Hani verdiğin sözler  Barınma hakkım, nerde!

Hani verdiğin sözler Barınma hakkım, nerde!

ÇAYIROVA ‘BASIN’I YİNE YOKLARI OYNADI

CHP Çayırova İlçe Örgütü’nde yönetim sıra dışı bir siyasi çalışmaya imza atarak Sazlıdere’de olan biteni gerek video çekimi, gerek fotoğraf kareleri ile gözler önüne serdi. Ucu belediyeye dokunan her halk merkezli konuda olduğu gibi Çayırova Yerel ‘Basın’ı’nın yine sıfır çektiği toplantıyı üçü de Gebze merkezli bölgesel yerel basın takip etti.

TEKNİK DEĞERLENDİRME IŞIK’TAN

Konuya dair teknik değerlendirme ise yakın tarihte TMMOB Mimarlar Odası Gebze Temsilciliği Başkanlığı, geçen dönem CHP’den Gebze Belediye Meclis Üyeliği ve dönemin sonlarına doğru Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği yapan Mimar Salih Işık’tan geldi. Işık şunları kaydetti:

HEP BİRLİKTE ÇÖZÜM İÇİN

“En akılda kalacak etkili yöntem, ifade etme, teknik anlatım ve tanımlamalardan ziyade; bu bölgenin eksiklerini ortaya çıkartmak açısından bu yöntem en akılda kalıcıdır. Hem bu bölgenin görsel açıdan ne olduğunu görmek açısından hem de 1980’lerden beri ortadaki bu sıkıntının giderilmesi noktasında bir çözüm yolunu hep birlikte sağlamak için gayret edeceğiz.

1980’lerden, 1990’lardan beri yapılaşmaya başlayan, ondan sonra süre gelen bir bölgede ciddi bir sıkıntı. Evet. Adı Sazlıdere.

İNSANLARIN FİKİRLERİNİ

ALACAĞIZ” DEDİLER

Sazlıdere’nin 2017’de başlayan; burayı 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanunla başlayan süreçte önceki dönem belediye başkanlarının, ‘Biz burada ne yaparsak yapalım. Buradaki insanların mutlaka fikirlerini alacağız’ şeklindeki demeçleri var. (Gazete kupürleri ile belgeledi)

BÜYÜKGÖZ İLE DEMİRCİ BİRLİKTE ANLATTI

O zamanki dönemin belediye başkanı Şevki Demirci de ne diyor: ‘Projenin olmasında vatandaşın desteği gerekmektedir. Bir projenin özellikle başarıya ulaşabilmesi için bunun yapılması gerekiyor.’

O zaman Şevki Demirci, günümüz Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ile bir basın toplantısı düzenleyerek projenin nasıl olması gerektiğini; 6306 sayılı kanunla birlikte ne yapılması gerektiğini ifade ettiler.

Ancak o süreçten bugüne kadar değişen hiçbir şey yok. 2016’da başlayan kurum görüşleri 2017’de Bakanlıkça kabul görmesinden sonra değişen hiçbir şey yok. Sazlıdere aynı şekilde sazını çalıyor.

600 DÖNÜMLÜK BİR ALAN

Burada yaklaşık 6 hektarı (600 dönüm) bulan, planlanan bir bölge var. Aslında 600 dönüm gözükmese de Karayolları’nın çekme mesafesinden tutun, oradaki Sazlıdere’nin bulunduğu yer konut dışı yani tescil harici yerler. Ve kadastrolu olan yerlerle birlikte aslında projenin kapsayan alanı altı hektarı buluyor.

70 KONUTTA 200’Ü AŞKIN İNSAN

Ama insanların birinci derecede etkilendiği kısım ise yaklaşık 60 dönüme yakın civarda. 200’ün üzerinde insanın, 70’e yakın konutta burada ikame ettiğini öğrendik.  

Bu bölge riskli alan ilan edildikten sonra sadece küçük sanayi mi yapılıyor? Hayır. Küçük sanayi sitesinin dışında konut yerleri, ticari alan da yer alacak. Olayın proje esasında yerleşim alanları ve ticaret alanı da olacak.

PROJEDE ARSA TRANSFERLERİ VAR

 

Asıl mağduriyetin giderilmesi noktasında, ‘Vatandaşın durumu ne olacak?’ sorgusunda; ne olması lazım! Aslında proJenin esasında oradaki insanların mağdur edilmemesi, arsa transferleri ile yani adamın arsasının bulunduğu yer burası, belki 250-300 metre mesafeye ötelenmesiyle orada bir ikame yerleri yapılacağı söyleniyor.

NASIL KURULDUYSA, ÖYLE

Sıkıntı şu: Bu hep söylemlerde kalıyor. Söylemlerden artık bir an önce realiteye, gerçekliğe ulaşması gerekiyor. İnsanlar hala orada yaşamaya devam ediyor. İnsanlar orada sağlık ve okul hizmeti almak zorunda. Ama hala 1980’lerde nasıl kurulmuşsa Sazlıdere aynı şekilde yaşam orada devam ediyor.

Diyoruz ki burada sosyal ve nitelikli bir yaşam, hakça ve adaletli bir şekilde sağlanması, herkesin bir şekilde sosyal donatılara ulaşması gerekiyor. Ama burada görüyoruz ki, belediye kayıtsız. Niye kayıtsız?

HANİ “DAHA GÜÇLÜ” OLURDU

Bakanlık tarafından rezerv alanı ilan edildikten sonra, ‘ Benim alanımda değil’ diyerek topu taca atıyor. Doğru bir yöntem değil. Hükümet, AK Parti. Belediye de AK Parti. Hatta demiyorlar mı: ‘Hükümet de aynı partiden olursa belediyede işler daha iyi çözülür.’ Madem öyleyse bu sorunun bugüne kadar çözülmesi lazımdı. Demek ki öyle değil.

Şimdi buradaki yerel yöneticilerin bu işe ne kadar samimi baktığıyla alakalı bir durum söz konusu. Kimse elini taşın altına koymak istemiyor.

 

-Mahalle sakini Ercan Kol’un araya girip şikayetini dile getirmesinin ardından- Haklısınız. Sizler bu bölgede yaşıyorsunuz. Bölgenin yaşanabilir bir marka kent olması noktasında elimizden geleni yapmak isteriz.

KONUMUN HAKKINI VERMEK DURUMUNDAYIZ

Yerel yönetimlerde bizler ana muhalefet olarak bulunduğumuz konumun hakkını vermek durumundayız. Orada yaşayan insanların da sesi soluğu olmak, sorunlarını gündeme taşımak zorundayız. Bizler taşımadığımız sürece, sizler zaten bu durumdasınız. Yazılı ve görsel, yerel ve ulusal basında gündeme gelmesi için çaba göstermek zorundayız.

Çünkü kayıtsız kalındığı taktirde; kaba tabirle, ‘Ağlamayan bebeğe meme vermezler’ tabiriyle, biz o seviyeye gelmeden sesiniz soluğunuz olmaya çalışacağız.

KİMİN YERİ, HANGİ ORANDA!

Bir de teknik bir konu olarak mülkiyet konusu; kimin, ne kadar? Burada Maliye Hazinesi’nin arazisi yaklaşık yüzde 64 oranında. Hazine arazisi üzerinde şahıs arazisi, yüzde 9 civarında. Şahıs mülkiyeti, yüzde 23 civarında. Her ne kadar rezerv alanı ilan ediyorsun ama buradaki şahıs arazileri, bütünün dörtte biri civarında.

SİZE HİÇ SORULDU MU?

Çayırova Belediyesi’nin işgalli/işgalsiz hisse oranı da yüzde 4’lerde. Yani alanın dörtte biri kişilerin olduğuna göre, sizin kanaatinizin alınması lazım. Ardından, ‘Arkadaşlar. Ben böyle bir proje yapıyorum. Projenin nasıl yapılmasını istiyorsunuz?.. Size bugüne kadar böyle bir şey söylendi mi?

BARINMA EN BÜYÜK EVRENSEL DEĞER

Belediye ve Milli Emlak yerlerinin çoğunluk olması demek bunun her zaman belirleyici olması anlamına gelmez. Burada en temel şekliyle, insanın yaşam hakkı diye bir olay var. Bu yaşam hakkını da tamamiyle insanın barınma, ikame, orada bulunma hakkı en büyük evrensel değerlerdendir. Anayasal haktır. Bunun oranının yüksek olması demek, senin orada benim varlığımı tanımamak anlamına gelmez. Bir proje yapılacaksa, bunun hep birlikte yapılacağı anlamına gelir.

ÖNCE ÇAYIROVA SONRA TÜRKİYE

Biz bu görüşteyiz. Buradaki insanların yaşam ve barınma hakkını elde etmesi, sağlıklı bir şekilde devam etmesi dileğimizdir. Bu, bu şekilde ilk toplantıdır ama çok defa oraya geldik ve mecliste de gündeme getirdik. Konunun artık Çayırova’nın gündemine oturması gerekiyor. Bakanlık düzeyinde de bunun gündeme getirilip ulusal basında da bunu paylaşmak gerekiyor.

YAPI KAYIT BELGESİNE ÖDENEN BEDELLER

 

İmar barışı çıktıktan sonra kamu mülkiyetindeki arazilerin üzerinde mevcut yapılar varsa o insanların imar barışından yararlanarak yani yapı kayıt belgesi alarak bugünkü şekilde yararlanmasını sağladılar. Bundan yararlanırken şunu yapmadılar sadece: ‘Kamu alanı, rezerv alanı gibi bulunan yerlerde yapı kayıt belgesi düzenlenemez. Düzenlenmediği gibi en azından bu başvurunun en azından kabul edilemez’ noktasında olması lazımdı ki buradaki insanlar durup dururken yapı kayıt belgesine 10 binlerce lira para vermemiş olurdu. Ya da en azından; belge verildikten sonra arkadaşlarımızın bunu geri alması lazımdı.” (Haber Merkezi)

salih-isik-7.jpgsalih-isik-6.jpgsazlidere.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum