Koronavirüse Karşı Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirin!

Koronavirüse Karşı Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirin!

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Sinem Usuk, “Koronavirüse karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirin!”dedi.

Bağışıklık sistemini güçlendirerek, birçok hastalıktan olduğunu gibi koronavirüsten de korunabilmek mümkün! İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Sinem Usuk, açıkladı.
Koronavirüs hakkında fırtınalar kopmaya devam ediyor. Salgın hastalıklar kadar, bu hastalıklarla ilgili yanlış bilgiler de, çok hızlı yayılıyor. Rivayetler yerine gerçek bilgilerle hareket ederek, koronavirüs veya bir başka viral/bakteriyel salgın fark etmeksizin doğru şekilde önlem alabiliriz. Koronavirüste bağışıklık sistemimizin virüse verdiği tepkiler sonucu, hastalığın kişinin hayatının tehdit edecek noktaya gelmesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bağışıklık sistemimizi ne kadar güçlü tutabilirsek; koronavirüs veya bir başka virüs fark etmez, vücudumuzun savaş gücü o kadar yüksek olmaktadır.

MUCİZEVİ TEK BİR BESİN YOKTUR

Bağışıklık sistemimizi ayakta tutarak, salgın hastalıklardan korunmanın en önemli yollarından biri ise şüphesiz “besin”lerden geçiyor. Tek bir besinin ise; koronavirüs veya bir başka hastalık üzerinde mucizevi iyileştirici etkisinin olmadığının altını çizmekte fayda vardır. Her bir besinin, kendine özgü besleyiciliği mevcut ve ne kadar çeşitli beslenirsek bu besin öğelerini vücudumuza o kadar zengin bir şekilde sunacak, hastalılardan korunma kalkanımızı, yani bağışıklığımızı o kadar güçlü tutacağız.

A, C, E VİTAMİNLERİ İLE ÇİNKO MİNERALİ ÖNE ÇIKIYOR

Besin öğelerini, besinlerin içerisine saklanmış esas süper kahramanlar olarak düşünebiliriz. Bağışıklık sistemi söz konusu olduğunda ön plana çıkan öğeler ise A, C, E vitaminleri ile çinko minerali oluyor. Omega-3 yağ asitleri de yine immün sistemin en güçlü destek kuvvetlerinden biridir. Mevsime uygun beslenerek aslında bu saydığımız tüm besin öğelerini, kolaylıkla bağışıklık sistemimize sunabiliyoruz. Sebze ve meyve tezgahlarında kışın hakim olan koyu yeşil yapraklı sebzeler, parlak turuncu renkler boşa değil, havalar soğudukça yağlanan leziz balıklar da... Hepsi tam da; bu besinlerin içerdiği vitamin ve minerallere olan ihtiyacımızın arttığı dönemlerde, beslenmemize dahil olmak üzere hazırlar!

GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNDE BUNLARA DİKKAT!

A vitamini, özellikle solunum sistemi yolu enfeksiyonlarından koruyucu rolüyle etkisi kesin olarak kanıtlanmış bir vitamindir. Besinlerle günlük ihtiyacımızı, çok rahat karşılayabilmekteyiz. Hayvansal kaynakları arasında karaciğer, yumurta, süt ve tereyağı yer alırken bitkisel olarak ise özellikle, koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı vb) ile turuncu renkli (havuç, kış kabağı vb.) sebzeleri tüketeceğiniz bir diyetin; A vitamini ihtiyacınız konusunda yeterli olacağına emin olabilirsiniz. Etrafınızda soğuk algınlığı geçiren insan sayısının artmasını takiben yeşil, sarı ve turuncu renklerin de beslenmenizdeki hakimiyetinin artması gerektiğini unutmayınız. A vitamini karaciğerde depolanabildiğinden, besin takviyesi olarak bilinçsiz tüketilmesi de zehirlenmelere yol açabilir.

“2 mandalina günlük C vitamini ihtiyacını karşılayabilir”

En temel koruyucularımızdan olan C vitaminini, suda eriyen ve vücudumuzda depolanamayan bir vitamin olduğu için günlük olarak almamız gerekiyor. Beslenmedeki C vitamini deposu gıdalarımız ise; taze sebze ve meyveler. 2 küçük boy mandalina 85 mg, 1 orta boy portakal 115 mg, 1 adet kivi 75 mg, 3 sivri biber 110 mg C vitamini içeriyor. Yani sabah kahvaltıda 3 adet yeşil biber ve gün içinde 2 adet mandalina tüketerek, günlük C vitamini ihtiyacımızın üstüne dahi çıkabiliyoruz. Bu nedenle salgınlar başladı diye eller hemen C vitamini preparatlarına değil, C vitamini zengini sebze ve meyvelere gitmeli. 

SU TÜKETİMİ VE UYKU BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN OLMAZSA OLMAZI!

Yeterli su tüketimi, bağışıklık sistemi elemanlarının sorunsuz çalışması için çok değerli. Havaların soğuk olduğu zamanlarda ise, su tüketimimiz artması gerekirken ne yazık ki azalıyor. Ancak özellikle enfeksiyon durumlarında su tüketiminin ekstra özenli bir şekilde arttırılması gerekmekte. Kronik yorgunluk da hastalık riskini arttıran faktörlerden biridir. Beslenmenize gösterdiğiniz özeni günlük uyku düzeniniz için de göstermeniz sistemin tüm çarklarının doğru çalışması için gerekli.
Hipokrat’ın dediği gibi “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.