‘’Şimdi bir damla mavi taşımak için / içindeki sulara / Kim bilir kaç gökyüzü dolaşır/ kaç deniz eskitirim.’’

Yeryüzünün en güzel yerlerinden biri olan Artvin’in Şavşat ilçesinde, Çoraklı Köyü’nde karşılaştık Ayhan Genç ile… Birbirine bu kadar yakın ama birbirinden bu kadar habersiz iki “hemşeri” şairin yan yana gelmesi de diyebiliriz buna. Köylerimiz aynı olsa da, sanırım evlerimizin arasına giren karaçam ormanı engel olmuştu daha önce tanışmamıza…

Peki, kimdir Ayhan Genç?

1956 yılında Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Çoraklı Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Şavşat’ta okudu. Artvin İlköğretmen Lisesi’ni kazanarak eğitimini Sivas’ta tamamladı. Mardin-Derik, Diyarbakır-Bismil, Samsun-Vezirköprü ve Bursa-İnegöl gibi farklı şehirlerde öğretmenlik yaptı. Eğitim-Sen ve TÖB-DER gibi sendikalarda aktif görev aldı. 1983 yılında Diyarbakır’da, siyasal çalışmaları nedeniyle yaklaşık bir yıl tutuklu kaldı.

Emeklilik sonrası İnegöl ile Şavşat arasında bir hayat kurdu kendine. Öğretmenlikten emekli olsa da öğretmekten emekli olmadı. Duygu ve düşüncelerini şiirler aracılığıyla anlattı. O şiirler ki; Berfin Bahar, Bilim-Sanat, Şair Çıkmazı, Onaltı Kırkbeş gibi edebiyat dergilerinde yayımlandı.

İlk kitabı 2017 yılında Aşk Barışa Yakışır adıyla okurlarla buluştu. İkinci kitabı ise 2023 yılında Lilura adıyla… Eksik olmasın, iki kitabını da “Kardeşlikle, dostlukla” diyerek imzalayıp hediye etti bana. Gebze’ye döndüğümde ikisini de bir çırpıda okudum. Yakınlığımızın sadece coğrafya ile sınırlı olmadığını; duygu ve düşüncelerimizin de eş olduğunu bu şekilde anladım.

Ayhan Genç’in şiirlerinde toplumsal duyarlılık, barış, sevda, özgürlük ve insanlık temaları öne çıkıyor. Kelimeleriyle hem yüreğe dokunuyor hem de topluma sesleniyor.

Barış ve sevdanın iç içe geçtiği, umut dolu dizeler… Hem romantik hem toplumsal bir dokunuş. Annelik üzerinden savaş karşıtı güçlü bir mesaj. Hayatın karmaşasında bile sevgiyi yaşama çağrısı. Kaybedilen insanlara duyulan özlem (ki bunlardan biri de Artvin’li devrimci öğretmen Enver Karagöz’dür)… Bunlar karşılıyor bizi satır aralarında.

Savaş, barış, özgürlük, adalet gibi evrensel konuları işlerken; sevgiyi direnişin ve umudun bir biçimi olarak ele alıyor. Süslü anlatımdan uzak, doğrudan ve içten bir dil kullanıyor. Basit kelimelerle derin anlamlar yaratıyor. Şiirlerinde bireyin iç dünyasını işlerken toplumsal bağlamdan kopmuyor.

Dedim ya; öğretmenlikten emekli olsa da öğretmekten emekli olmayan Ayhan Genç’in şiirleri, bir öğretmenin gözünden halkın hikâyesini anlatıyor.

‘’Mavi iplere dizilecek daha sözcükler / arasına yıldızlar işlenecek / salına salına dolaşacaklar dünyayı / ağzı var dili yok evlere / büyülü esintiler sunarak / Daha çok sözü var çok / söyleyecek şiirin’’