Ortadoğu coğrafyası, insanlık tarihi kadar eski, kanlı bir tiyatro sahnesi. Dünden bugüne değişmeyen tek şey, bu kadim topraklar üzerinde süregelen toprak, mezhep, din ve kimlik savaşları. Firavun'un zulmünden günümüze uzanan bu acımasız döngüde, maalesef ki insan kırımının hiç durmadığını görüyoruz. Yüz yıllar boyunca oluk oluk kan akmış, bugün ise teknoloji bu vahşeti daha seri ve acımasız bir hale getirmiş durumda.

Şimdi yaşananların ardında ise enerji kaynaklarını kontrol etme arzusuyla hareket eden emperyal güçlerin (ABD, İngiltere, Fransa gibi) olduğu açıkça görülüyor. Bu güçler, Ortadoğu'da iç savaşları tetikleyerek kendi çıkarlarına hizmet eden uydu yönetimler oluşturmaktan çekinmiyor. Irak'ın işgali sonrası körüklenen Sünni-Şii çatışması bunun en çarpıcı örneklerinden biriydi. "Arap Baharı" adı altında sahnelenen projelerle Libya, Tunus ve Mısır gibi ülkelerde eskiyip miadı dolmuş diktatörler devrilirken, yerlerine ABD'ye tam bağımlı, yeni ve istikrarsızlaştırıcı rejimler getirildi.

Dikkat çekici olan şu ki, tüm bu yaşananlar İslam coğrafyasında olup bitiyor. İç karmaşa, savaş ve kanın aktığı bu bölge, ne yazık ki İslam'ın merkezi konumunda. Emperyalizm, planlı ve programlı bir tasarımla Müslümanı yine Müslümana kırdırıyor. Ortadoğu'nun orta yerinde insan kanı, petrolden çok daha ucuz bir meta haline gelmiş durumda.

Bu trajedinin en somut ve yürek burkan yüzü ise, İsrail'in on yıllardır Filistinlilere uyguladığı soykırımdır. İsrail'in "katil devlet" olarak nitelendirilmesi, Filistin halkına karşı uyguladığı bu insanlık dışı muamelenin bir yansımasıdır. Filistinliler çocuk, kadın, yaşlı demeden, acımazsız bir biçimde İsrail askerleri tarafından öldürülüp, yok edilirken tüm dünya bu vahşet karşısında suskunluğa bürünmüş durumda. Ancak en kötüsü, İslam ülkelerinin toptan suskunluğudur. Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi ABD yörüngesindeki ülkeler, tabiri caizse kafalarını kuma gömmüş durumdalar. Akan kan karşısında adeta duyarsız kalıyor, vahşete tepkisiz kalarak ortak oluyorlar. Bu sessizlik, Filistin halkının çığlıklarını daha da acı verici hale getiriyor.

Son olarak İsrail’in İran’a saldırısında ise Türkiye tepkisini en cılız şekilde göstermiştir!

Bu durum Türkiye’nin ABD ile olan tam bağımlılığı ve müttefikliğinin sonucudur.

Filistin’de insan kanı döken, soykırım yapan İsrail’e karşı susmak, tepkisiz kalmak suça ortak olmaktır!