Herkes için adalet kelimesi evrenseldir.

Talep etmek ve takip etmek kimseyi taraf yapmaz.

Aksine insan olmanın gereğini yerine getirir.

Pazar günü diğer günlerden farklıydı.

Bunun nedeni ise 25 günlük uzun bir yürüyüşü başlatan Kemal Kılıçdaroğlu milyonları bulan destek ve katılımla karşılanmış olmasıydı.

Pazar sabahı gazetede mesai erken başladı.

Bunun nedeni önce gazetenin hazırlanması gerekiyordu, ardından geçte olsa miting alanına ulaşmayı amaçladım.

Saat 16:00’da yoğun bir maratonla yola koyulduk.

Önce miting alanına yakın bir noktaya aracı park etmek istedim.

Evdeki hesap çarşıya uymaz misali Maltepe gittiğimde gördüğüm manzara bırakın aracımı yakın bir noktaya park etmeyi yollarda yürüyecek yer bulan kendini şanslı görüyor.

Neyse E-5 karayoluna yakın bir noktaya aracı park ettik.

Herkes gibi kalabalıklar arasına katıldık sokaklar, caddeler, ara sokaklar insan seline dönüşmüştü.

Tahminen bir kaç km yürüdük, Maltepe sahiline inmeyi başardık.

Oradaki kalabalık ve coşku anlatılır gibi değildi.

O anı yaşamak ve tarihe tanıklık etmek önemliydi.

Koca bir sahil yolu ucu bucağı görünmeyen insan kalabalığı arasında miting alanına girmeye çalıştık.

Her taraf mahşeri bir kalabalık olduğunu tanık olduk.

Hiç kimse kusura bakmasın gerçekleri hiç kimse örtmeye, ötekileştirmeye uğraşmasın.

Miting alanı saat 17:00’de tamamen dolmuştu.

İçeriye giremeyenler dışarıda sloganlarla, alkışlarla destek veriyordu.

Miting alanında Türk Bayrağı, Atatürk posterleri, adalet yazılı pankarlar dışında hiç bir afiş pankart yer almadı.

Kalabalığın ucu bucağı görünmediği için rakamlar konusunda yandaş çevrelerin yapmış oldukları değerlendirme yanlıştı.

Sadece şu ifadeyi kullanayım, miting alanı saat 20:00’de boşalmaya başladı üç saate yakın bir sürede E-5 karayoluna çıkamadık.

Rakam bir buçuk milyonla , üç milyon arası olma ihtimali var.

Bunu neye dayanarak söylüyorum miting alanı doluydu.

Miting alanı dışında  kalan yeşil alanlarda doluydu.

Sahil yolu tıklım tıklım kalabalıktı.

Adım atacak yer yoktu.

Pek çok insan Kartal Maltepe arasında miting bölgesine ulaşamadan geri döndü.

Bu tablo bir gerçeği ortaya çıkarttı.

Hiç kimse vazgeçilmez değildir.

Umutları tükenen herkes yeni bir arayışa girmesi kaçınılmazdır.

Büyük alkışlarla, büyük desteklerle gelenler beklentileri karşılanmazsa önce uyarılır.

Ardından tepki gösterileri başlar.

Nihayetinde bu tepkiler demokratik karşı çıkışlarla kendini ifade eder.

Bu kitlesel destek çıkışı geçmişte 2002 yılında AKP iktidarına bu toplum verdi.

Şimdi verilen bu destek geri çekildi.

Bunu kabullenmek lazım.

2002 yılında toplumun tüm kesimleri AKP’ye oy verdi.

Bunun içerisinde az da olsa alevilerin desteği oldu.

Bugün dindarlar eğer seçeneksiz  bırakılırsa CHP’ye Kemal Kılıçdaroğlu’na aynı desteği verebileceğini görüyorum.

Aynı durumda miting alanında ülkücü, milliyetçi gençlerin kızlı erkekli başlarında Meral Akşener’i çağrıştıran bandajlar gördüm.

Miting alanında bulunan camiide adalet yazılı tişörtlerle namaz kılan çok sayıda insan vardı.

Toplumun iradesine hiç kimse bloke edilemeyeceğinin en somut göstergesidir.

Bir aile büyüğü düşünün çocukları arasında adaletli davranmazsa evlatlar babayı dinlemez.

Eğer bu durum süreklilik arz ederse homurdanmalar karşı çıkışlar başlar.

Adalet mitingi bu toplumun %49 hayır bileşenlerinin ikinci önemli buluşmasıdır.

Hiç kimse bu birlikteliği hafife almasın.

Doğru işler yapanlar kartopu gibi büyüyerek yoluna devam eder.

Cinlik peşinde koşanlar bir günde ömrünü tamamlar.

Öcülerle korkutarak toplumun tercihleri değişmiyor.

Bunun en somut örneği geçmişte Saadet Partisine yapılmıştı.

Alehte yapılan haberler AKP’yi maduriyet üzerinden iktidara taşımıştır.

Adalet yürüyüşü bu toplumun sıkışmışlığının dışa vurumudur.

Buradan terör de çıkmaz!

Terörist de çıkmaz!

Bazı konuları zorlamak kimseye yarar sağlamaz.