçecek, bütün bunlar geçecek / İnanma yalan hepsi sevgilim (aaah)

Ne olur bir şey sorma, döneceğim, döneceğim sana / Takvim sorup n'olur karalar, karalar bağlama… OLMUYOOOOOR

Manuş Baba

**

CHP Gebze İlçe Örgütü’nün dünkü “çok sesli” basın toplantısında çok önemli bir bilgi eksiğini,  bile bile yaptım.

5N/1K denkleminde “Nerede?” sorusunun yanıtı yoktu.

Yoktu çünkü..

Burada toplantının ev sahibine, CHP Gebze İlçe Örgütü’ne en ufak bir atar giderim söz konusu olamaz. Kabalıktır.

Ama “Kafeterya açtım” demekle Cafeci olunmuyor birader. Önce esnaf olmak lazım.

Oldum olası bu tür mekanlarda basın toplantısı düzenlendi mi, röportaj yaptım mı, mekanı tutmuşsam illakin ismini veririm.

Hatta adres bile bildiririm.

AGD Çayırova Şube eski Başkanı Fahrettin Taşkaya, 12 Eylül temalı, “Hava ‘kurşun’ gibi ağır”a konuk oldu hafta içi. Görüşmede ev sahipliğini Fenomen Kafe’de yaptı.

Çok tuttum. Foto başlıklı haberde görünür yerde adresiyle yazdım. Bir daha yazayım, kısa zaar:

Yenimahalle, Fatih Caddesi, 5107/1 Sokak, No: 4

41420 Çayırova – KOCAELİ/TÜRKİYE

Esnafa bu tür naçizane katkılarda, desteklerde bulunmayı seviyorum ama esnafa:

Nasıl her gazete sahibi gazeteci değilse..

Her kafe sahibinden de esnaf olmuyor.

İlgili mekana dair negatif görüşüm varsa da, haberde asla yansıtmıyorum. Şık değil.

Ama 5N/1K denkleminde “Nerede”yi, bile isteye yanıtsız bırakıyorum.

Bu arada kafenin emekçilerine en ufak bir sözüm yok. İyiniyetli, efendi, güler yüzlü çocuklar.

Ancak katılım üzerinden o kapasiteye yanıt verecek sayıda değildiler.

Bir de kahvaltılıklar.. Alırken bir tatsaydın bari. Evinde, ev hanesine yedirmeyeceğin lezzetteler.

A101’e ve emsallerine gidip, “En ucuzundan sar bi’şeyler mi?” dedin.

Maliyetten kısarak kar marjını yükselteyim dersen..

Dün o saatlerde iyi kar etmişsindir. Allah daha çok versin de, dünün yarınları var..

**

CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Özgür Yıldızlı..

Duygusal bir insan, güzel bir insan ve dün bir meslek çıbanı, onu hiç hak etmediği şekilde üzdü.

Yıldızlı konuşmasına ayakta başladı ve gazeteciler ile “gazeteci”lerden müsaade isteyip oturdu.

O “gazeteci”lerden biri sitesinde yanılmıyorsam “oturarak konuştu, saygısızlık etti” türü ahlaksız, iğrenç bir karalama ile “beslemesi” olduğu çevreye mesajını vermiş: “Nasıl yerleştirdim ama CeHaPe’li başkana…

Merak ediyorum: “Parayı peşin mi aldın. Yoksa yarısı peşin, yarısı iş bittikten sonra mı?”

IBAN numaranı massengerdan mı yolladın? Vatşap vesaireden mi?

Sen de, “Yılın en”i yarışması düzenliyor veya düzenlemeyi düşünüyor musun?

Madem “gazeteci” değil de gazetecisin. Cesursun falan filan…

Yıldızlı oturmak için izin istediğinde, “Oturamazsın. Saygısızlık addederim” demedin.

Niye Yıldızlı sitem ettiğinde şayet oradaysan, “Ben yazdım, ben haklıyım” demedin.

Bu mesleğin en onurlu kurallarından biridir ki, “Bir kişiye yerleştiriyor musun.. Onunla yüzyüze geldiğinde yazdığını savunamıyor, ıvırıp kıvırıyorsan bittiğin gündür.”

Be bitik…

A…. kodunuz mesleğin s….. attınız bir kenara (Biraz olsun rahatladım. Bu şekilde bile küfredince iyi geliyor bazı)

Sizinle aynı kefeye konmaktan bunaldım, usandım, daraldım. Aylarca öylesine gazetecilik yaptığım zamanlar oldu…

Ben ki en devrimci eylem biçimi olarak her koşul ve zorlukta dahi kahkahası ile nam yapan ben.. Güllerim soldu bir zaman

Siz usanmadınız, ahlaksızlıklarınızdan..

**

Mekanda 3 - 5’i gazeteci, 3-5’i gazeteci ama galiba “grevde”, galiba 20-30 civarı “gazeteci…”

İlk 3-5’tekiler not alıyor, kulak kesilmiş dinliyor, soru sormak için sabırsızlanıyor falan, filan..

Mekanda herkes gazeteci olsa ve herkese şartlar gereği sadece birer soru hakkı tanınsa, toplamda 30-40 soru eder.

Ben abileriyim ya, soru sorma hakkında önceliği hep genç meslektaşlarıma verdim. Sona ben kalmışım. Benden sonra soran olmadı.

Benden önceki genç meslektaşlarım toplam 4 soru vardı.

Ben de, telefonla da davet edilince gelen maile bakmadım bile, CHP İl Başkanı’nın da katılacağı söylenince zaten düzenleneceğini bildiğim toplantı zannıyla akşamından sorular sıraladım. 20’den sonra kestim.

Ayıklamaya başladım. Dörde indi.

Gazeteci ve “gazeteciler” ile birlikte 30 katılımcıya birer soru hakkı tanınsa 30 soruya muhatap olacak Yıldızlı hem tutturuyor: “Bu toplantının önceliği Gebze.. Asıl önemli olan Saide Hanım’ın söyledikleri…”

O zaman ben de soruyorum: “Niye siz ve Tahsin Tarhan, sadece selamlama ve dinleme ile yetinmedi de açıklamadan bile soru çıkan cümleler sarf etti…”

Asgari 30 sorudan sıyırmışsın. “toplamda üstelik 8 soru, yarabbi şükür” diyeceğin yerde söz ve soru kesiyor, “Gebze ile ne alakası var?” diyorsun.

“Var” diyorum.. Ekşioğlu vakasının Gebze Bölgesi CHP’lileri şahsında, sonucu itibariyle alakası var. Oy dengelerini değiştirir orada verilecek karar!

Özer Elektrik.. Dilovası’nda… Çalışanların çoğu Gebze’de oturuyor. (Burada kesmeden dinledi…)

Ama bölgede çok yaygın bu tür vakalar. Üstelik Anayasa çiğneniyor. Direnişi destek iyi hoş güzel de çözüm olmuyor: “Arabulucuya ihtiyaç var. CHP üstlenir mi?”

Not alıyor.

Diğer sorulara geçince, “Kavga” edermişiz gibi not aldığı sorunun yanıtını ya vermiyor. Ya da iki bi’şi söyledi de sinirden ben kulak asmadım.

Ve bir sorumu da yedi? Zaten daha ilk iki kelimeden sonra kesebilirdi. Halbuki soru şu idi:

“Kocaeli Barosu seçime gidiyor. MHP seçime direk müdahil oldu. Ötesinde, Bahar Gültekin Candemir’e yönelik istifa çağrıları, ağır ithamları var. Bahar Hanım partiliniz. Sessiz kaldığınız gerekçesiyle parti tabanından bir kısım eleştiriler bana geliyor. Hak veriyor musunuz?”

Yine derdi.. Gebze ile ne alakası var.

Yapıştırırdım yanıtı: İzmit’ten sonra en çok Baro üyesi, Gebze’de var.

Yani Yıldızlı’ya göre içinde Gebze kelimesi geçmeden Gebze sorusu üretilemez!

Neyse ki Nuh Çimento tesisinden söz ederken bir takım eleştirilerim ile birlikte Dilovası’nın rüzgarlarından sebep Hereke’yi, Karamürsel’i de etkilediğini falan söyledim de, “Gebze ile ne alakası var?” demedi.

 

**

Şimdi kelimesayara baktım.

900 bandında. Neredeyse yarım gazete sayfası.

Ben daha asıl konuma gelmedim yaa..

Sayfayı doldurmak da ayıp olur.

Buldum.

Arkası yarına bağladım..

Arkası yarın

Bu yazı toplam 996 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi