Çocukluğumdan beri içimi yakan bir arzudur. Önemsenmek ve tanınmak. Sokakta insanlar bir birlerine beni göstersin tartıştırsınlar. İçimdeki dürtülerden biride yaşadığım yerin en tanınmış insanı olmaktır. Böyle bir kişilik olabilmek tanınmak için çok önemli bir iş yapmam gerekiyordu, bu büyük arzumu gerçekleştirmek için yazmayı seçtim. Ne yaparsam yapayım ruhum bir türlü doymak bilmiyordu. İnsan ruhu üstü yeşillik gül çiçek gibi alt soğuk buz gibidir. İnsanların sorunlarını yazmak en çok yazanı rahatlatır ben yazarak kendimi tedavi ediyorum. Kimi insanda bu ihtiyacını okuyarak giderir, kimileri de sadece dinleyerek bu ihtiyaçlarını giderirler.

            Bu yazıda toplumsal bir sorunumuz olan kim kimdir ve bu konuda ki suçlu kimdir sorununu tartışacağız. Bir zamanlar dünyanın en zengin adamlarından biri olan … Ağa hana dünya nizami hakkında ki fikrini sorarlar o da kendine ve insanlığına yakışır bir cevap verir. Der ki… Zenginler olmasaydı, fakirlerin halleri çok daha kötü olurdu. Zenginler açısından çok anlamlı onlar kendilerini fakirlerin kurtarıcısı sayıyorlar. Tabi ki insani açıdan bu durum utanç verici bir insanlık trajedisidir.

            Ağa han birde emekçiler fakirler olmasaydı zenginler olur muydu. Onları zengin edenler kimdir? Zenginlik nasıl oluşur açısından düşünseydi. Vereceği cevap nasıl olurdu bu insanlar insanın emeğini sömürmeyi kendilerine bir hak sayıyorlar. Lanet olası bir zamandı. O zaman fi… tarihinde zalim, uyanık biri birlikte çalıştığı arkadaşlarını kandırmış onların başına iş veren olmuş o günden beri bu sömürü devam etmektedir.

            Kadı köyün bir eğlence yerinde iki hanım konuşuyordu. Genç ve güzel olan ötekine patronunu öve öve bitiremiyor. Bir zenginin aşçısı olan bu kadın kalabalık olan ailesinden bıkıp usandığını anlatıyor. Patronunu kast ederek Allah razı olsun bu adam olmasa vallahi acımızdan ölürüz diyor… Bu ülkede bu kadın gibi düşünen milyonlarca cahil insan var. Dualarını kendi sağlıklarına, yaratıcılıklarına etmez kendilerini sömürenlere ederler bu durum Ağa han gibi sömürücüleri haklı çıkarıyor. Bilgisizlik, cahillik bu dur işte patronlar siyasi iktidarı da yanlarına alarak eğitim sistemiyle Türkiye emekçilerini böyle acınası bir hale getirmişlerdir. “Şair Aragon eğitim ve kütür zengin sınıfın inisiyatifine bırakılmamalı diyor.” Ne kadar da haklı… İşte bir dönemin şerefli eğitim sistemi olan köy ersıtilerini sermaye sınıfı bundan dolayı kapatırdı. Bu olayı Türkiye insanı bilmiyor öğrenmesini siyasi iktidarlar devamlı engellediler. Kapatılmasaydı bu gün Türkiye dünyanın en zengin ve en özgür ülkesi olacaktı. Soran, sorgulayan, düşünen insanlar olacaktık hepimiz… bu durum bir süreç meselesi bir gün gelecek bu ülkenin emekçileri dualarını patronlara değil kendi yaratıcılıkları için yapacaklar… işte o zaman?...