Turizm doğası bozulmamış hizmeti düzgün yerlerde oluyor

Turizm doğası bozulmamış hizmeti düzgün yerlerde oluyor

Pelitli Turizm kurucusu Sabri İbiş, Aydın, Didim’in 15 yıl önceki halini özlediğini belirtti. Trabzon, Uzungöl’ün Uzungöl olmaktan çıktığını söyledi: Turizm doğası tarihi bozulmamış, hizmetinde düzgün yapıldığı yerlerle oluyor.

“Tek yol” turizm

 

kunye-buuu-001.jpg

Aktan USLU

21 – O eski halinden eser yok şimdi

 

İsmini dibinde çok sayıda ağaç yetiştiren pelit ağacından esinlenerek alan Pelitli Turizm, firmanın yönetim kurulu başkanı Sabri İbiş öncülüğünde kurulan bir aile şirketi. Firmayı; Yaşar İbiş ile birlikte kardeşi Hasan İbiş ve şirket kaydı üzerinde olan Ünsel İbiş birlikte işletiyorlar. “Çevremize ve etrafımıza faydamız olsun mantığıyla hareket ediyoruz” diyen Yaşar İbiş, turizmin de doğası ve tarihi bozulmamış, aynı zamanda hizmetinde düzgün yapıldığı yerlerde olduğunu kaydetti.

Bu yıl içinde, muhtemelen pandemi sürecinden yeni çıkmış olmanın etkisiyle çoğunluğu yerli, turist akınına uğrayan ve hizmet kalitesi düşen Didim’e değerlendirmesi de hem çevre hem de hizmet kalitesi yönünde olurken arada Trabzon, Uzungöl örneği de verdi:

ALTINKUM’UN MANASTIR’IN

TÜRKİYE’DE EŞİ BENZERİ YOK

“Didim’de patlamanın sebebi, yurt dışında yaşanan Türkler’in, belli bölgeden insanların oraya akın etmesidir. Bana göre Didim özelliğini tamamen yitirdi. Beton yığını haline geldi. Hiçbir cazip yönü kalmadı. Altınkum gibi bir sahili, Manastır gibi bir koyu, Türkiye’de bulmak çok zor. Eşi benzeri yok buraların ama dediğim gibi beton yığınına büründü.

15 YIL ÖNCEKİ DİDİM’İ ARIYORUM

 İnsanlar yazın bir aylığına geliyor. Ama kışın tamamiyle bitik vaziyette. Kapısını, camını açan herkes karşısında bir inşaat ya da bina görüyor. Yeşil alan bile yok doğru dürüst. 15 yıl önceki Didim’i her gittiğimde arıyorum.

NEREDEYSE BEDAVA

İnsanların Didim’e gelmesinin koşulları da farklı. Yurt dışından gelenler tatilde harcamak için belli miktar parayla geliyor. Kaldıkları ülkeden habersiz, buradan yer satın alıp mülk ediniyorlar. Çünkü kendi ülkeleri öğrendiğinde vergi koyduğu için otomatikman satmak zorunda kalıyorlar. Yurt dışındaki insanların parası bizim paramızın 18 katı. Yurt dışından aşırı talep var ama onlar için neredeyse bedava, onun için geliyorlar.

Didim kadar inşaat yapılan Ege’de öyle bir yer yok. Çanakkale’den Datça’ya, Didim kadar inşaat yapılan yer yok.

Ana cadde hariç ağaç yok.

Park yeri yok.

Didim, astım hastaları için havası bire bir, nem yok ama Didim’e ev almak, tatil yapmak dışında gezmek, konaklamak amaçlı gideni bugüne kadar hiç götürmedim.

Didim’in bir diğer sıkıntısı şu. Malum, Türkiye geneli serbest piyasa ekonomisi var. Tekelleşme dediğimizi kamu yaparsa halkın karına, yararına olur ancak o tekelleşme şirket tarafından yapılırsa hak zararınadır. Belirli camiayı ihya ederken halkı mağdur eder.”

 yasar-ibis-2-001.jpg

KARTELLEŞMEDEN MONARŞİYE GEÇİLİR!: Sabri İbiş, “Antalya’da yağmur, dolu yağar. Domates fiyatı yükselir. Domates sadece Antalya’da yetişmiyor ki. Ama bu belirli insanların elinde olduğunda, şahısların tekeline geçtiğinde kartelleşme doğar ve monarşi yavaş yavaş hayata geçmeye başlar” dedi.

1001-didim-001.jpg

Didim, Altınkum

 

1002-006.jpg

Didim, koylar

 

**

Aracının otel sahibinden

fazla kazanması ahlaksızlıktır

 

Ülkemiz pandemi sürecinin ardından bu sefer de Rusya’nın Ukrayna işgalinden ötürü yeni bir ekonomik kriz ve yüksek enflasyon dönemine girerken en çok tartışılan tüketim ürünleri arasında sebze, meyve geliyor. Bu ticarette aracının, üreticiden daha çok kazandığı da konuşulanın ötesinde, bir gerçek. Ancak bu çarpıklık sadece tarımsal üretimde değil turizmin ticaret ayağında da geçerli. Yaşar İbiş turizm ayağını şöyle örnekleyip anlatıyor:

 

“Ben örneğin, Didim’de ‘A’ oteli arıyorum, bakıyorum. ‘B’ firması oteli kapatmış. Ben, ‘B’ firmasından almak zorunda kalıyorum. O da acente, ben de acenteyim. Ama onun parasal gücü çok daha fazla.

Otel kazanmıyor. Arada aracılık yapılıp otelden fazla kazanıldığında bana göre ticari ahlakın dışına çıkılmış oluyor.

Herkes para kazanmak için yapıyor bu işi. Kazanacaksın ama kazanırken de insanları da düşüneceksin. Bu ülkedeki ekonomiyi, insanların gelir seviyesini, belli şeyleri düşünürken fahiş fiyata satmanın bir anlamı yok.

Pandemide devlet tatile gidenlere 15 bin lira kredi verdi. ‘Ama şu firmayla giderseniz veririm’ dedi. Bu ister istemez diğerlerini kenara itmek oldu. Ben bu sefer otellerin sahipleriyle görüşmeye çalışıyorum. İş yüküm artıyor. Ya aynı otel bana acente fiyatı uygulayacak ama acente acenteye, acente fiyatı uyguluyor. Direk otelden alamıyorsun. ‘Ben bununla anlaşma yaptım’ diyor. Senin oraya girme şansın yok. Böyle olunca da büyükler küçükleri her zaman baskılıyor.

O yeri otel sahibiyle acente sahibinden almak arasında maliyet aralığı açısından hatırı sayılır, tüketiciye yansıyan bir fiyat farkı var.”

 

yasar-ibis-3-001.jpg

TÜRSAB acentesi olarak faaliyet gösteren Pelitli Turizm’in kurucusu Sabri İbiş, “TÜRSAB’da da güç belirli insanların eline geçerse, onların dışına çıkma şansın kalmıyor. Büyükler küçükleri baskılıyor” dedi.

 

**

 

Komisyondan kazananlar

maliyetine tur düzenliyor!

 

 

 

“Arabalar benim, D2’ler bana ait. TÜRSAB acentesiyim. Dışarıdan kiraladığım hiçbir belge yok. Örneğin yurt içi kültür gezisi yapacağım: Otel konaklama vesaire maliyet çıkartıyorum. Bir bakıyorum. Benim gittiğim aynı yere, maliyet fiyatımı açıklayıp tur düzenliyorlar.

Bunun altından nasıl kalktığını düşünüyorum. Adam komisyona çalışıyor. Durduğu benzin istasyonu, konaklanacak otelle anlaşmalar yapıyor. ‘Bir seferde ne kadar fazla insan götürürsem, insanlardan aldığım komisyon bana yeter’ diyor.

Bu sene Antalya’ya, Olimpos’a gittim. Çalışmalarımız plansızdı. Üst üste 11 kez gittik. Çünkü benim koyduğum fiyatlarla diğer acentelerin koyduğu fiyatta, farkı gördü insanlar. Bir de götürdüklerim, benim kendi çevrem. İnternetten dahi duyuru yapmıyorum.

Bu sene eylül ayında beş yıldır gittiğimiz beş yıldızlı bir otele yaklaşık 140 kişi götürdüm. İnsanlar gelip benden telefon numaramı istiyor. Merak ettim. Numaramı isteyen bir teyzeye sordum şu yanıtı verdi: ‘Siz şirket sahibiymişsiniz. Sizin geldiğiniz rakamla bizimki arasında yüzde 50 fark var. Biz de dört gece, beş gün kalıyorsunuz, biz de. Sizde üstelik araba da dahilmiş. Biz kendi arabamızla gelip yakıt maliyetinde de bulunduk. Seneye sizinle geleceğiz.’

 

yasar-ibis-1-001.jpg

2016’DA 185 BİNE ALMIŞTIM, ŞİMDİ 1.5 MİLYON LİRA: 2016 yılında 185 bin liradan aldığı 30 kişilik araçların günümüzde 1 milyon 500 bin lira olduğunu belirten Sabri İbiş, “2016’dan bugüne arabalarda hiçbir şey değişmedi. Enflasyon ya da rakamlar değişirken bunu aslında yapan, bu ülkede yaşayan insanlar. Gücü elinde bulunduranlar” dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.