SEÇİMDE LİDER DAVRANIŞLARININ KISA ÖZETİ

SEÇİMDE LİDER DAVRANIŞLARININ KISA ÖZETİ

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alışık olmadığımız bir cumhurbaşkanı oldu. Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında hiç bir fark yoktu. Halk olarak bir cumhurbaşkanından ne bekliyorsak onun tam tersini yapması, zaten huzursuz olan siyasi ortamını iyice gerdi. Bu tutumuyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayli sevimsizdi. Kendi seçmenleri içinde bile karizmayı çizdirdiğini söyleyebilirim. Seçimin en çok kaybedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu.

Davutoğlu,nun seçim süresince kullandığı üslup ve tavır nedense pek üzerine oturmadı. Kullandığı söylemler de, söyleyiş tarzı da ona yakışmadı. Özellikle miting kürsülerinde,  daha çok bir seslendirmenin aracı gibiydi. Kendi olamadı. Kendine has bir tarz geliştiremedi, bana göre bu yüzden de etkisizdi. O baştan kaybetmişti aslında. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, atadığı insanlara kendi gibi olma şansı zaten vermeyecekti.

Bana göre, bu seçimin en hazırlıklı, en çalışkan liderlerden biri Kemal Kılıçtaroğlu’ydu. Konuşma tarzında, inandırıcılıkta, performansında problem yoktu. Halktan bir insandı o, ancak karizma denen, ne olduğunu açıklamakta zorlandığımız etkileyici gücü bir türlü yakalayamadı. Kişisel saygınlık olarak kazandığını ama aldığı oylarla kaybettiğini düşünüyorum.

Devlet Bahçeli, adı gibi devlet adamlığı sıfatını üzerinde en iyi taşıyan lider oldu. Lider olarak en az miting yapan kişiydi. Onu televizyonlarda da pek görmedik. Mitinglerdeki en büyük zaafı, ses tellerindeki problemdi. Ses tellerini yormadan konuşmaya çalıştığında, tek düze ve sıkıcı bir hitap tarzı ortaya koydu. Kararlı duruşu ve çelişkili olmayan söylemleri güven vericiydi. Oylarını Türkiye genelinde 3 puanın üzerinde artırmış olmasına rağmen bana göre pek de başarılı sayılmaz. Çünkü AKP özellikle son yıllarda çok büyük hatalar yaptı. MHP, bu ortamı kendi lehine daha etkin kullanabilirdi.

2015 seçimlerinin kesin kazananı Selahattin Demirtaş oldu. Oy versin vermesin tüm Türkiye’nin dikkatini çekti. Hitaplarındaki rahatlığı, esprili tavrı siyasi yarışa renk getirdi, gergin siyasete ferahlık verdi. Israrla kullandığı barış dili az ya da çok bütün Türkiye’de karşılık buldu, sempati kazandı. Kendilerinin de dediği gibi, yüzbinlerce insan, oylarını Demirtaş’a emanet etti. Bu emanetlerin nasıl kullanılacağını zaman gösterecek...

Kritik bir seçim sürecini daha geride bıraktık. Alınan sonuçla Türkiye’deki tıkanıklığın önü açıldı. Ne var ki, bundan sonraki sürecin hem ekonomik hem de demokrasi açısından çok daha önemli olduğu bir gerçektir. Bununla birlikte, oluşabilecek başarılı bir koalisyonla Türkiye, özellikle demokratik, dolayısıyla ekonomik bir atılım yapma fırsatını da yakalamıştır.

 

Umarım bütün siyasi partiler bu başarıyı gösterebilirler. Bekleyip göreceğiz.

Bu yazı toplam 94 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi