Büyük tasfiye

Büyük tasfiye

 

Türkiye’ye, 15 Temmuz gecesi yaşatılan sendromun elbette bir çıktısı olacak ve elbette böylesi bir kalkışmanın faturası birilerine kesilecekti. Bundan daha doğal bir şey olamaz.

Ama, görünen o ki, kabarık olan bu fatura devasa bir tasfiyeye dönüşüyor.

Bu noktada sorulması gereken iki soru var…

Bu kadar ‘hain’ devleti ele geçirmeye çalışırken hiç mi hissedilmedi ?

Bu ‘hain’ kadroları oralara kim yerleştirdi ve nasıl yol verdi ?

Tasfiye sürecinde, darbecilere cezalandırılırken arkasında onları cesaretlendiren ve belli bir güce ulaşmasını azmettiren mekanizmayı asla unutmamak gerekir.

Şimdi gelelim bu kentteki tasfiyelere…

Kocaeli Valiliği, darbe girişimiyle ilgili soruşturma kapsamında şu ana kadar bin 223 kamu ve askeri personelin görevden uzaklaştırıldığını açıkladı.

Rakam ne kadar büyük değil mi ?

Belki de hepsi, kritik görevlerde bulunan bin 223 kişi. İyi de, biz nasıl oluyor da güvenlik ve geleceğimizi bu ‘hain’ kadrolara teslim etmiş oluyoruz ?

Biz değil tabi, bizim adımıza hareket eden siyasi irade bu teslimatları yaparken hiç mi araştırmadı ?

Düşünebiliyor musunuz;

Adalet Bakanlığı bünyesinde görevli Kocaeli-Gebze hakim ve savcılarından 66 kişi, Donanma Komutanlığı’nda görevli hakim ve savcılardan 6 kişi,

Tank Birliği’nden 24 subay,

Donanma Komutanlığı’ndan 47 subay,

Deniz Hava Meydan Komutanlığı’ndan 1,

Kandıra Motorize Birliği’nden 30 asker,

İl Emniyet Müdürlüğü’nden değişik rütbelerde 105 polis,

Kocaeli Valiliği’nden 4 kamu yöneticisi,

İl Jandarma Komutanlığı 16 asker,

İl Milli Eğitim Müdürlüğü 792 öğretmen,

İl Göç İdaresi’nden 1 personel,

Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 18 çalışan,

Kocaeli Vergi Denetim Kurulu A Grup Başkanlığı’ndan 5 personel,

Doğu Marmara Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nden 2 kişi,

Kocaeli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nden 17 kamu çalışanı,

Kredi ve Yurtlar Kurumu İl Müdürlüğü’nden 1 kişi,

Cengiz Topel Hava Liman Müdürlüğü’nden 8 çalışan,

Kocaeli Gar Müdürlüğü’nden 1 kişi,

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden 5 kişi,

mahalli idarelerden (belediyeler) toplam 40 kişi,

üniversitelerden 19 kişi,

İl Müftülüğü’nden 12 kişi,

PTT Baş Müdürlüğü, MTA Marmara Bölge Müdürlüğü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü’nden 1’er kişi.

Bir terör örgütünün, bu kadar yaygın biçimde devlet içinde yuvalanması olanaksızdır. Eğer böyle ise göz yumulmuştur. Dolayısıyla, devlet yapısı içinde yuvalananlar ve eldeki kamu olanaklarını terör örgütü için kullanma fırsatı kollayanlar, ilk fırsatta da kullananlar kadar onlara bu yolu açanlar da suçludur.

 

Bu yapılanmayı görerek pas geçen her kimse ve hangi görevdeyse, memleket ve genç kuşakların geleceği için derhal mekanizma dışına çıkartılmalıdır. 

Bu yazı toplam 99 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi