Türkiye’de ve dünyada siber tehditler sınırları zorluyor
ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, “Yapay zekâ hem savunmada hem saldırıda etkili. Kurumların dijital dirençlerini artırması, tehditleri erken aşamada tespit edebilmesi ve olaylara hızlı müdahale kapasitesini geliştirmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Generatif yapay zekâ, kişiselleştirilmiş ve ikna edici oltalama mesajları üretme konusunda siber suçlulara önemli avantaj sağlıyor. Bu durum, özellikle finans sektörü, KOBİ’ler ve kamu kurumları için ciddi risk anlamına geliyor. Türkiye’de de benzer trendler gözlemleniyor. Yapay zekâ destekli oltalama ve sosyal mühendislik saldırıları bankacılık, KOBİ’ler ve kritik altyapılar için artan risk oluşturuyor.
Klasik phishing, smishing ve vishing gibi yöntemler, artık yapay zekâ ile desteklenen daha hedefli ve inandırıcı kampanyalara evriliyor. Türkiye’de kamuya yönelik ve işletme adresli oltalama saldırıları artıyor. Özellikle bankalar, SGK ve e-devlet hizmetlerine yönelik sahte e-posta ve SMS’lerle kullanıcılar kandırılıyor.
İÇERİDEN GELEN TEHDİTLERE DİKKAT
Kasıtlı ya da kazara gerçekleşen iç tehditler de kurumlar için büyük tehlike oluşturuyor. Türkiye’de de eski çalışanların erişim bilgilerinin kullanılmaya devam etmesi sık karşılaşılan bir güvenlik açığına dönüşmüş durumda. Bu nedenle erişim yönetimi ve kullanıcı davranış analizi çözümleri öne çıkıyor.
Cl0p, LockBit ve benzeri fidye yazılımı grupları, baskılara rağmen saldırılarını sürdürüyor. Türkiye’de enerji, üretim ve kamu altyapıları doğrudan hedef alınıyor. Etkili savunma için yedekleme, ağ segmentasyonu ve "Sıfır Güven" prensiplerinin uygulanması öneriliyor.“123456”, “password” gibi basit parolalar dünya genelinde kullanılmaya devam ediyor. Türkiye’de de benzer zayıf parola kullanımı, sistem sızmalarına zemin hazırlıyor. Türkiye’de dâhili sistemlerde bile 8 karakter, hepsi küçük harf parolalar çok yaygın; bu da sızma riskini artırıyor. Güçlü parolalar, çok faktörlü kimlik doğrulama ve parola yöneticileri bu noktada hayati öneme sahip.
UZAKTAN ÇALIŞMA MODELİ YENİ TEHDİT ALANLARI DOĞURDU
Kurum ağına kişisel cihazlarla bağlanan çalışanlar, istemeden güvenlik açıkları yaratabiliyor. Türkiye’de BYOD uygulamaları yaygın ancak yeterli denetim mekanizmaları olmadan kullanılması riskli. Mobil cihaz güvenliği ve erişim kontrolü bu süreçte kritik rol oynuyor.Hem dünyada hem Türkiye’de açık veri tabanları ve yetersiz koruma önlemleri nedeniyle hassas veriler sızabiliyor. KVKK kapsamındaki cezaların artması, veri koruma süreçlerinin daha sistematik yürütülmesini zorunlu kılıyor.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.