"TEK TİP DİYETLER TARİH OLUYOR": Kişiye Özel Beslenme Yükselişte
Dr. Öğr. Üyesi Diyetisyen Enver Çıracı, artık "herkese uyan tek diyet" anlayışının geride kaldığını belirterek, genetik yapı ve bağırsak mikrobiyotasının beslenme planlarının temel rehberleri haline geldiğini vurguladı. Son yıllarda kişiye özel beslenme yaklaşımlarının bilimsel temellerle güçlendiğini ifade eden Çıracı, özellikle son 10-15 yılda genetik bilimindeki ve mikrobiyota araştırmalarındaki gelişmelerin, bireylerin aynı besinlere verdiği farklı tepkileri açıklamaya başladığını söyledi.
Nutrigenomik biliminin, bireylerin yedikleri gıdaların genetik yapıları üzerindeki etkilerini incelediğini belirten Çıracı, örneğin brokolinin bazı bireylerde kansere karşı koruyucu olabilirken, bazı tiroid hastalarında ters etki oluşturabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle beslenme planlarının bireyin genetik yapısına göre hazırlanması gerektiğini ifade etti. Çıracı, genetik testlerin karbonhidratlara hassasiyet veya doymuş yağları metabolize etme zorluğu gibi bireysel eğilimleri ortaya koyarak kişiselleştirilmiş bir yol izlenmesine olanak tanıdığını dile getirdi.
NUTRİGENOMİK KİMLER İÇİN DAHA UYGUN?
Dr. Öğr. Üyesi Enver Çıracı, genetik testlerin herkes için uygulanabilir olduğunu ancak uzun süredir kilo veremeyen, kronik yorgunluk, sindirim sorunları yaşayan veya ailesinde diyabet, kalp hastalığı gibi kronik hastalık öyküsü bulunan kişilerde çok daha anlamlı sonuçlar verdiğini vurguladı. Çıracı, klasik diyetlerde zorlanan bireylerin nutrigenomik analizlerle kendi bedenlerini tanımak için önemli bir rehber edinebileceklerinin altını çizdi.
BAĞIRSAKLAR SADECE SİNDİRİM SİSTEMİ DEĞİL
Bağırsaklarda yaşayan trilyonlarca bakteriden oluşan mikrobiyota ekosisteminin sağlığın gizli anahtarlarından biri olduğunu belirten Çıracı, mikrobiyotanın sadece sindirimi değil; bağışıklık sistemini, hormon dengesini ve ruh halini bile etkileyebileceğini ifade etti. Şişkinlik, cilt problemleri, gıda intoleransları ve ruh hali değişimleri gibi belirtilerin mikrobiyotanın bozulmasından kaynaklanabileceğini anlatan Çıracı, fermente gıdalar, lifli besinler ve stres yönetiminin mikrobiyota sağlığı için hayati öneme
GELECEĞİN BESLENMESİ KİŞİYE ÖZEL OLACAK
Kişiselleştirilmiş beslenmenin sadece kilo kontrolü değil, bağışıklık sistemi ve hastalıklara karşı direnç açısından da önemli bir araç haline geldiğini vurgulayan Çıracı, genetik testlerin mutlaka uzman rehberliğinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. "Genetik veriler, yaşam tarzı, çevresel faktörler ve mikrobiyota ile birlikte anlam kazanır. Bu nedenle testler bir sonuç değil, bir başlangıçtır" dedi. Çıracı, bilimsel temelli ve kişiye özel yaklaşımların önemine değinerek, "Herkesin genetik dili ve mikrobiyotası farklıdır" uyarısında bulundu
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.