Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakete göre, kamuya taşıt alımına sınırlama getirilecek, belediyeler harcamalarını azaltacak, lojmanlar satılacak, kamuya 3 yıl boyunca sadece emekli olanların yerine alım yapılacak vs…

22 yıldır tek başına iktidar olanların ülkeyi yönetenleri getirdiği nokta bu.

Sanki tüm yaşanan ekonomik krizin ve tüm olumsuzlukların sorumlusu başkaları gibi davranmaları ise işin trajikomik yanıdır.

Her şeyi berbat etmiş, yoksulu daha yoksul, bir avuç zengini daha zengin yapmışsınız şimdi tasarruf diyorsunuz!

Sorumlu ve suçlu sizsiniz.

Bu tür paketlerle yaşanan ekonomik kriz bitmez, enflasyon düşmez, yoksulluk sona ermez!

Çünkü kamuda savurganlık öyle büyük boyutlara ulaşmış ki bu paket ile incir çekirdeği gibi kalır.

Kime sorsanız, tüm bunların devlet olanaklarının fütursuzca har vurulup harman savrulması sonucu tüm bunlar yaşandığını size söyler.

Etin kilosu 600 TL, meyvenin 80-100 sebzenin 30-50 TL, ekmeğin 10 TL, elektrik, doğalgaz, suyun astronomik fiyatta olduğu, dünyanın en pahalı benzin, mazot, LPG’nin satıldığı, asgari ücretin 17 bin 2 TL, emekli maaşının 10 bin TL olduğu bir ülkeden söz ediyoruz.

Deveye sormuşlar neren eğri misali neresinden bakarsanız bakın ülkemiz çok zor süreç yaşıyor.

Siyasete güvenin yerlerde olduğu, adalete inancın yitirildiği bir ortamda vatandaş günü birlik yaşıyor, gelecek kaygısını en derin biçimde yaşıyor.

Ne var ki tüm bunlar kamu-devlet olanaklarıyla, siyaseten semirmişler için bir anlam ifade etmiyor.

Onlar sırtlarını dayadıkları siyasetin imtiyazlarından sonuna kadar yararlanıyor.

En ballı ihaleleri, işleri bunlar kapıyor.

Kamuda, belediyelerde ailecek çalışıyorlar.

Aynı partiden eşi kadın kolları başkanı belediyede, kendisi Büyükşehir’de, kızı kamu kurumunda çalışıyor!

Bu şekilde devletin ve kamunu her türlü olanakları kendileri, yakınları adına babalarının çiftliği misali değerlendirip kullanıyorlar.

Böyle bir ortamda imtiyazlılar ve onların dışında çok büyük çoğunluk ise her türlü sıkıntıyı yaşıyor.

Kayırmaca, liyakatsizlik, partizanlık ortadan kaldırılmadan bu ülkede hiçbir şey düzelmez.

Türkiye gerçek anlamda sosyal devlet olup, demokrasiyi tüm kurallarıyla işletince, adalet herkese dokununca, siyaset halka hizmet aracı olunca her şey yoluna girer.

O zaman ekonomi büyür, sosyal refah çıtası yükselir, gelir dağılımlıdaki eşitsizlik ortadan kalkar.

O zaman paket falanda olmaz!