Barbaros Tantan’sız Beş Yıl
İki binlerin başıydı. Kocaeli’nin en köklü kuruluşları SEKA kapatılıyor, TÜPRAŞ satılıyordu. Halkın değerleri yağmanın ortasında haraç mezat yok ediliyordu. Biz üniversite öğrencileri, ellerimizde “Komünist” adıyla yayımlanan haftalık dergiyle yürüyüş yoluna ya da Fethiye Caddesi’ne çıkar, stantlar açar, özelleştirmelere karşı kamuculuğu savunurduk. Bugün “yerli ve milli” vurgusu yapanlar o gün yerli ve milli olan her şeyi yok ederken, “ırmağının akışına ölenler” ülkeyi parsel parsel satanlara değil, buna karşı çıkanlara saldırıyordu.
İşte o günlerde gördüm Barbaros Tantan’ı ilk kez. Belirgin yüz hatları, sakalları ve uzun siyah paltosuyla gazete dağıtımlarımızda sessizce yanımızda belirir, bazen yakından bazen uzaktan bizi izler, dağıtım bitince sessizce uzaklaşırdı. Onu sivil polislerden biri sanırdım; meğer olası saldırılarda güvenlik olmak için yanımızda bulunuyormuş. Böyle başladı yoldaşlığa uzanan arkadaşlığımız.
Üniversite sonrası İzmit’te kent çalışmaları yürütürken Kocaeli Demokrat gazetesinde karşılaştık yeniden. Sohbetlerimiz büyüdü, dostluğumuz kökleşti. Kısa süre sonra Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu, il yönetiminde görev aldı. Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin kuruluşunda bulundu, TKP’nin büyükşehir ve milletvekili adayı oldu. Yurtsever Cephe’nin kuruluşuna katkı sundu, Şoför İdris Kütüphanesi’nin açılışını tarihsel TKP’li dostlarıyla birlikte yaptı. İnternet soL gazetesinde yazdı, basılı soL gazetesine gönüllü muhabirlik yaptı. TKP’deki ayrışma sonrası Halkın Türkiye Komünist Partisi’ne katıldı. Örgütlü mücadele vermediği zamanlarda bile asla “eski solculuk” yapmadı; gücü neye yetiyorsa oraya el verdi. Ovacık Belediyesi’nin ürünlerinin kentte dağıtımını üstlendi, son yıllarında Kocaeli Gazeteciler Cemiyetinde aktif görev aldı.
Barbaros Tantan sözünü esirgemeyen bir muhalifti. Ama amacı yalnızca muhalif kalmak değildi; durmadan devrimi düşledi. Basına en ağır saldırıların olduğu dönemde susmadı, yazdı. Yazmak onun için bir yaşam biçimiydi. Kalemini ne sattı ne bıraktı. Soruşturmalardan geçen, tutuklanan meslektaşlarıyla dayanışmayı hiç eksik etmedi. Anadolu Ajansı’yla başlayan basın yolculuğuna onlarca yerel ve ulusal gazete sığdırdı. Gazetecilikten emekli olsa da yazmaktan ve üretmekten asla emekli olmadı.
Seveni çoktu Barbaros Tantan’ın; sevmeyeni de mutlaka saygı duyardı. Sokakta selam verenlerin çokluğundan on adım üst üste atılamazdı. Kavgacıydı ama yıkıcı olmadı. Tutkuyla Beşiktaş’ı tutan, yüreği aşk dolu bir insandı. Kalbi zaman zaman zorladı onu; krizler yaşadı ama “ölümü randevu yerinde ekerek” yaşama sıkı sıkıya sarıldı. Sabah sporlarına bile başlamıştı. Ne var ki kapısını son kez çalan rahatsızlık, bu güzel dostumuzu zamansız bir şekilde aramızdan aldı.
Dostları, her sabah sosyal medya hesabından paylaştığı “günaydın güzel yurdumun direngen insanları” mesajını göremeyince meraklandı. Yıllarca istisnasız gönderdiği köşe yazısı Yeni Haber gazetesine ulaşmayınca kaygılandılar. Evine gidildiğinde Barbaros Tantan gülümseyen yüzüyle koltuğunda dönüşü olmayan yolculuğa çıkmıştı.
1956’da dünyaya gelen Barbaros Tantan, 64 yaşında hayata veda etti. Doluluğu ve güzelliğiyle bir ömrü geride bıraktı. 1 Aralık 2020’de aramızdan ayrıldı.
Beş yıl geçti Barbaros Tantan’ı yitireli. Onun yokluğu, yalnızca bir dostun eksilişi değil; aynı zamanda kent belleğinde, basın dünyasında ve sol mücadelede büyük bir boşluk demek. İnsan sıcaklığıyla siyasetin kararlılığını birleştiren bu hayat, geride bıraktığı dostluklarla ve yazılarıyla hâlâ yol gösteriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.