Aynı kentte mi yaşıyoruz ?

Aynı kentte mi yaşıyoruz ?

 

 

Bazen, bu kent adına laf söyleyebilecek konumda olan kişilerin değerlendirmeleri son derece rahatsız edici olabiliyor.

Bu rahatsızlığı verenlerin başında da, iş dünyası ve onun sözcüleri geliyor.

Hemen, ‘’sen yine neden rahatsız oldun’’ sorusunu sorabilirsiniz. Detaylı düşüncemi paylaşmadan önce, şu ‘’işsizlik yok’’ ve ‘’istihdam yaratılıyor ama iş beğendirilemiyor’’ türü değerlendirmelerden nefret ettiğimi söylemeliyim.

O yüzden de, önemli oranda işsiz nüfusuna sahip kentimizde bu tür laflar edenlere pek sıcak bakamıyorum.

Bu laflardan birini, birkaç gün önce Gebze Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler de etmiş.

İŞKUR’un önderliğinde Kocaeli Sanayi Odası, Gebze Ticaret Odası ve Körfez Ticaret Odası’nın iş birliği ile yapılacak 2016 Yılı Girişimcilik Eğitim Programı protokol imza töreninde konuşan Çiler, “Kentimizde işsizlik yok, kendini yetiştirmiş eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz” deyivermiş.

Pes doğrusu, sayın Çiler ile aynı kentte mi yaşıyoruz ?

Kocaeli’ndeki çalışma yaşamı istatistikleri sayın Çiler bakınca daha pozitif, ben bakınca daha mı negatif görünüyor ?

Belki de, sayın Çiler’e bu sözü söylettiren, Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun, “İşsiz sayısı 50 bin ancak 57 bin işçi açığı var. İşi olup iş arayanlar da var. Bugün vatandaşlar iş arıyor ancak istediği iş olmadığı için işsiz kalıyor’’ değerlendirmesi neden olmuştur.

Yani, bir tür gaza gelme meselesidir…

Yoksa, gerçek verilere dayalı böyle bir değerlendirmenin aldatıcı olacağı, algı yaratmadan öteye hiçbir anlam taşımayacağını, sayın Çiler benden daha iyi bilir, bilmelidir ve biliyordur.

Çiler’in sözlerine, harfine dokunmadan bakalım biraz.

Diyor ki;

“Kentimizde işsizlik yok, kendini yetiştirmiş eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Bu tarz programlarla birlikte önümüzde hedef olan ilk 10 ekonomi içine girme çabalarımız devam edecektir.’’

Sayın Çiler’in işsizlik denilince aklına neyin geldiğini bilmiyorum, çünkü hiç yüzyüze konuşmamız olmadı. Ama, bir işadamının işsizlik meselesi, nitelikli eleman yoksunluğu ve işsizlere iş beğendirememe meselesine bakış açısının ne denli sermaye endeksli olduğunu iyi bilirim.

‘Yatırım yaptım ya, daha ne istiyorlar’ edasıyla kendini dev aynasında görenler, bir süre sonra eğitimsiz toplumun yarattığı sıkıntıları ‘’yetişmiş eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz’’ ya da ‘’kentimizde işsizlik yok’’ türünden gerçekle bağdaşmayan ifadelerle dile getirir.

Sayın Çiler, bıraktım açık işsizliği, gizli işsizlik konusunda bir bilgi sahibi olmuş mudur acaba ?

Gizli ve açık işsizlik konusunda gerçek verilere sahipse, bizimle ve kamuoyu ile paylaşırsa sevinirim.

Bu arada, sermayenin feodal kültürden daha kurtulamadığının göstergesi sayılacak türden ve sorumluluğu kendilerinde değil, işsizlerde arayan bu tür yaklaşımlarından vazgeçmelerini salık veririm.

Çünkü, koskoca İŞKUR Bölgesel Girişimcilik Desteklenmesi Eğitim programı yapmak zorunluluğu hissediyorsa, sayın Çiler’in sözünü ettiği ‘yok’ dediği işsizliği gerçekten yok kılacak ekonomik, kuramsal ve etik çalışmalar bugüne kadar yeterince yapılmamış demektir.

Hal böyleyken, benzer türdeki açıklamaların gerçekle alakası bulunmayacaktır. İşte sırf bu yüzden ‘’aynı kentte mi yaşıyoruz’’ diye sordum.

Önerim odur ki;

Kendisinin oda başkanlığı yaptığı ve Türkiye imalat sanayisinin önemli merkezi olan Gebze’de ne kadar işsiz olduğuna bir kez daha bakmalıdır.

Kocaeli geneli ve ülkedeki işsizliği hesaba bile katmıyorum. Ne de olsa, genişletince sayın Çiler, ‘’Kocaeli ve ülkedeki işsizlik bizi pek ilgilendirmez. Biz kapımızın önünü düşünürüz’’ diyebilir…

 

 

 

Bu yazı toplam 87 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi