İsmail Kadı

İsmail Kadı

SEN ŞARAPTAN NE ANLARSIN?

SEN ŞARAPTAN NE ANLARSIN?

 

         “Arap’ın derdi çorap

Ayyaşın derdi şarap”

Bu ikilik – sanki işi gücü  yok gibi-  gelip dilimize yerleşmiş. Ayyaşın ne durumda olduğunu bilemiyorum ama, Arap’ın başına emperyalist ve Siyonist mantık öyle çorap  örmüş ki, bu çorabı giyenin başı beladan kurtulamayacak gibi görünüyor.

Yaşantımızın belli bölümlerinde ayyaş olma isteği duyduğumuz anlar olmuştur. Keşke hepimiz ayyaş olabilsek. Dur hemen avucunu kaşıma… Sen şaraptan ne anlarsın? Ömründe hiç aşk şarabı içtin mi?

Çokta mağrur olma kim meyhane-i ikbalde

Biz hezaran mest-i mağrurun humarın görmüşüz

                                                        (NABİ)

(Talih meyhanesinde çok da gururlanma, çünkü biz gururdan sarhoş olan binlercesinin, ayıldıktan sonraki sersemliklerini görmüşüz.)

Ömründe ayyaş olmayı istedim de Arap olmayı hiç istemedim. Benim Türklüğüm bana yeter. Yörük yaylalarından sana selam getirdim. Aklını başına al!...

Milleti nisyan ederek her işimizde

Efkar-ı Firenge tabaiyyet yeni çıktı

                                      (Ziya PAŞA)

(Her işimizde milliyetimizi unutarak, düşüncelerimizde yabancıya uymak yeni çıktı. )

Aynaya bakmanın zamanı gelmedi mi?

Çağ açıp, çağ kapatan bir ulusun çocukları değil miyiz? Dünya uluslarında olmayan önderler bizde değil mi?

Yüz yılda bir –insanlık için- gelen dahi bize gelmemiş mi? Bu dahi Atatürk değil mi? Bizler Atatürk’ün gençleri değil miyiz?

Dört nala gelip Uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim.

                            (Nazım Hikmet RAN)

Dünün çömez devletleri, kafatasçıları, bugün demokrasi havarisi kesilen katiller, emperyalistler bizim gibi bir ulusa nasıl akıl verebilirler? Anlayamıyorum.

Çok mu vatan-millet- Sakarya edebiyatı yaptım? Sen öyle zannet. Çocuk katillerini alnından öpecek halim yok ya!

Kalbim yine üzgün seni andımda derinden,

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden,

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!

                            (Yahya Kemal Beyatlı)

Bu dizelerin açıklamasını yapmıyorum, Alıştın kuzu etine değil mi?

“Arap’ın derdi çorap

Ayyaşın derdi şarap”

Ben şarabı seçiyorum. Çorabı kimler giyerse giysin….

Sana Yörük yaylalarından selam getirdim.

Yoruldum... Bundan sonrasını da sen anla…

 

 

Bu yazı toplam 1273 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi