Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BEŞİK KERTMESİ

BEŞİK KERTMESİ

Anlatma konusunda usta, görmüş geçirmiş, kerli ferli bir adam karşısındaki üç kişiye büyük bir heyecanla, yaşayıp gördüklerini anlatıyor, onların ilgileri azalmasın diye ara sıra bastonunu yere vurup onları uyarıyor. Bu tür insanlara doğuştan gelen bir ustalık bu. Öyle güzel anlatıyor ki kendi kendime keşke hiç bitmese diyorum. Ara sıra gıybet etse de insan önemsemiyor. Tıpkı büyük bir ressamın resim yapması gibi, herkesin yaratıcı bir yanı var. Üç dört kelimeyi bir araya getiremeyen kimi insanların başka gizli yetenekleri var. Bazen hiç eğitim almamış kimselerin yıllarca güzel sanatlarda okumuş yazmış kimselerden çok daha ileri derecede yetenekleri vardır. Şimdi adamın o üç kişiye anlattığı, toplumumuzu çok ilgilendiren bir öyküyü ben anlatmaya çalışacağım.

Askerde birbirlerini çok seven iki asker arkadaş, doğacak ilk çocuklarını birbirleriyle evlenmeleri için beşik kertmesi yapmışlar. Aylar yıllar geçmiş gerçekten birinin kızı diğerinin oğlu olmuş. Çocuklar belli bir yaşa geldiklerinde babaları çocuklarına durumu anlatmışlar. Oğlan kabul etse de kız bu işe itiraz etmiş, ben o çocuğu sevgili gibi değil arkadaş gibi görüyorum demiş. Kızın ailesi önce onu ikna etmeye çalışmış, olmayınca kızın üstüne baskı kurmuş, evlendirmişler gençleri işte beşik kertmesi bu. Bu defa kız yine itiraz etmiş, ben bu adamdan çocuk yapmam demiş. Gerçekten de kırk, elli yaşına gelmişler kız dediğini yapmış ve çocuk yapmamış. Günümüzde bu tür yanlışlar çok olmasa bile yine de zaman zaman belli bölgelerimizde yaşanmaktadır. Bu tür yanlışlardan doğan trajik haberler öğreniyoruz basından. Bu anlamda büyük acılar çekmiş hatta ölümlere ve aşağılanmalara sebep olmuş yüzlerce olay yaşanmıştır. Bu tür yanlışlara maruz kalan kızlarımız hep batsın bu dünya, lanet olsun böyle kadere diye isyan etmişlerdir elbette ki bu kader falan değil, ailenin cahilliğinden kaynaklanan toplumsal bir trajedidir. Kimilerine göre kadınlarımız ikinci sınıf muamelesi görür, kimilerine göre kadının saçı uzun aklı kısadır. Çok eskilerden okumuştum, aklımda kalmış, kadın uzun kış gecelerinde döşek ve köçektir. Kimileri için yalnız çocuk doğurur gözüyle bakılmaktadır, Elbette ki kadın ne odur ne budur, ne köçektir ne de geri zekâlıların söyledikleri gibi aklı kısadır. Hayatım boyunca kafayı çekip, sokaklara çıkıp nara atan bir kadın görmedim. Garibanın, yetimin hakkını yiyen sömürüden ve savaştan yana olan kadın da görmedim ama eşleri tarafından dövülen, hakarete uğrayan ve öldürülen kadınlar gördüm. Ölen eşlerinin kardeşleriyle evlendirilen kadınlar da gördüm, aşık olduğu için büyük acılara katlanan, birçok yoksunluğu göze alan kadınlar da gördüm. Kadınlarla ilgili bazı yazılarımı okuyan kimseler, neden kadınların tarafını tuttuğumu soruyorlar. Elbette ki roman yazacak kadar çok neden var. Birkaç gün önce izlediğim bir filmde büyükbaba, gelininin doğumundan sonra kız mı erkek mi oldu diye soruyor, kız olduğu söylenince yüzü düşüyor ve keşke erkek doğursaydı, inşallah aklı başında bir kız olur diye söyleniyor. Yetmiş yaşındaki bu adama ne söylesek az boşunadır. Bu ülkede bazı kızlar bu tür ana babalar yüzünden mutsuz evlilikler yaşıyorlar ama aile evine dönemiyorlar. Bu tür konularda herkesin kedisini eleştirmesi ve yüzleşmesi gerekir. Benim doğup büyüdüğüm bölgede bu tür olaylar çok yaşanmıştır.  Böyle kötülükler ve trajediler insanın içinden kolay kolay çıkmıyor ve kızlarımızın bilinçaltında kalıyor. Bunun için bu tür konuları yazıyorum ve beni rahatlatıyor. Bir Çin atasözü ‘Kendini tanıyan insan aydınlıkçıdır, başkalarını tanıyanlar da dâhidir.’ der.  Bir bilim adamı, çözemediğimiz sorunların çoğunun engeli içimizdedir, kendimizi tanımadığımız için bu engelleri dışa vuramıyoruz der. Sanırım bir yüzyıl önce kimi geri zekâlılar, tarih kadınsız yazılmalı demişler. Bunlar insan bile değildir. Kadınsız hayat olmadığı gibi kadınsız tarih de edebiyat da sanat da yapılmaz.

Bu yazı toplam 3024 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi