Yaşadık, yaşıyoruz (2) !..

Yaşadık, yaşıyoruz (2) !..

 

 

İstanbul Taksim’deki Gezi Parkı’nda ağaç kesilmesine karşı direnişle başlayan ve sonrasında toplumsal isteklerin öne çıktığı direnişin dayanışma çemberi büyütülünce Kocaeli’de bu büyümeye katkı sunmuştu.

O yaşanan günlerin yıldönümü dolayısıyla anma amaçlı başladığım değerlendirmeye bugün de devam edeceğim…

Takvimler 25 Haziran’ı gösterirken, KESK Kocaeli Şubeler Platformu’nun çağrısı üzerine Cumhuriyet Parkı’nda toplananlar, polis şiddetiyle yaşamını yitirenler için anma etkinliği düzenledi.

Gezi direnişi, artık hayatın her alanında kendisini hissettirmeye başlamıştı. Bunun sonucu olarak Körfez’de yaptırılan Dubai Port Limanı ve Yarımca Konteyner Terminali ile ilgili idare yargının verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen inşaatın devam ettiğini gören çevreciler, Temmuz’un ilk günlerinde Kocaeli Valiliği önünde “Duran Adam” eylemi yaptı.

Direniş büyüdükçe, polisin gerginliği de artıyordu. Direnci kırmak isteyen idari zihniyetin direnişçiler üzerine saldığı polis 9 Temmuz’da çok sayıda eve şafak operasyonu düzenleyip 18 kişiyi gözaltına aldı.

Sonraki gün gözaltına alınanlardan 8’i serbest bırakılırken, 10 kişi tutuklanma talebiyle mahkeme sevk edildi. 10 kişiden 4’ü tutuklandı. Adliye önünde polis eylemcilere müdahale etti.

Çok değil, tutuklanan 4 kişi 1 gün cezaevinde kaldıktan sonra avukatların itirazı sonucu mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Direniş, ülke geneline yayılmıştı bir kere. Gezi Parkı Direnişi sırasında yaşamını yitirenler için Antalya’dan yola çıkan 4 kişi, Kocaeli’ne geldiğinde polisin, “Sizi biz bırakalım, yürüdük dersiniz” türü ahlaksız teklifiyle karşılaştı. Tabi ki, bu teklif reddedildi.

Direniş ve eylemlilikler renk ve biçim değiştirerek, ama içeriği zenginleşerek sürüyordu, anlaşılan o ki sürecekti de…

Merdiven boyamaları başladı Eylül ayının ilk günlerinde. Merdivenleri gökkuşağı rengine boyamak isteyen gençlere polis 5 Eylül’de müdahale etti ve 6 kişi gözaltına alındı.

Bundan sonra farklı nitelikteki çok sayıda eyleme daha tanık olduk. O güne kadar yasal soruşturma için harekete geçmeyen savcılık 6 Şubat 2014 tarihinde sürpriz bir dosya ile dava açıyor ve bu gelişme kamuoyuna yansıyordu. Haziran Direnişi’ne katıldıkları gerekçe gösterilerek 238 kişi hakkında dava açılmıştı.

4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan bu dava, Haziran ayaklanmasının yıldönümü yaşanırken bile sürüyordu, belli ki daha da çok sürecekti.

Gezi Parkı direnişine katılanların dillendirdiği bir slogan vardı ya, ‘’Bu daha başlangıç, mücadeleye devam’’, görülüyor ki yargı da bu sloganın etkisinde kalmıştı.

Bu dosya yakın gelecekte kapatılabilir ve sonraki direnişlere katılacakların direncini kırmak adına çok sayıda kişiye ceza da verilebilir. Ama, ne olursa olsun, hiçbir şey 31 Mayıs 2013’ten öncesinde olduğu gibi olmayacak.

Güneş, artık bir başka parlaklıkta doğuyor,

 

‘’Yaşadık, yaşıyoruz’’ diyenler, o aydınlığa bakarak ‘’Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın’’ mesajıyla yüreklerindeki sevinci ve heyecanı diri tutuyor.

Bu yazı toplam 71 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi