AKIL ÇAPIMIZ KAPALI
Aklın ermediği en basit konuları çözemediysen. Dünyayı Ortadoğu’ya çevirirsin, Gazze’ye çevirirsin. Ukrayna’ya çevirirsin.
Dünyayı yönetmeye soyunmuş yöneticiler, Çok da akıllı değil mi dersiniz?
Bir savaşın adını koymak için illa da yetkili ağızlardan mı çıkacak şudur diye.
En uzun savaştır 1986’lardan beri Ortadoğu’da başlayan süren savaşlar. Birçok kıtaya sıçrayarak devam ediyor. Tekrar Ortadoğu da konuşlanır.
Özünde kimsenin hayatının güvence altında olmadığı bir kurgudur dünya düzeni.
En zor şey bilim ve teknolojiyle uğraşmak başta insanlık olmak üzere gelişimi dünyanın ve yaşamdaki tüm varlığın hizmetine sunmaktır. Tanınması saygı görmesi gerekenler de öncelik bilim insanlarına olması gerekirken daha çok saygı ve itibarı alakasız insanlara gösterilir. Bilim ve teknolojiyle uğraşan insanların kaçını kaçımız tanırız.
Hepimiz de hata var.
Zamanımızı alakasız konularla ve bize sunulan konularla ilgilenerek geçiririz. İçinde bulunduğumuz senaryoyu oynarız.
Adak çiti içinde ki sürüyü düşünün! Sorguladığınızda adakçı parayı veren için, sürünün içinden bir koyun alıp diğer koyunların gözü önünde kafasını kesip soyarken, çit içindeki koyunlar geviş getirerek onları besleyen çobanı izlerler. Gördüğümüz kadarı ile hiçbir tepki vermezler, ya da biz anlayamayız onların o anda yaşadığı stresi. Bombalar yağarken ülkelerin, insanların tepesine televizyondan çayını yudumlayarak seyreden günümüz dünya insanı, dizi izlemek algısından çokta farklı tepki vermiyor.
İçinden bir kısım tepki veren, homurdananlar vardır, onuda şöyle düşünün, çobana saldıran koçtur sokağa taşan.
Sahip olmak istediğimiz şey maddi güçtür. Oysa her insanın hizmetine sunulacak dünya imkanları doğru yönetilecek olsa, ekmek herkese fazlasıyla yetecek.
Sonuç olarak!
1- insanın beyni eşitlik fikrine kapalı
2- insanın çapı bu kadar
3- İnsan var olduğundan bu yana bireysel mücadele verdi toplumsal paylaşımı yaşamadı, kavrayamadı, birlikte mutlu olmayı yönetemedi . Bilmediğiniz bir şeyi yönetemezsiniz, çapımız kapalı
NE DEĞİŞTİ?
45-50 Yıl önce ayni tip sorunlar vardı daha da derinleşerek sorunlar devam ediyor. İşçiler sendikalar öğrenciler hak ve özgürlük mücadelesi için sokaklarda meydanlarda miting, yürüyüş, protesto gösterilerinde hak arayışı içindeydiler.
Bugünde aynı sorunlar derinleşerek devam ediyorsa kırk beş elli yılda ne değişti, yöneticiler neyi yönettiler. Hâlâ insanlar huzursuz ve bir şeyler söylüyorlar.
Eğer biri bağırıyorsa dinleyin, anlayın vardır bir derdi.
Bir çözüm bulun çözüm bulunsa tekrar onlar niçin meydanlara çıksınlar. Demek ki sorun var çözen yok. Ve yine kırk beş elli yıl önce o meydanlarda hak hukuk diye haykıranların etrafını saran güvenlik güçleri vardı bugünkü güvenlik güçlerinin dedelerini copla dövüyorlardı, şimdi torunlar dövüyor gaz sıkıyor yarının dedelerine ve bugünkü dedelere.
Ne acayip şey değil mi?
Bir kurşunla sonlanıyor hayat.
Bir bombayla yıkılıyor şehir,
Sonlanıyor yüzlerce hayat.