Didim’de çocuğun adı yok!

Bursa’nın Orhangazi İlçesi sakinlerinden Fatma – Ragıp Çetin ile sevimli ikizleri beş yaşındaki Ece – Ali Çetin bu yıl tatil yapmak için ilk kez Didim’i seçti. Altınkum mevkiinde üç yıldızlı bir otelde konakladı. Ragıp Çetin bir demir çelik firmasında vardiya amiri olarak çalışıyor. Asıl mesleği anaokulu öğretmenliği olan eşi Fatma Çetin ise Gemlik’te bir Japon firmasında, üç vardiyalı çalışıyor.

BODRUM’DA DA “HER ŞEY

DAHİL” KONAKLIYORUZ

Aile; Covid sürecini es geçtiğimizde her sene tatile çıkma olanağı bulabiliyor. Bu yıla kadar dört beş kere Bodrum’a, Antalya’ya, Marmaris’e, İzmir’in Dikili İlçesi’ne bağlı tatil mahallesi Bademli’ye, Can Yücel’in diyarı Datça’ya, Kuşadası’na gitti.

Zaman zaman “uzaya çıkan” menü tarifeleri ile ulusal basında da sıklıkla gündeme gelen Bodrum’da mağduriyet yaşamadılar.

Fatma Çetin: “Her şey dâhil sisteminden anlaşmalı olduğumuzdan biz otelden dışarı çıkmadık zaten. Zaman zaman otelin dışında tüketimde bulunsak dahi öyle uçuk fiyatlı yerler bize denk gelmedi.”

DENİZİ İÇİN GELDİK                           

UMDUĞUMUZU BULDUK

Ailenin Didim’e ilk gelişi. Geliş gerekçelerini yine Çetin Ailesi’nin “İçişleri Bakanı” açıkladı: “Denizini ve kumunu duyup, çocuklara da uygun bulup, merak ederek geldik. Biz deniz ve plajda temizlik arıyoruz, o yüzden geldik. Ve o anlamda umduğumuzu bulduk.”

KONAKLAMA.. EH İŞTE!

Aile, konakladıkları oteli internet marifetiyle kendileri bulup rezervasyon yaptırmış.

“Burasının üç yıldızlı bir otel olduğunu merkeze alarak; ödediğiniz bedelin karşılığı olan hizmeti aldığını düşünüyor musunuz?” sorusunu Ragıp Çetin, “Kısmen aldığımızı düşünüyorum” dedi. Devamını Fatma Çetin getirdi: Yemek menüsünde çocuklara hitap eden hiçbir şey yok. Örneğin sigara böreği gibi, çocukların severek tüketeceği çeşitlere yer vermemişler.

Çocukların akşamları canı sıkılıyor. Onlar için bir park olabilir. Zaman zaman gündüz de canları sıkılıyor, bir salıncak bile yok. Yakın civarda var salıncakvari bir şey ama biraz daha güzelleştirebilirler.”

LUNAPARKA MECBUR KALDIK        

Fatma Çetin, “Park beklentisini belediyeye atfen de söyleyebilir miyiz?” sorusunu ise, “Evet. Biz çok gezdik buralarda, yakın civarda. Hiçbir yerde parka denk gelmedik. Çok şaşırdık ve çocukların o talebini yerine getirmek için mecburen lunaparka götürmek zorunda kaldık. Ama böyle yakın bir yerlerde park olsaydı çocuklarım daha çok eğlenirlerdi diye düşünüyorum. Sabah ve öğlen saatlerinde götürebilirdik. Burada havuzda da zaman geliyor, sıkılıyorlar. Hava çok güneşli ve sıcak olabilir ama ben de anneleri olarak parka götürüş saatimi ona göre ayarlayacağım” şeklinde yanıtladı.

ÇOK KALABALIK

Fatma Çetin, “Didim’de ilk deneyiminiz. Seneye veya önümüzdeki senelerde tekrar tercih eder misiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Didim, denizi ve sahili ile çok güzel bir yer ama çok kalabalık. Halk plajı olduğu için mi artık, bilemiyorum.”

DİDİM’E TEKRAR GELEBİLİRİZ         

Aile reisi Ragıp Çetin, “Didim’e yine gelecek olursak daha sakin bir yeri tercih ederiz” derken eşi Fatma Çetin tamamladı: “Tekrar gelebiliriz ama bu kadar merkezi bir yere değil, çünkü çocuklara göre değil. Yürümek istemiyorlar, sıkılıyorlar yani.”

AYNI OTELE Mİ… ASLA

“Didim’e yine gelecek olursanız aynı konaklama yerini tercih eder misiniz?” sorusunu Ragıp Çetin kesin ve kati bir ifadeyle, kısaca “Yok” diye yanıtladı. Fatma Çetin devam etti: “Biz beş yıldızlı otellerde de konakladık. Üç yıldızlı bir otelde konakladığımızın bilincindeyiz ama yine de beklentilerimizin çok altında kaldı. Menüde çok çeşit beklemiyorduk ama türleri çeşitlendirebilirlerdi. Örneğin tatlı. Kaldığımız süre boyunca önümüze her gün aynı üç çeşit tatlı kondu. Bari birini değiştirseydiniz.”

Orhangaziliyiz.

Zeytin yemedik!

Sohbete dönüşen röportajımız konudan konuya atlayarak sürdü. Ragıp Çetin, “Biz buraya zeytinin merkezinden, Orhangazi’den geldik. Kahvaltıda zeytin, bizim olmazsa olmazımız. Burada bir tane zeytin yiyemedim” dedi. Fatma Çetin ise görüntüsünden tahlil edip zeytin selesinden bir zeytin alıp tatmaya dahi gerek görmediğini dile getirdi. Fatma Çetin, “Bir çeşit yeşil, bir çeşit siyah zeytin var. Herkesin damak tadı farklı ve biz dâhil herkese, tamamına beğendirmek zor. Çeşitlendirmeliler. Tek çeşit zeytin koymuşlar ve bariz kötü. Mesela tatlı; beş gün tatil yaptık burada. Üç çeşit tatlı var ama hep aynı tatlı. Yani ne bileyim, üzerine bir kremşanti sürün bari. Gına geldi” diye konuştu.

CANLI MÜZİK BİLE YOKTU

Plastik kâse içindeki sütlü tatlının adının ne olduğunu biz tespit edememiştik. Çetin Ailesi de teşhis koyamamış: “Puding mi, revani mi, sütle şekeri mi karıştırıp buzluğa koymuşlar. Arada bir küçük dilim pasta çıkartıp menüye koyar insan. Biz değişik şehirlerde üç yıldızlı başka otellerde de konakladık. İnanılmaz lezzetli, çeşitli menüleri vardı. Yemekleri harikaydı. Canlı müzikleri de vardı, her şeyi de vardı. Hafta içi günleri de çok güzel eğlenirdik. Burada, o da eksik mesela.”

ŞAKA GİBİ:   Çiftin konakladığı süreç evlilik yıldönümlerine de geldi ve bu sefer birlikteliklerinde 20’nci yılı, 11 Ağustos günü konakladıkları otelde kutladı. Fatma Çetin, bu fotoğrafı Facebook hesabından, “Şaka gibi ama 20 yıl, Evlilik yıl dönümümüz kutlu olsun sevdiğim” yorumuyla paylaştı. O paylaşım 15’i kalp emojili 177 beğeni alırken çiftin 55 seveni, evlilik yıldönümlerini aynı mecradan mesajları ile de kutladı.  Gebze Yeni Haber Gazetesi olarak biz de Fatma – Ragıp Çetin çiftini ve sevimli ikizlerini tebrik ederiz.

FOTOĞRAFIN ARKA PLANI DA ANLATIYOR

İSG hak getire

Hijyen. Eh işte!

Ragıp Çetin biz sormadan iş sağlığı güvenliği eksiklerini dile getirdi. Hortumun bulunduğu yerdeki boşlukların başta çocuklar olmak üzere herkes için risk içerdiğini kaydetti.

“Siz kurumsal yerlerde çalışıyorsunuz. İSG’yi muhakkak biliyorsunuz. İSG üzerinden değerlendirir misiniz?” sorumuz üzerine Fatma Çetin, “Ne çalışanlar ne konaklayanlar için hiçbir güvenlik yok. Klimadan sular akıyor, oradan geçiyoruz” yanıtını verdi. Ragıp Çetin tamamladı: “Anılan yerde, girişte zemine bastığımda kaydım, neredeyse düşüyordum.”

Fatma Çetin hijyen ve temizlik konusunda da tatmin olmadıklarını belirtti: “Tabakları kullanmasınlar artık bence, çok eski. Masalar güzel silinmiyor. Bardaklar, tabaklar lekeli. Herkes tabak seçe seçe bir hal oldu.”