Günümüzde gerek yaşam koşulları olsun gerek hayat mücadelesinin getirdiği zorluklar, bir çok insanın hayata bakış açısı negatif ve umutsuz. 

İnsanların önemli oranda bir kısmı sevmedikleri işleri yapıyor ya da yapmak zorunda kalıyor ve bunu da etrafına yansıtıyor. Sabahları suratları beş karış insanlar, birbirine ne selam var ne sabah. Oysaki bir büfeden alışveriş yapınca iyi günler dilemek, hayırlı işler dilemek hiç kimseden bir şey eksiltmez. 

Lokantada, kafede garsona ismiyle hitap etmek ya da, ‘Garson bey/Garson hanım… çok teşekkür ederiz’ demek bizden bir şey götürmez ama karşı tarafı mutlu edebilir. Kişiye umursandığını, emeğine saygı gösterildiğini, insan yerini koyulduğunu hissettirir ve birini mutlu ettiğin için sende mutlu olursun. Çünkü mutluluk bulaşıcıdır.... 

Genel anlamda şoförler çok gergin ve tahammülsüz olurlar. Tabi ki işleri kolay değil. Ama mesleğin getirdiği stres ve gerilim onlara herkesi azarlama hakkını vermez. Gideceği durağı soranları azarlarlar, söylenip dururlar, bazen küfür dahi ederler. Daha neler neler.... 

Olumlu örnekleri de yok değil. Geçenlerde belediye otobüsünde yolculuk yaparken denk geldi. Bir şoför o kadar nazik ve sabırlıydı ki, her sorulana sakinlikle cevap verdi ve sakince aracını kullandı. Otobüsten inerken bu tavrından dolayı onu takdir ettiğimi söyledim ve teşekkür ettim. Adam şaşırdı ama yüzünde bir tebessüm belirdi. 

Stefan Zweig demiş ki: “İnsana mutluluk kadar sağlık katan bir şey yoktur ve en büyük mutlulukta bir başka insanı mutlu etmektir.” 

Olumsuz bir şey olunca hemen şikâyet ederiz ama olumlu bir şeyi genelde söylemeyiz. Bence olumlu şeylerde de kişi takdirini esirgememeli. Böylelikle başta toplu taşıma olmak üzere hizmet sektöründe çalışanlar işlerini daha severek yapar ve gününü mutlu sürdürür.

**

Kişinin mutlu olması da, bir başkasını mutlu etmesi de zor değil.

Özellikle bu pandemi döneminde daha çok farkına vardık birçok şeyin....Dışarda özgürce dolaşmak, doya doya havayı solumak nede güzeldi. 

Sürekli işlerimizi öne sürüp, eşimizle dostumuzla iki kelamı, bir acı kahveyi erteledik. Hayatta hiçbir şeyi ertelememek lazım. Bugüne kadar istesek de  yapamadıklarımız, vakti zamanında ufak tefek görüp önemsemediğiniz şeylerin bizi aslında ne kadar mutlu ettiğini pandemi anladık.

Hava çok soğuk ve yağmurlu  ise barajlar doluyor diye mutlu ol. ‘Patlat’ bir kahve ve pencereye vuran damlaları kahveni yudumlayarak izlerken sesiyle dinlen. Hayaller kur, mutlu ol. 

Yolunu karıştırdıysan ve mecburen uzattıysan da mutlu ol çünkü yeni yollar keşfetmişsindir ve biraz da spor yapmışsındır, fena mı? 

Çocuğun her gece yatağından senin yanına geliyor diye mutlu ol. Onunla geçireceğin zamanlar kısıtlı. Hepi topu 20-25 yılını bizimle geçirecek ve o yıllar su gibi akıp gidecek. Geri kalan hayatını kendi evinde, kendi kurduğu ailesiyle tamamlayacak. O yüzden onunla geçirdiğin her anin tadını doya doya çıkar ve mutlu ol. 

Mutlu olmak için çok paran olmasına da gerek  yok. Parasızda mutlu olunabilir, mutlu olmak için sebepler bulunabilir . 

Gabriela Garsia Marquez’in dediği gibi : Mutluluk için istediğin şartları bulamayınca, bulduğun şartlarda mutlu olmayı bilmelisin...