Eğitim-Sen çok sesli haykırdı: Meslek kanunu iptal edilmeli

“Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmeli, öğretmenlere angaryaya dönüşen seminer – sınav süreci durdurulmalıdır! Ekonomik ve özlük hak kazanımları ayrımsız uygulanmalıdır” sloganıyla Gebze 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’na yine, yeniden çıkan Eğitim-Sen Gebze Şube’nin yüzü gördüğü destekle güldü.

GÖVDE GÖSTERİSİNİ GEZİ MODUNDA YAPTILAR

Basın açıklamasına siyasi partilerden CHP, HDP, EMEP, TKP, TİP ve SOL Parti Gebze İlçe Örgütleri; sendikalardan BMİS Gebze 2 No’lu Şube, Nakliyat-İş Gebze Şube ve Tüm Emekli-Sen Gebze Şube ile bağımsız sendika Umut-Sen; sivil toplumdan TMMOB Makine Mühendisleri Odası Gebze Temsilciliği, Gebze EYT, Gebze Kent Politikaları Derneği ve SODAP’ın başkan, yönetici ve üyeleri katıldı.

Basın açıklamasının ardından toplu fotoğraf için bu sefer meydana cepheli Gebze Belediyesi İnönü Çamlık Parkı önü tercih edilirken Gezi Direnişi’ne hem sözel hem görsel atıfta bulunuldu.

İKİ SÖZ HAKKI

Basın açıklaması öncesi Tüm Emekli-Sen Gebze Şube Başkanı Cemil Yüksek ve TMMOB Gebze’yi temsilen MMO Gebze Temsilciliği emekçilerinden Tanfer Yeşiltepe’ye söz verildi. Her iki hatip Eğitim-Sen üyesi emekçi öğretmenlerin mücadelesine desteklerini ifade edip kendi konularına da değindi. Cemil Yüksek, kamu bankalarındaki promosyonlara değindi.

https://www.gebzehaber.net/kamu-bankalarinda-promosyon-guncellenmeli-90382h.htm

Tanfer Yeşiltepe ile yenilenen güncel, 17 Ağustos depremine atıfta bulunup özetle şunları kaydetti:

İMAR BARIŞIYLA YIKILMAYA ADAY BİNALAR

“23 yıl önceki depremden bugüne düzelen bir şey maalesef yok. Biz emekçilerin sağlıklı okullarda, , kamu binalarında yaşama hakkında bir adım dahi ileriye gidilmedi. Bugün imar barışı adı altında 10 milyon civarında bina tekrardan yapı ruhsatına kavuştu, en yakın depremde yıkılmaya aday hale getirildiler. Biz TMMOB olarak tüm vatandaşların ve halkımızın sağlıklı konutlarda yaşama hakkını savunuyoruz. Çünkü birileri saraylarda, korunaklı binalarda yaşarken emekçiler üstelik yüksek kira bedelleriyle sağlıksız konutlara mahkum edildi.

BİRLİKTE İNŞA EDELİM

Tüm bu olumsuzluklara karşın mücadeleyi sürdürüyoruz. Mimarların mühendislerin sivil toplum örgütlerinin sesinin duyulmasını istiyoruz. Bu konuda bir komisyon oluşturulup kentimizde, bölgemizde, ülkemizde sağlıksız yapılar tespit edilmeli. Güvenli yaşadığımız şehri birlikte inşa etmeliyiz.

KAPI DUVAR…

Geçen yıl da Gebze Kaymakamlığı ve yerel kurullara görüşlerimizi sunduk. Okullarımızda, kamu binalarımızda risk analizlerimizi gerçekleştirelim dedik. Binlerce öğrencinin eğitim gördüğü okullarda olası depremin felakete dönüşmemesi için mimar ve mühendislerin göreve hazır olduğunu, ücretsiz risk analizi yapacağını belirttik. Maalesef, karşımızda duvarla karşılaştık. Adım atan kamu kuruluşu olmadı.  

SEMİNER – SINAV SÜRECİ DURDURULMALI

Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır tarafından okunan; “Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmeli, öğretmenlere angaryaya dönüşen seminer – sınav süreci durdurulmalıdır! Ekonomik ve özlük hak kazanımları ayrımsız uygulanmalıdır” ana başlığı altında yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

YANDAŞ SENDİKA DESTEĞİ

İLE YASALLAŞTIRDILAR

“Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin asli bileşenlerinin görüşünü almadan, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemiştir.

Bu kanun, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış, eğitim emekçilerinin bütün eleştirilerine rağmen, yandaş sendikanın desteği ile iktidar tarafından yasalaştırılmıştır.

KAMU DAVASI SONUÇLANMALI

Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulanmasına başlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırmasını talep ediyoruz. Ayrıca sendikamız tarafından yönetmeliğin bütün maddelerine ilişkin Danıştay’a açılan iptal davası da kamu vicdanını yaralayacak olumsuzluklar ortaya çıkmadan bir an önce sonuçlanmalıdır.

Eğitim-Sen olarak, kanuna dair sürecin en başından bugüne itirazlarımızı yükselttik.

Ne yandaş sendika gibi kanunu destekledik ne de iyileştirmeler ile kısmi düzenlemeler talep ettik. Kanuna muhalefet eder gibi gözüküp üyelerini sınava hazırlama tutumuna da girmedik. Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında angaryaya dönüşen, seminer kıskacına alınmasına da sınava da kariyer basamaklarına da karşı olan sendikamız, bu kanunun ve yönetmeliklerin bir an önce iptal edilmesini, öğretmenlere yaşatılan anlamsız, nitelik kazandırmayan ve tersine öğretmen emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep etmektedir.

ASLA KABUL EDİLEMEZ

Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez.

Mevcut meslek kanunu öğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi çalışma barışını ve iş güvencesini ortadan kaldıracaktır. Metropol şehirlerde ve kentimizde ortalama kiranın öğretmen maaşıyla aynı olduğu koşullarda yaşıyoruz ve tüm emekçiler gibi barınma sorunumuz var. Eğitim emekçileri olarak lojman veya kira yardımı talep ediyoruz.

Eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır.

2020 yılında bin 210 TL, 2021 yılında bin 250 TL olarak verilen eğitim ödeneği, günümüz enflasyon oranları ve kırtasiye kalemlerinde ciddi artışlara rağmen, yandaş sendika sayesinde 2022 yılında sadece bin 325 TL olarak ödenecektir. Ekonomik krizin geldiği düzey ve enflasyon oranları dikkate alındığı bu rakamın çok yetersiz olduğu açıktır. Gerekli düzenlemeler bir an önce yapılmalı ve eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin, ayırımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır.

KABUL ETMEYECEĞİZ

İdareci atamalarında mülakat ve yandaş kadrolaşma sorunu devam ediyor.

Atama yapılmayan 100 binleriz, ücretli öğretmenlik adı altında köleleştiriliyor, özel okullarda güvencesiz ağır koşullarda çalışıyoruz.

Yani bizim, eğitim emekçilerinin, gerçek sorunları ve gündemleri var. Hiyerarşik olarak oluşturulan kariyer basamaklarını reddediyoruz. Dolayısıyla saydığımız hiçbir sorunumuzun çözümünü içinde barındırmayan bu düzenlemeyi meslek kanunu olarak kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz.

Öğretmenlik meslek kanunu, ILO ve UNESCO tarafından 05 Ekim 1966’da kabul edilen, ‘Öğretmenlik Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’na uygun hale getirilmelidir.”