Sadece Kuyucu’nun değil  tüm eğitimcilerin davasıdır

Sadece Kuyucu’nun değil tüm eğitimcilerin davasıdır

Necmeddin Kuyucu cinayetinde Kuyucu ailesinin avukatlarından Murat Altun, “Tasarlanmış cinayet” olduğu konusunda itiraz haklarını kullanacaklarını belirtip özetle, “Bu aynı zamanda bütün öğretmenler ve kamu çalışanları için sembol davadır” dedi

Necmeddin Kuyucu cinayetinin önce gazetemiz haber sitesinde ardından yerel basında yer alarak yaygınlaşması ile birlikte mahkeme tarafından verilen 22 yıllık cezaya tepkileri derleyip ayrı bir haber şeklinde aktaracağız.

SAĞLIĞINDA YAPAMIZDI! ÖLÜSÜ

DÖRT SENDİKAYA BİRARAYA GETİRDİ

Kuyucu’nun dört eğitim sendikasının genel başkanlarını eşine az rastlanır şekilde bir araya getirdiği davanın karar duruşması uzun bir aradan sonra aynı dört sendikanın bölgemizdeki şube başkanlarını yine bir araya getirdi. Bu veriler ışığında davanın sonucu sadece Gebze eğitim camiası veya kamuoyu ile sınırlı kalmadan, ülke genelinde başta eğitim camiası olmak üzere çeşitli kesimlerce takip edilen bir dava haline geldi.

ACAR: İNDİRİM UYGULANMADI

Karar sonrası ilk değerlendirmeyi Kuyucu Ailesi’nin avukatlarından Süreyya Acar’dan aldık. Acar konuya dair bir süre önceki ilk detay haberimizde yer verdiğimiz maddeler üzerinden bilgilendirmede bulunup, “Yaş sebebiyle indirim, yaş üzerinden cezalandırmada yasa 18 yıldan 24 yıla kadar diyor. 22 yıl verdiler. İndirim uygulamadılar. Temyize açık” dedi. Acar soru üzerine, “Yatarını şu an hesaplamak çok doğru olmaz. Mart ayında çıkan infaz kanunundaki değişime dair hükümlerden cinayet olması sebebiyle yararlanmıyor” yanıtını verdi.

KUYUCU İLE LİSEDEN

ÜNİVERSİTEDEN ARKADAŞLAR

Karar duruşmasına dair daha geniş bir değerlendirme Avukat Murat Altun tarafından yapıldı. Öte yandan önemli bir anektod olarak rahmetli Kuyucu ile birlikte Avukat Murat Altun ve Eğitim Bir-Sen Gebze Şube Başkanı Fazlı Yağmur üçlüsü arasında Gebze İmam Hatip Lisesi ve üniversite yıllarından bu yana bir arkadaşlık hukuku da var.

İTİRAZ KABUL EDİLİRSE SANIĞIN

TUTUKLULUK SÜRESİNİ ETKİLEMEYECEK

Altun değerlendirmeleri esnasında karara itirazlarının, “Tasarlanarak işlenmiş bir cinayet olarak kabul edilmemesinden sebep” olacağını kaydetti. Altun soru üzerine, itirazlarının sonrası cinayetin tasarlanarak işlenen bir cinayet olarak kabul edilmesi halinde dahi ceza süresine etkisi olmayacağını ancak öğretmenlerin can güvenliğinin yükseleceğini ima etti. Altun, “Siz bu davayı aynı zamanda o anlamda sembol bir dava olarak da mı görüyorsunuz” sorumuzu ise şöyle yanıtladı:

“ÇOK CEZA ALIRIM” DESİNLER

Yani, bir nevi… Öğretmenlerimiz de görevlerini daha rahat ifa edebilsinler. Öğrenciler ya da bir başkası, eğitim camiası mensubu veya herhangi bir kamu görevlisine karşı suç işlemeyi düşünürse veya böyle bir fikir içine girerse, ‘Ben bundan çok ceza alırım’ desin. Öğretmenlerimiz de görevlerini rahat ifa etsinler. Tabi, bu anlamda sembol bir davadır.”

Murat Altun, “Cinayette okul güvenliğinin yetersizliğine, eksikliğine dair olası bir kanaatiniz var mı?” sorumuzu, “Okul güvenliği açısından; benim alanım değil. Herhangi bir yorumum yok” diye yanıtladı. Altun’un dava sonucuna dair diğer değerlendirmeleri ise şöyle:

TAKDİR İNDİRİMİ UYGULANMADI AMA

“TASARLI CİNAYET” DE DENİLMEDİ

"Hocamızın bugün itibariyle karar duruşması yapıldı ve yargılama neticelendi. Yargılama neticesinde suça sürüklenen çocuğun 22 yıl hapis cezasına karar verildi. Mahkeme suça sürüklenen çocuk hakkında takdir indirimi uygulamadı. Ancak suçu tasarlayarak suçu işlemediği kanaat getirildi. Gerekçesi daha sonra açıklanacağı için şu an gerekçesini bilemiyoruz ama kamu görevlisi öldürülmesi suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında 22 yıl hapis cezası verildi.

 

KAMU VE EĞİTİM

CAMİASI RAHATLAMALI

 

Veriler cezaya itiraz edeceğiz. Biz bu suçun tasarlanarak işlendiği kanaatindeyiz. Kaldı ki kamu vicdanının rahatlaması adına eğitim camiasının rahatlaması adına öğretmenlerimizin bundan sonra görevlerini daha iyi ifa edebilmesi adına biz burada aslında cezanın en üst hadden verilmesi gerekli düşüncesindeyiz.

ELZEM BİR GEREKLİLİK

Dolayısı ile cezanın en üst hadden verilmemesi dolayısıyla yine tasarlama yönünden hüküm kurulmaması, tasarlama olmamazı yönünde mahkeme kararı açısından bu karara itiraz edeceğiz. Burada aslında tasarlanmanın varlığı doğrudan belki bu cezanın yükselmesine kriter değil ama oluş noktasında tasarlamanın varlığının sabit olduğu düşüncesindeyiz. Suçun işleniş biçimi, oluş yeri, olma şekli değerlendirildiğinde aslında burada cezanın yüksek hadden verilmesi elzem olduğu gerekli olduğu kanaatindeyiz" (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.