İsmail Kadı

İsmail Kadı

CEHALET SEVİCİLER...!

CEHALET SEVİCİLER...!

 

Tarih bilgisinden yoksun üç şahıs, bunlara kol kanat geren medya patronları, siyasetçiler, yerel yöneticiler bunlar kadar sizde sorumlusunuz.

Ne zamandan beri ahlak dışı yalanlarla dolu cehalet sevicileri tarihçi oldu.

Neye inanırsanız inanın, kime biat ederseniz edin bu ayıplı açıklamalara, yalanlara sessiz kalmak kime ne kazandırır.

Kendini dindar, muhafazakar tanımlayan çevreler bu gerçek dışı yalan ve hakaretler konusunda neden sessiz kalmayı tercih etti.

Hani “ölülerin arkasından hakaret etmek söz söylemek günah”tı söylemlerine ne oldu.

Hukuk devletinden uzaklaşmanın ağır bedelini fazlasıyla ödüyoruz.

Eğer bu ülkede sağlıklı bir hukuk sistemi olmuş olsaydı, sadece bu küfürleri ağıza alınmayacak sözleri sarf edenler hakkında ceza-i işlem başlatmak yeterli kalmazdı.

Bunlara mali destek veren kol kanat gerenler hakkında da soruşturma başlatılırdı.

Bütün bunların hiç birini ne yazık ki, cumhuriyet savcılarından ve yargıçlarından göremedik.

Bu yüzden Atatürk’e, annesine, yakınlarına ağıza alınmayacak küfürleri edenler kadar onlara mali destek sağlamak için konferanslara, kitap fuarlarına davet edenler de çok masum sayılmaz...!

Aslında Atatürk’ü aşağılarak yok etme projesiyle Cumhuriyet’i “bir reklam arası” görenlerin “ulusal devlet bitti, biz genç-yeni osmanlıyız” anlayışlarının birbirinden farkı yoktur.

Bunların hepsi aynı ideolojik formatın versiyonlarıdır.

Mesele bu küfürbaz utanmazların bazıları “Fetullahçı geçmişe sahip olması değil”

Bir zamanlar iktidar ortaklarının ortak özellikleri geçmişe küfür ederek tarihi kendi dönemler ile başlatmaktı.

Bunlar ne kadar öngörüsüz oldukları gün gibi ortada.

Tarihi yok edebilecek hiç bir güç yoktur.

Diyelim ki kağıt üzerinden bu gerçekleri sildiniz, peki bu ülkenin yaşayan milyonlarını ne yapacaksınız?

Küfür ederek, hakaret ederek kendi acizliğinizi, çaresizliğinizi ortaya koyarsınız.

Söyleyecek sözü olmayanlar ancak tarihi gerçekleri küfür ile, hakaretle alçaklıkla yok edebileceğini sanır.

***

Başkentte iki eğitim emekçisi, akademisyen açlık grevinin 65. gününde Nuriye ve Semih Özakça adalet için bedenlerini ölüme yatırmış durumda.

Bu sesi, bu çığlıkları Dünya’nın her tarafından insanlar duyuyor bu ülkeyi yönetenler ne yazık ki görmezden geliyor.

Yüreklerimiz bu iki öğretmenin yanında, onlarla birlikte olacaktır!

Öldürerek, ölüme terk ederek düşünceleri hiç kimse yok edemez...

Bunlara sessiz kalanlarda günü gelir aynı mağduriyet ile karşı karşıya kalabilir.

Bu yazı toplam 863 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi