Kendisiyle “savaş”ını kazanarak geri geldi

Veni, vidi, vici..

Türkçe karşıtlığı, “Geldim, gördüm, yendim” olan Latince deyiş vakti zamanında Roma Cumhuriyeti Diktatörü Jül Sezar tarafından Roma Senatosu’na yazılmış. Zela Savaşı’ndaki zaferini anlatan mektupta geçer.

Bu deyişi Şahin Karaoğlan’ın ölümden döndüğü Didim’e dokuz yıl sondaki geri dönüşüne derleyecek olursak sıralama itibariyle Vici, veni, vidi türüyor. Yendim, geldim, -yine- gördüm. Bugün ilki yayınlanan dizimizin de, bölüm adı.

Didim’e yine gelip gelmeme konusunda kendisiyle savaş halinde olan Şahin Karaoğlan kendisini yenip yeniden geldiği Didim’de Didim’i çokuncu (beşinci) defa ama kurtarıcısını ilk defa gördü..

BİR PARÇAM HEP DİDİM’DE KALDI

“Denizin ortasında geçirip ölümden döndüğüm kalp krizi vakasından sonra, o günden bu yana bir parçam hep Didim’de kaldı. 2013’ten şimdiye, bugüne kadar hep kendimle savaştım. Bir ayağım geliyor, diğeri gelmiyor. Buraya geldiğimde kendimde bir etki yapacağını düşünüyorum ama buraya gelmekte istiyorum çünkü dedim ya, hep bir parçam Didim’de kaldı.”

SAMATYA’DAN BELÇİKA’YA…

Ermeni asıllı yurttaşlarımızdan Şahin Karaoğlan ve geniş ailesi ile hep birlikte tatillerini geçirdikleri Didim, Altınkum’daki Temple Beach Otel’de tanıştık. 

Nazlı Karaoğlan ile evli olan Şahin Karaoğlan, Belçika’da yaşıyor ve oradan işçi emeklisi. Uzun yıllar İstanbul’un Ermeni yoğun semtlerinden, Fatih İlçesi’ne bağlı Samatya’da da ikamet etmişler. Geniş ailenin çok büyük kısmı Belçika ile birlikte Almanya, Hollanda ve Avusturya dâhil Avrupa’nın çeşitli şehirlerine yayılmış. (Çok dağıtmamak için nedenine, detayına değinmedik)  Anlaşılan o ki her yıl yaz tatili için Türkiye’de bir araya geliyorlar. Bu arada geniş aile derken sözün gelişi değil. 15 aile senede bir, toplanabildikleri kadar toplanıyorlar.

ZARARSIZ BİR MESLEK HATASI

Bu arada ilginç bir detay. 1962 doğumlu Şahin Karaoğlan, günümüz itibariyle 60 yaşında. Kalp krizi vakasını geçirdiğinde 51 yaşında idi. Yaşadıkları o süreçte ulusal basına da konuk oldu ve yaşının 45 olduğu belirtildi. Bizim meslekte zaman zaman karşılaşılan, kimseye zararı olmayan bir hata. Yine mesleki tanımla, “Düzeltme” dahi gerektirmeyen bir detay. Şahin Karaoğlan kendinden geçmiş halde ölüm kalım mücadelesi verirken olan biteni ama hayal meyal ama geniş aile efradından dinledikleri üzerinden anlatıyor ve diyor ki:

“DÜZELTME” TALEBİ. NE KELİME?

“Aydın’daki devlet hastanesine ambulans ile sevkim konusunda pürüz, tartışma yaşanmış. Nihayetinde sevkim ambulans ile gerçekleşti. Çok sayıda gazeteci de vakayı takip halindeydi. O günkü o sevkte gazetecilerin varlığının çok etkisi olduğunu düşünüyorum.”

Şimdi bunları söyleyen Şahin Karaoğlan mı gazeteleri arayıp, “Haberde yaşımı yanlış yazmışsınız. Düzeltme talep ediyorum” desin! Karaoğlan “o anı” anlatırken ayrıca özetle şunları söyledi:

“2013’te, Didim’e dördüncü gelişimizde 6-7 aile yat gezisindeydik. Kalp krizim tuttu. Yat personeli turist olduğumuzu biliyor. Sağa sola, hızlı bota telefon açtılar. Beş yıldızlı otelin doktoruna haber verdiler. Karaya çıktığımızda ilk doktorun bulunduğu yere (otelin reviri) götürüldüm. Yattaki diğer akrabalarıma da taksi tahsis edip ama hastaneye, ama konakladıkları otele sevkini sağladılar. Muhtemelen tüm giderleri yat üstlendi.

NE DE OLSA AVRUPA’DAN

EMEKLİ GİBİ EMEKLİ  

Aydın Devlet Hastanesi’ne ambulans ile sevkimden sonra aşağı yukarı 9 gün hastanede kaldım. Verdikleri sağlık hizmetinden dolayı bence hayli iyi bir ücreti Belçika’daki sigortamdan aldılar. Belçika’dan işçi emeklisiyim ben. Emeklilik sonrası ustalık yapıyorum ama hobi olarak.

Yat kaptanı ve tüm personelin o süreçte gösterdiği olgunluk dört dörtlük. Yolcuların ve akrabalarımın psikolojisini düzeltmek için çabaları, giderlerini kendilerinin üstlenmesiyle birlikte taksiyle sevkler.   

YIKILMADIM, AYAKTAYIM…

Hastanedeki 9 günlük sürecimde beyin ölümüm gerçekleşmiş. Doktorlar eşime ve akrabalarımıza, ‘Bir daha kalkamaz veya sakat kalkar’ demişler. Sapasağlam kalktım.”

 **

ANTALYA, BODRUM, ÇEŞME, SARIMSAKLI’DA DA TATİL YAPTILAR (ÜST BAŞLIK)

Merkeze ahlakı koyunca

DİDİM DİYORUM…

Şahin Karaoğlan’dan Didim değerlendirmesi yapmasını da istedik. Tatile çıktıkları diğer yerlerle kıyaslamasını da istedik: “9 yıl aradan sonra beşinci gelişimiz. Bu ziyaretimi bir yüzleşme olarak görüyorum. Didim; 2013’te bu kadar kalabalık değildi. O zamandan bu zamana görüyorum ki Avrupa’da yaşayan Türkler burayı tercih etmişler, buraya gelmişler. Bence Didim’in hem güzelliği hem de –sağolsun- belediyenin de bu konuda securitesini (güvenlik/emniyet) çok beğendim.

AİLECEK, ÇOK RAHATIZ

Didim’in ortamını, insanları, halkını seviyorum. Mülayim insanlar. Bakışlar (gözle taciz anlamında, ekseri gençleri kastla) çok önemli, o konuda çok rahatım. Aileler Didim’in cadde ve sokaklarında gönül rahatlığıyla gezebiliyor, ben de o anlamda çok rahatım. Diğer tatil yaptığımız yerler ile kıyasladığımızda, merkeze önce ahlakı koyduğumuzda Didim diyorum.

DİDİM’E: 10 ÜZERİNDEN 7

Aslında Didim’i başka tatil yerleri ile kıyas edemem. Anlatılamayacak kadar güzellikleri var. Bazı şeyler görmesen de hissederek, ondan sonra bilirsin. Antalya, Bodrum, Çeşme ve Sarımsaklı’da da tatil yaptık. Didim’e puanım 10 üzerinden, 7’dir.

KONAKLAMAYA: 10 ÜZERİNDEN 6

Konakladığımız yer üç yıldızlı. Beş yıldızlı yerleri de biliriz. Üç yıldızlı yerden, beş yıldızlı tesis hizmeti ve donanımı beklemiyoruz. Ödediğimiz bedel üzerinden hak ettiğimiz hizmeti almakta, 10 üzerinden 6 diyorum.”

7/24 KESİNTİSİZ GÜVENLİ: Didim’de yaşam 7/24 kesintisiz sürüyor. Sabahın ilk saatlerinden akşam saatlerine kadar plajı ve havuzuyla denizde suda akan hayat, karanlığın çökmeye başlamasıyla birlikte sokak ve caddelere taşarken gecenin ilerleyen saatlerinde –aşırı alkol yüklenmesinden olsa gerek- birbirlerine atar giderde olanların naralarını makul görürseniz, hayli güvenli. Tekli, ailecek veya grup halinde gezip tozarken, cinsiyet farkı gözetmeksizin güvenli.

**

Karaoğlan’dan inciler:
 

Dedemi çağırıp bakmışlar:

Palabıyıklı, esmer, babayiğit…

Şahin Karaoğlan’ın soyadı 1970’lerde yaşayan efsane modundaki Bülent Ecevit’i ve lakabını çağrıştırıyor. Ama malum, soyadı kanunu çıktığında Ecevit yoktu. Yani Karaoğlan soyadı, Bülent Ecevit’ten, namı diğer Karaoğlan’dan gelmiyor. Peki, nereden geliyor…

“Soy ismimden gurur duyuyorum. Dedemi, soy isim vermek için nüfus idaresine çağırdıklarında bakmışlar pala bıyıklı, esmer, uzun boylu, hafifte babayiğit. O soy ismini, Karaoğlan’ı layık görmüşler. O günden bu yana, soy ismimizi gururla taşıyoruz.

İstanbul’a geldiğimizde, Anadolu çocuğuyuz. Beşinci sınıftan çıkınca başladık çalışmaya. Evimizin bonolarını ödemek için herkes çalıştı. Evi barkı almaya çalıştık. Maksat kardeşlik olsun, sevgi olsun. Biz insanoğluyuz. Herkesi kucaklamaktan zevk alıyoruz.”

KARAOĞLANGİLLER 5’NCİ KEZ DİDİM’DE: Dokuz yıl aradan sonra beşinci kez Avrupa’nın çeşitli şehirlerinden kalkıp Didim’de bir araya gelen Karaoğlan Ailesi;

bu esnada Melisa (Karaoğlan) - Aleks Paşaoğlu çiftinin ana karnındaki ikinci çocuklarının cinsiyetini öğrenmek için parti düzenlediler. 31 yaşındaki Melisa ile 36 yaşındaki eski futbolcu Aleks Paşaoğlu çifti, 4 yaşındaki Loan’ın anne babası. İkinci çocukları ise, kız olacak. Geniş aile, ailenin yeni bireyini henüz ana karnındayken sarmaladı.