Osman Adıgüzel

Osman Adıgüzel

BURSA GEZİSİ

BURSA GEZİSİ

Kenarından geçtiğimiz şehirler vardır. işimiz olduğunda acele edip gezemeden döndüğümüz, tanımaya gezmeye fırsatımızın olmadığı şehirler vardır.
Bursa da benim için bu şehirlerden biriydi.
Bu tatilde zaman ayırdım. Güzel bir ilkbahar havası eşliğinde gezme fırsatım oldu.
Her gezi yaptığımda ister istemez gözlemlerim oluyor.
Bazen paylaşırım bu gözlemlerimi bazen de paylaşmam.
Ama beyin kameram filmler çeker, şeritler oynatır, notlar alır ve tamamına erişim ister.
Güzellikleri de eyvahları da hatırlatır.
Yeşil Bursa, hani şehrin takım formasında ki yeşili olan, yeşillik takım formasında kalmasın boğulmasın isterim.

Boğduğumuz şehirlerden biri olmuş.
İçinde yaşadığınız şehri çıplak gözle göremezsiniz.
Kokusuna alışırsınız.
Sesine alışırsınız.
Her şey sıradanlaşır.
Fark edenlerden birileri çıkıp kolay kolay söylemez.

Öncelikli olarak 723 yıl önce kurulmuş, 623 yıl hüküm sürmüş Osmanlı imparatorluğunun kurulduğu kale içi surlarını seyir tepesini, Bursa’nın tarihi evlerini, bilinen tarihi bölgeleri gezme planı yaptık. Bursa tarihi evlerinin daracık sokaklarından park etmiş araçlara sürtünmeden ağır ağır geçebildik. 20 dakikalık tur atarak sonunda otopark yeri bulabildik.
O zamandaki koşullarda şehri savunmak için tepeleri, yamaçları ve en keskin engebeli yerleri seçmeleri gerekiyormuş.
Yamaçta, yüksekte olmasına rağmen surlar yeni yapılardan ve sur içi yapılarından zor fark ediliyor. Surların arkasında dağın yamacında kurulu Pınarbaşı mahallesi ilk fotoğrafını çektiğim dikkatimi çeken mahalleydi. Üst üste kaydırılarak yapılmış ovayı seyreden gecekondu gökdeleniydi gördüğüm mahalle.

Saltanat kapısı,
Osman Gazi türbesi, Orhan Gazi türbesi, Saat kulesi ilk ziyaret ettiğimiz yerler oldu.
Kale surlarından Bursa’yı seyrettik. Balıkesir, İzmir yoluna genişleyen Bursa, neredeyse Mudanya’ya karışıyor. İstanbul yolu, Ankara yolundan, Uludağ’ın tepesinde noktalayıp şehrin dış sınırlarını çizdim.

Ulu Cami, Kozan Han, Uzun çarşı, kapalı çarşı derken gezilecek o kadar çok yer var ki saymakla bitmez.



Güzel bir gündü.
Büyük şehirleri fazlaca büyütmeyeceksin, büyüdükçe kendisi ile çözümü zor ve yeni sorunlar getiriyor.
En güzeli istihdamı vatandaşa götürmektir. Vatandaş şehirlere göçerse, içinden çıkılmaz sorunlar baş gösterir.
Ne zaman ders çıkarırız bilmiyorum. Trafik sorunu başlı başına bir sorun.
Dönüş yolunda şehirden çıkana kadar dolaşmadık sokak kalmadı.
Bursa'nın en önemli sorununu en sona bıraktım. Baştan girmek istemedim. Araçların rampa tırmanışlarından mı kaynaklanıyor, ayrı bir tat koku duyuyor insan.

Hava Sirkülasyonu sorunumu var? Bilemedim
Bilirkişi dir dedim, birde ona sorayım,
Oğlum Sinan Hikmet ile paylaştım.
“Balata kokusudur, araçların freninden durup kalkma yapmaları sebep oluyor. “ dedi. Haklıydı.
Bir balata kokusu sarıyor sizi yanlışlıkla burundan değil de ağızdan nefes aldığınız da ağız yanak içlerinde ve nefes borusunun etrafında yakıcı boğucu balata kokusu pas tadı çekilmez bir hal alıyor.
Bu durumu Koza Han’da dükkan işleten insana sordum. Bilemedi. O an kızım Buse yanımdaydı, “Tramvayların raylarından kaynaklıdır.” deyiverdi.
Esnaf amca da onayladı, etkisi vardır belki de dedi. Bizde ki fikir bunlar…
Sonuç olarak, yeni seçilen yerel yönetime önerim bu sorunu çözmesidir.
Sorunu görmek dillendirmek bizden, çözüme de katkı sunayım.
Benim fikrim: Kale içine araç sokulmayacak. Yakın bir yere Katlı otopark yapılana kadar, orada oturan mahalle sakinlerinin araçlarından başka araç kale içine alınmayacak.
Surların en yakınına, katlı otopark yapılacak, misafirlere ücretli olacak, Kale sur içinde oturanlara az bir abonelik karşılığı veya ücretsiz olarak sorun çözülecek.
Diğer bir sorun kuş sesi çıkaran kaval sesleri ve onlarla yarışan sabun köpüğü baloncuğu yapan oyuncak satıcıları.
Kaval sesi önce kısa bir süre fazla kulak tırmalamıyor. Hatta kuş sesi diye bir kaç dakika hoşunuza bile gidiyor. Aralıksız yarışırcasına hiç durmadan öttürünce çekilmez oluyor.
Oyuncakçının köpüğü hiç sormayın tam bir kirlilik.
Bursa şehir olarak temizdi Belediye başkanları görevi yeni devir almalarına rağmen yerlerde tek çöp yoktu. Sigara izmariti yoktu.
Sanırım tekrar Bursa’ya gittiğimde bu önlemlerin alındığını görürüm.
Sonuç olarak, iyi ki geldim gezdim diyebildim.
Gün boyu ve dönüş yolun da torunum İlay şirinlikleriyle günümüze neşe kattı.
Mutlu bir geziyle eve dönmüş olduk.

Bu yazı toplam 2886 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Adıgüzel Arşivi

UMUT

20 Şubat 2024 Salı 07:10