Sporda şike olur da eğitimde olmaz mı?

Birkaç gündür Kocaeli Valisi Ercan Topaca’nın eğitim danışmanı gibi yazılar yazan meslek erbabı başarı ve başarısızlıktan bahsediyor.

Her dönem iktidarın bir yerine tutunarak rol kapmaya çalışmak maharet işidir.

Bu tavrını gezi eylemlerinde net bir şekilde gördük.

Gezi eylemlerine destek veren öğretmenlerin sürüleceğini önceden bilmişti.

Herhalde buna olacakları önceden bilme başarısı denir.

Şimdi bakıyorum yetkili kişiler gibi hünerli yazılar yazıyor.

Başarılı müdürlerin görevden alınmasına valinin izin vermeyeceğinden bahsediyor.

Okul müdürlerinin görevden alınma kriterleri iktidara yakın yandaş sendikanın tavsiyelerine göre belirlendiğini herkes biliyor.

Bazı okul müdürlerine “bizim sendikaya geç müdür koltuğunu koru” teklifi yapıldı.

Bu teklifi kabul etmeyenler görevlerinden alındı.

Yanlış anlaşılmasın, görevde kalan her okul müdürü bu şekilde kaldı demek istemiyorum.

Görevden alınan veya görevde kalan okul müdürleri sınavlarda yüksek puan alarak o makamlara geldi.

Şimdi, atanacak olan müdürler hangi kriterlere göre belirleneceğini merakla bekliyoruz.

Elime geçen başarılı bir eğitimcinin görevden alınmasından sonraki mektubu okurlarımla paylaşıyorum.

“Müdür odasında bulunan masa koltuk takımının bile atanan kişiye fazla bulunduğu, alınıp götürüldüğü bir eğitim merkezinde göreve başladım.

Türkiye genelinde yapılan ve 10 binlerce kişinin girdiği sınavda en yüksek puan sınırlamasında ilk 41 kişi arasına girmiştim.

Atanmak için de sınav dışında bir şart yoktu.

Bir eğitim-sen üyesi olarak kimsenin müdahalesi olmadan atandığımı sizin sitenizden öğrenmiştim.

Bugün itibariyle 65 puan alarak müdürlüğümün sona erdiğini, atanma talebinde bulunamayacağımı üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım.

Yaklaşık 4 buçuk yıl görevimin hakkını vermeye çalıştım

Başladığımda 1 buçuk yıllık bir geçmişi olan kurumda çalıştırılan hiçbir usta öğretici yokken şuanda 20 civarında usta öğretici ile çalışılmaktadır.

Yani benden önceki dönemde merkez bünyesinde yeni açılan kurslar maalesef yoktu.

Şuanda ise kadın konuk evinden, cem evine, kur-an kursundan, sevgi evlerine, okulundan, derneğine küçük işletmesinden, devasa fabrikalara kurslar açılmaktadır.

Bunlar rutin olarak tüm halk eğitim merkezlerinde yapılması gereken işlerdir.

Bu açıklamalar ile birlikte 4 buçuk yıldır görev yaptığım ve yeterliliğimin (!) ölçülmesini sağlayacak bazı örnekle hakkımda verilen kararın hakkaniyetini ortaya koyacaktır.

1-      10-14/01/2011 tarihlerinde Kocaeli İlindeki H.E.M. Yönetici ve eğitmenlerine seminer vermek üzere eğitim görevlisi olarak görevlendirildim.

2-      07-11/02/2011 tarihlerinde MEB tarafından İstanbul’un Asya yakasındaki HEM Yönetici ve öğretmenlerine eğitim vermek üzere eğitim görevlisi olarak görevlendirildim.

3-      28.02-04.03/2011 tarihlerinde MEB tarafından İzmir il genelindeki HEM yöneticisi ve öğretmenlerine eğitim vermek üzere görevlendirildim.

4-      14-18-06/2011 tarihinde MEB tarafından Türkiye genelindeki HEM yönetici ve öğretmenlerine Van’da eğitim vermek üzere eğitim vermek üzere görevlendirildim.

5-      18-22/07/2011 tarihinde MEB tarafından Türkiye genelindeki HEM yönetici ve öğretmenlerine Erzurum’da eğitim vermek üzere eğitim vermek üzere görevlendirildim.

6-      İlçemize yeni atanan aday öğretmenlere yönelik Temel Eğitim ve Hazırlayıcı Eğitim Kurslarında eğitim görevlisi olarak görevlendirildi.

7-      18. Milli Eğitim Şurası il Çalışmalarına (Kocaeli – 26-30 Temmuz 2010) katıldım.

8-      2. Gençlik Şurası - Bölgesel Gençlik Çalıştayına (Kocaeli - 21-22 Ocak 2012) Milli Eğitimi temsilen katılmak üzere görevlendirildim.

9-      2. Gençlik Şurası (Ankara -14 -18 Mayıs 2012) çalışmalarına katılmak üzere görevlendirildim.

10-   ^10. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Hayat Boyu Öğrenme ve Yerel Yönetimler Çalıştayına (Kocaeli - 18-19/06/2013) Kocaeli ilini temsilen katılan tek HEM müdürü olarak görevlendirildim.

11-   KO-MEK bünyesinde görev alan kurs merkezi yöneticilerine seminer vermek üzere görevlendirildim.

12-   Çayırova'da 2011-2012-2013 yıllarında hemşeri derneklerini kahve işletmeciliği dışına çıkarmak için derneklere Çayırova'da ikamet eden gençlerden halk oyunları ekipleri kurdurup halk oyunları festivali yaptık (2014 yılı çalışmaları da planlandığı halde Soma'da yaşanan felaket dolayısı ile iptal edilmiştir).

Yazılabilecek o kadar çok şey var ki...

Yönetici görevlendirme süreci başladığında yukarıda yazdıklarım hiç dikkate alınmadan bir sendikanın yöneticileri Milli Eğitim Müdürlüğü dahil olmak üzere bazı yerlerle görüşerek benim HEM dışında başka bir okula görevlendirilmem talebinde bulunmuşlar. Bu teklif bana iletildiğinde sadece bir gerekçe göstermeleri durumunda bunu kabul edebileceğimi söyledim. Daha sonra o sendikanın şube başkanı ve teşkilatlanma sekreteri ile görüştüm. Hiçbir gerekçe sunamadan HEM dışında bir kurum (Türkan Göktürk İlkokulu ismini de dile getirdiler) dediler. Ben de bir gerekçe duymadan buna evet diyemeyeceğimi belirttim. Sonra da dayatmalarla (bunu ispat etmem mümkün değil) düşük puan verdirme sürecinden haberdar oldum.

Biliyorum ki hiçbir makam, mevki baki değil. Yöneticiliğini yaptığım kurumu en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım. Herhangi bir kusurumun olduğunu da düşünmüyorum . Kurumda çalıştığım dört buçuk yıllık sürede üç milli eğitim müdürü ile çalıştım.

Ben çevremde hiçbir zaman torpil yapacak birilerini bulundurma arayışında olmadım, eğilip bükülmeden adam gibi durarak işimin hakkını vermeye çalıştım, ayrımcılık yapmadım, insanları ötekileştirmedim...

Son söz olarak da; haksızlığa uğradığım düşüncesi ile "Bu ülkede kimsesizlerin sesi olabilecek bir Allahın kulu olmayacak mı?" diye kendime sormadan duramıyorum.

Saygılarımla.”

Başarı siyasi iktidarın görevlendirmesiyle olmuyor.

Bilgiyle, belgelerle oluyor.

Umarım bu kadar başarılı bir müdürün makamına bundan daha başarılı bir müdür görevlendirilir.