Gebze’nin gözde okullarında yıllardır başarılı yöneticilik yapan eski bir dostla karşılaştım.

Halini hatrını sordum, hangi okulda görev yaptığını merak ettim.

Almış olduğum cevap beni çok üzdü.

Başarılı bir eğitimci her hangi bir okulda öğretmen olarak göreve başladığını ifade etti.

Eğitimdeki seviye kaybı tesadüf olmadığını anlamak için çok uzaklara gitmeye gerek yok.

Bu coğrafyada yapılabilecek en kötü şey laik eğitim sisteminden vazgeçmek olur.

Epey zamandır sistematik bir şekilde dindar ve kindar nesiller yetiştirilmek istendiği bilinen bir gerçektir.

Yasalar ele geçirildi, okullar Dünya standartlarından hızla uzaklaştırıldı.

Muhalifler hileli yöntemlerle eğitim kurumlarından temizlendi.

Artık önlerinde hiç bir engel kalmadığını düşünüyorlar.

Kendi siyasal inanç ve kanaatlerine göre eğitim sistemi oluşturma girişimleri hızlı bir şekilde sürüyor.

Bilimsel eğitimin vazgeçilmezi olan evrim teorisini kitaplardan çıkartmak büyük bir yanlıştır.

Çocuklar daha gözlerini açmadan, kafaları çalışmadan, soru sorma alışkanlıkları gelişmeden biat kültürüne zorlanıyor.

Gelişmiş dünya uzayda yeni yerleşim alanları için birbirleriyle yarışıyor.

Bizde ise her geçen gün yoksul ve açlık sınırında olan insan sayısı hızla artıyor.

Cumhuriyet nasıl işe muhteşem eğitim seferberliğiyle başlamışsa; onlarda bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşma seferberliği peşindeler!

Onca zaman emek verilen aydınlanmanın üzerine karanlık perde örülmekte.

Artık eğitimde ne felsefe tarihine ne de evrim teorisine yer var.

Akıldan bilimden ödleri kopuyor.

Bu yüzden çocukların zekalarıyla alay ediyor.

Hayatı sorgulayan, dogmalara şüpheyle yaklaşan çocuklara fırsat tanımak istemiyorlar!

Yeni nesile göz diken bu eğitim sistemi bu ülkede ki adaletsizlikten bile daha  tehlikelidir.

İktidar kendinden olmayan vatandaşı yok sayıyor.

Bunun ismi milletin yarısını dışlamak ve toplumu birbirine karşı kavga ettirmektir.

Bu ülkeye zarar veren adalet yürüyüşü değil “biz de milletiz, biz de halkız” diyen barışçı çığlığını  görmemektir.

Devlet ve onun asıl kurucu unsuru halktır!

Hangi akıl adalet yürüyüşü için yollara düşen insanların konakladığı yerin bulunduğu noktaya hayvan pisliği dökmeye cesaret eder.

Bir de hiç birşey olmamış gibi muhalefeti ülkede yaşananları dışarıya şikayet etmekle itham ediyorlar.

İyi güzelde biz gezegende yaşamıyoruz, dünyanın en uzak noktasında yaşanan her konuyu anında öğrenme imkanı var.

Hak arayan insanları baskı altına almak beyhude girişimlerdir.

Demokratik ve barışçıl hak arama girişimlerini önünü kapatmayın.

Çünkü gün gelir buna sizin de ihtiyacınız olur!