Kocaman kocaman sözler ettik de ne oldu...Yazdıklarımız okunmadı bile...Okundu ise biz farkına varamadık.Yaşamla ilgili olgular, yaşam kalitesi değişmedi... Güne gün katıp, değerlerine yeni değerler katıp yaşayacağına, hiç sorgusuz sualsiz, verilen yoz kültürleri kabullenerek yaşamaya devam etti... Kim? Ben, sen, biz, siz, onlar ve diğerleri...Hepimiz...Kokuşmuş, bozulmuş, sentesi kaçmış, omurgasız değerleri alkışlarla kabul ettik. Sıradan ve hakkımız olan bir sunum bile bize verildiğinde yönümüzü değiştirmekte sakınca görmedik...Yalaka olmayı adamlık sayanları bile gördük. Bu tür köşebaşı yalakalar TV,TV dolaşıp doğrularımızla dalga geçmeye devam etmektedirler. Çok uzun yıllar önce bir siyasi lider -allı şanlı bir partinin siyasi lideri- Denizli'ye gelir...Denizli yıkılır. Mahşer günü gibi her yer.. Yer: Delikliçınar Meydanı... Siyasi lider meydana geldi. Gümbür gümbür yalan söylüyor.Lider  yalan söyledikçe alkışı kapıyor. Alkışları kaptıkça coşuyor, yalanın  bini bir para...Siyasi lider bir ara : - Hepinizin anasını sig... - Hepinizin çoluğunu çocuğunu sig... - Hepinizin sülalesini sig...Demez mi?Alkıştan sağır oluyordum... Zavallı siyasi lider sigorta sözcüğünü - alkıştan - söyleyemeden Denizli'den ayrıldı... Bu anımı anımsadıkça hala acı acı gülümserim...Bu siyasi lider ulusa 40 yıl yalan söyledi ve alkışı kaptı...Benim gençliğim de bu yalanlarla mücadele etmekle geçti...Değişen bir durum olmadı... Hala siyasilerin yalanlarına alkışlamaya devam ediyoruz... 40 Yıl önce Rusya deseydi bir siyasi taşa tutulurdu.Bugün alkış alıyor.Galiba evren kendi Marksist kurallarını koymaya başladı... Bana bir dostum yorgun kral dedi...Güldüm geçtim.Yorulmak, yılmak, korkmak yok...Yaşam bizlere memelerinden zehir damlatsa da bizim o zehirden şikayetimiz olmaz...Bu böyle biline. Yazının sonunda yine kocaman kocaman sözler söyledim.Ama ne yapayım : Kocaman kocaman sözler söylemeden duramıyorum...