Sanatın dili yerel, ulusal evrensel: Lina’nın çağrısı da…

Didim’de bir grup SOL Parti üyesinin kültür sanatta sivil toplum eksikliğini gidermek için kurdukları Lina Kültür Sanat Evi sadece Didim’in yerel ahalisini değil Didim’e yurt içi ve dışından gelen tüm tatilcileri bekliyor

Demedim mi Didim Diye

Aktan USLU

13 – Didimliler’in Didim’i: Lina Kültür / Anadolu Sofrası

402 kilometrekarelik bir ilçede metrekareye düşen nüfus sonbahar kış mevsiminde 248 iken yaz mevsiminde 2 bin 487’ye fırlarsa ne olur…

Sokakta gördüğünüz her 10 kişiden biri ev sahibi, 9’u misafir konumundadır. Ev sahibi misafirlerini ağırlamak için yeni yapılanmalara girdiğinde kilometrelerce uzunluğundaki Altınkum’da misafirlerin konaklayacağı, eğleneceği, gıda ihtiyacını gidereceği tesisler kurulur. Ancak ev sahibi ortada yoktur. Bugün ev sahibinin yaşamını sürdürdüğü yerlerden ikisini tahlil edeceğiz. Bir tekrarını, önümüzdeki bölümlerde de yapma ihtimalimiz var.

Aynı zamanda artık Altınkum Kordonboyu’ndan sıkılan veya sıkılmayan ama farklı mekanlarda vakit geçirmek isteyenler için Didim’in yerel ahalisinin yerleşik olduğu Didim merkezi ve civarı sizlere farklı seçenekler sunuyor.

EKSİĞİ TESPİT EDİP GİDERDİLER

Onlardan biri… Yenimahalle, 821 Sokak içindeki Lina Kültür ve Sanat evi. Çok farklı bir model. Bildik anlamda esnaf olarak tanımlanan bir sahibi, işleticisi, girişimcisi yok. İlçede bir grup SOL Parti Didim İlçe Örgütü üyesinin, ilçede böylesi bir mekânın eksikliğini tespit etmesi, tespit etmekle yetinmeyip harekete geçmesiyle kuruldu. Bir bakış açısıyla kooperatif modeli. Lina Kültür ve Sanat Evi’nin kuruluş modelini imeceye benzetmek de, bütçesel işbirliğini bir kenara koyarsak mümkün.

ALANIMIZDA DİDİM’İN “TEK”İYİZ

Gününün büyük bölümünü Lina Kültür ve Sanat Evi’nde geçiren, çok sayıdaki kurucularından biri olan Recai Karabuğday, “Didim’de kültürel ve sanatsal çalışmalarda bulunulacak. sivil topluma ait mekan eksikliğinden esasla harekete geçtik. Günümüz itibariyle Didim’de emsal bir yer yok, Didim’in tekiyiz. İmza günleri, edebiyat söyleşileri gibi birçok etkinlikte insanların bir araya gelmesini istiyoruz, sağlıyoruz” dedi.

YAZIN ÇALIŞIYORLAR

Didim Belediyesi’nin kültür sanat etkinliklerinin de takdire şayan olduğunu kaydeden Karabuğday, Didimliler’in yaz mevsiminde ilçedeki turistik tesislerde çalıştığını, yılın bu zamanlarını aktivite bakımından sönük geçirdiklerini belirtip, 2022 yılının haziran ayında açılan merkezin sonbahar kış mevsiminde daha aktif hale geleceğini söyledi.

https://l24.im/RC1hPu4

Didim’e gerek yurt içi gerek yurt dışından tatil için gelen tüm yurttaşları Lina Kültür ve Sanat Evi’ne beklediklerini belirten Karabuğday, “Bilindiği üzere kültür ve sanat hem yerel, hem ulusal, hem evrensel. Biz mekanımızda sadece Didimliler’i değil Didim’e tatil gerekçesiyle gerek yurt içi gerekse yurt dışından gelen tüm kültür sanatseverleri, Didimliler’i daha yakından tanımak isteyenleri bekleriz” dedi.

RAGIP DEMİRKOL’UN ANISINA SAYGIYLA: Lina Kültür ve Sanat Evi’nde bir süre önce yazar Sedat Göçmen (sağda) bir sohbette Recai Karabuğday (ortada) ve arkadaşları tarafından ağırlanmış, sohbette Demokrat Gebze Gazetesi’nin eski sahibi Ragıp Demirkol da yad edilmişti. https://l24.im/g9f

Lezzetli ve hesaplı esnaf

lokantası: Anadolu Sarayı

Altınkum’da kordon boyunca sıra sıra dizili kafe, restaurantların yerine alternatif arayanlar için önemli bir adres, şehir lokantaları statüsüne de giren Anadolu Sofrası. Atatürk Bulvarı, No:129 adresinde ve Altınkum merkeze yaya 15-20 dakika mesafede. Tam önünden geçen çok sayıda minibüs hattı ve minibüste var.

Tripadvisor.com. verilerine göre tüketiciler tarafından yapılan, 16 kişinin değerlendirilmesinin yer aldığı sonuca göre 10’u mükemmel, dördü çok iyi bulmuş. Birer kişi kötü ve berbat bulmuş.

Yemekleri kaliteli, fiyatları makul. Ailecek gittik. Bir porsiyon İskender kebap, bir porsiyon kuru fasulye ve az pilav, iki meşrubat ve bir sütlaca 250 TL gibi son derece makul ücret ödedik. Biri hariç tüm yediklerimizi tavsiye eder, sütlaçtan uzak durun deriz.

TÜKETİCİ DEĞERLENDİRMELERİ

Didim merkezde, ana cadde üzerinde, hem teras kısmı hem de kapalı alanı bulunan, iç açıcı ve genişçe bir restoran. Biz terasta yedik ve yemek süresince hafif rüzgâr eşliğinde ağustos sıcağını fazla hissetmeden keyifli vakit geçirdik. Sulu yemek çeşitleri, pide çeşitleri, döner,pizza vb. seçenekler mevcut. Yemekler kezzetli ve fiyatlar makul. Çalışanlar da yeterince ilgiliydi.

Yemekleri çok lezzetli bir lokanta, personel güler yüzlü, servis hızlı, fiyatlar da gayet uygun. Yemekten sonra mutlaka tatlıları (Fıstıklı Simit, Fıstıkzade ve Simit Burma) deneyin. Sırf onları yemek için lokantaya tekrar gittiğimiz oldu.”