Halil Yeni

Halil Yeni

"Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz, ya dünyamıza inecek ölüm"

"Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz, ya dünyamıza inecek ölüm"

İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi, koronavirüs salgınıyla ilgili ikinci raporunu geçtiğimiz hafta yayınladı. İşyerlerinin “can pazarına” dönüştürüldüğüne dikkat çekilen raporda, 11 Mart ile 10 Mayıs arasında en az 128 işçinin salgın nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Kemal Soytürk’ü düşünün, maden işçisiydi, Ali Kurtuluş metal işçisi. Deri firmasında çalışıyordu Mehmet Merç, Hakan Yaman ve Adnan Abasız Ülker’in fabrikalarında gıda işçisi. 

Tekstilde çalışıyordu Nurettin Çınar, evliydi, okul okuyan iki çocuğu vardı. İsmail Işık, emekli olmasına rağmen bir parça fazla ekmek için çelik fabrikasında çalışmak zorundaydı.

27 yaşındaydı Uğur Kartal, gençliğinin baharındaydı. Henüz 40 gün önce nişanlanmıştı sevdiğiyle. Yarınlara dair büyük umutları vardı. Çocuğu olduğunda belki de adına “Hayat” koyacaktı. Olmadı. Gaziantep’te çıkan yerel bir gazete ölüm haberini “4 kişiye virüs bulaştırdı sonra da öldü!” diye yazdı. Çukurun dibiydi yazdıkları. Oysa DİSK/Tekstil bölge temsilcisi o fabrikada işçilerin koronavirüse yakalandığını duyurduğu için gece yarısı gözaltına alınmış gazetenin kirli elleri bunun için hiçbir şey karalamamıştı.

Hyundai’nin boyahane bölümünde çalışıyordu 44 yaşındaki Akay Tüysüz. Evliydi. Üç çocuğu vardı. Geride gözü yaşlı bir eş, üç acılı çocuk kaldı. Kendisi gibi annesi de koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenler arasındaydı. 

Şişecam işçisiydi Mehmet Kürtül, ömrünü işçilerin birliğine, örgütlenmesine, alınterinin egemenliğine adamıştı. Salgına karşı kendisi ve arkadaşları adına en önde barikattaydı. Zorunlu olmayan tüm sektörlerde üretimin durmasını ve işlerin ücretli izine çıkarılmasını istiyordu. Emekçileri salgından korumaya çalışırken hastalığa yakalandı. Mehmet Kürtül’ün koronavirüs nedeniyle ölümü sevdiklerinin yüreğinde derin yaralar açtı.

Ne kadar da haklıydı sınıfın şairi Nazım. “Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz / Ya dünyamıza inecek ölüm*” derken. Biz inanıyoruz ki –başka kurtuluşu da yok zaten- hayatı evlerine sığdıramayanlar, elinde yok, avucunda kalmayanlar, çalışmayınca ocağı tütmeyen, aşı pişmeyenler, salgının önüne yem gibi atılanlar, yüzü gülmeyenler, “ölen ölsün, kalanlar üretime devam etsin” diyenlere karşı, dünyamıza inen ölümü kabullenmeyecek, ölü yıldızlara hayatı götürecekler.

*Stronsium 90

Acayipleşti havalar, / bir güneş, bir yağmur, bir kar. / Atom bombası denemelerinden diyorlar. / Stronsium 90 yağıyormuş / ota, süte, ete / umuda, hürriyete / kapısını çaldığımız büyük hasrete. / Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm. / Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz, / Ya dünyamıza inecek ölüm. *Nazım Hikmet

Bu yazı toplam 4926 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi